prijatno oor Turks

prijatno

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

afiyet olsun

tussenwerpsel

U redu, prijatno svima.
Peki millet, afiyet olsun.

voorbeelde

Naka kaže da razume to, ali joj je takođe drago zbog prijatnog olakšanja koje donesu poezija i oni koji je pišu
Naka anladığını, hatta şiirin parlak rahatlığı ve onu yazanlar için sevindiğini söylüyor

Prijatna večera, g.
Zevkli bir yemek dilerim Bay Jefferies.

Na kraju sam se 1972. vratio u San Dijego i započeo dug i prijatan staž nastavnika matematike u Koronadu, u Kaliforniji.
Sonunda 1972’de San Diego’ya geri döndüm ve California, Coronado’da matematik öğretmenliği yaparak uzun ve doyurucu bir meslek hayatına başladım.

Ovo nije bilo prijatno.
Çok rahatsız oldum. Hayır.

Već je 10 godina sa devojkom, muškobanjastom, ali veoma prijatnom.
10 yıllık kız arkadaşı hayli erkeksi olmasına rağmen çok şeker.

Prijatan lov.
Avın tadını çıkar.

Prijatan dan, gospodine.
İyi günler efendim.

Kada smo izlazile iz radnje, srele smo jednog veoma prijatnog mladog čoveka koji se biciklom vraćao kući s posla.
Birlikte dükkândan çıktık ve bisikletle işten eve gitmekte olan çok hoş bir gençle karşılaştık.

Prijatna domaca atmosfera
Güzel ve arkadaş canlısı bir ortamı vardır

Joanna, kako prijatno iznenadjenje.
Joanna, bu ne hoş bir sürpriz.

Prijatan dan.
İyi günler.

Da, prelepa je...... ali mislim da ti neće biti prijatno u njoj
Evet, çok güzel...... ama içinde rahat edemezsin diye düşündüm

To je prijatno iznenadjenje, Artemizija.
Bu hoş bir süpriz.

Samo da znaš, nosim bade mantil zato što mi nije prijatno da budem go ispred velike grupe ljudi.
Bilirsin, bornoz giyiyorum çünkü kalabalığın önünde çıplak kalmaktan rahatsızlık duyuyorum.

Ali, želim ti prijatan dan.
Ama bu günün tadını çıkar.

Kakvo prijatno iznenađenje
Vay vay vay.Bu ne hoş bir sürpriz. Selam

Džejmi, samo želim da ovo bude prijatno iskustvo za obojicu.
Jamie yalnızca ikimiz için de keyifli bir deneyim olmasını istiyorum.

Prijatno želim.
Size iyi sabahlar.

Prijatan stan.
Uslu kız. Eviniz güzelmiş.

Nije prijatno.
Hoş değil.

Moramo biti prijatnog izgleda, ne svetski ili napadni.
Görünümümüz bu dünyanın tarzını yansıtan şekilde veya uygunsuz değil, memnunluk yaratacak tarzda olmalı.

Ko bi rekao da ću ikada uporediti moju majku sa nekim i pomisliti da je prijatna?
Annemi birinin yanına koyup, sıcak olduğunu düşüneceğim kimin aklına gelirdi?

Prijatna ti zabava s tim.
Size iyi eğlenceler.

Dobro, prijatno ti veče.
Oldu, iyi akşamlar.