rasgele işlem
random processing
rasgele oor Engels
rasgele
Vertalings in die woordeboek Turks - Engels
haphazardly
en
in a haphazard manner
Arılar rasgele uçacak şekilde büyürler ki sonuç itibâriyle, zamana riâyet konusunda biraz zâfiyet yaşarlar.
Bees are trained to fly haphazardly, and as a result, we don't make very good time.
casual
Çoğu kez filmler ve televizyon şovları cinsel ilişkiyi, bir bağlılığın söz konusu olmadığı, rasgele ilişkiler bağlamında gösteriyor.
Often movies and television shows depict sexual relations in a context of casual, noncommitted relationships.
indiscriminate
Müttefik kuvvetler, Halkın Ordusu'nu her yerden temizlemek adına rasgele bombardıman yaptı.
Allied Forces carried out indiscriminate bombings to clear out the People's Army everywhere.
En 16 vertalings meer. Besonderhede is ter wille van die beknoptheid verborge
haphazard · at random · random · promiscuous · offhand · aimlessly · accident · accidentally · scratch · stray · accidental · desultory · anyhow · by chance · by guesswork · on the off-chance
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
Soortgelyke frases
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Bir şekilse eğer, rasgele bir sembol olabilir.
lay down policy guidelines for general sales and free distribution by unanimous decisionOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Çok rasgele görünüyor.
No further technical adjustments will be made in respect of the year concerned, either during the year or as ex-post corrections during subsequent yearsOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Brunswick rasgele görevlendirme sistemiyle çalışıyor.
You' re an intelligent manOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bir ara sokağa daldı, insanlar önünde rasgele moleküller gibi açılıyorlardı.
I wanted...... if anyone had seen my son...... or knew howLiterature Literature
Lucy rasgele bir kurban değil, saldırıya uğrayan
Financing Instrument for development and economic cooperation ***Iopensubtitles2 opensubtitles2
Rasgele ilişkiye inanmıyorum.
Don' t get upsetOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Neyse, rasgele karalamalar
You' re doing greatopensubtitles2 opensubtitles2
Rasgele bir kontrol riskini göze alamazlar
Four or five million dollarsopensubtitles2 opensubtitles2
Gelişen ülkelerdeki gençler de, rasgele cinsel ilişkilerde bulunmak üzere kültürel ve ekonomik açıdan güçlü etkilerle karşı karşıya kalıyor.
I am gambling that you are sincerejw2019 jw2019
Rasgele seçim.
My back has bigger breasts than youOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yani, IG’ e yanıt vereceğini rasgele mi tahmin ettim?
However, intensification of insulin therapy with abrupt improvement in glycaemic control may be associated with temporary worsening of diabetic retinopathyopensubtitles2 opensubtitles2
Rasgele, buranın ayak bileği-derinliğinde lağım avlusu olduğunu söyleyebilirim.
Interrogate himOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Evet, bu rasgele bir yıkımdan daha farklı.
A list of the Range States of migratory species listed in Appendices I and # shall be kept up to date by the Secretariat using information it has received from the PartiesOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu sabah iki yüz Romalı köle... Rasgele seçildi... ve diri diri yakıldı.
You straighten your son out, ¿ que no?- SimonOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Rasgele ve belirsiz şimdilik
dont do thisopensubtitles2 opensubtitles2
Rasgele bir iki kafa ve bir iki beden alıyordum; geri kalanı toplu mezara atıyorlardı.
He thinks he' s-- he thinks he' s, uh... some kind of relativeLiterature Literature
Belki de rasgele olduğu içindir
Who forced you?opensubtitles2 opensubtitles2
Sanıyorum bu sefer rasgele bozulma olduğunu gözden çıkarabiliriz?
Destruction: The process by which all or most of a fluorinated greenhouse gas is permanently transformed or decomposed into one or more stable substances which are not fluorinated greenhouse gasesOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Evler rasgele her yerde ve akla gelen her tarzda inşa edilmiş.
Where' s the sense in that?jw2019 jw2019
Dün rasgele on iki kez telefonla görüştüm.
That' s a startOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Oysa birçok kişi, örneğin rasgele cinsel ilişki kuran hasta insanların kan ürünlerini alma tehlikesinden korktukları için bu aşıyı kabul etmek istemiyor.
The percentage of satisfied participants includes both "satisfied" and "extremely satisfied", while dissatisfied includes "dissatisfied" and "extremely dissatisfied".jw2019 jw2019
Rasgele karşılaştık.
Amounts secured by way of the provisional anti-dumping duty pursuant to Commission Regulation No #/# on imports of hand pallet trucks and their essential parts falling within CN codes ex# and ex# (TARIC codes # and #) originating in the People’s Republic of China shall be definitively collected, in accordance with the rules set out belowOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Havadan, rasgele dağılmış ufak ama son derece iyi ses yalıtımlı kulübelere benziyordu.
That' s just not rightLiterature Literature
Biyolog Robert Brown 1827 yılında mikroskopla yaptığı bir çalışmada suyun içindeki polenlerin her yöne rasgele hareket ettiğini gözlemlemişti.
No, that ' s his nicknamejw2019 jw2019
Rasgele yürüyüş veya hareketler altında olasılıksal süreç hesaplanabilir - - hayvan sürüleri gibi.
Many of the current CSA restrictions may no longer be valid.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
201 sinne gevind in 5 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.