damar sertliği oor Frans

damar sertliği

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

artériosclérose

naamwoord vroulike

Pulmoner hipertansiyon ve damar sertliği.
Hypotension pulmonaire et artériosclérose.

voorbeelde

Damar sertliği yok ya da bir hastalığı yokmuş.
Pas de signes d'athérosclérose * ou autre maladie dégénérative.

Ancak babanızın damar sertliği hastalığı oldukça ilerlemiş.
Cependant, votre père fait de l'artériosclérose.

Sigara kullanımı damar sertliği (ateroskleroz), şeker hastalığı, kalp krizi ve felç riskini artırır.
Le tabac favorise l’athérosclérose, le diabète, les crises cardiaques et les attaques.

Annem bana, babamın damar sertliğinden öldüğünü söylemişti.
Maman m'a dit qu'il était mort d'artériosclérose.

Belki yapamıyordur ama sağlıklı bir bünye ile ilerleyen damar sertliği arasındaki farkı biliyor.
Mais il peut faire la différence entre un homme en bonne santé et un homme sujet à l'athérosclérose.

Birçok ülkede, arteriyoskleroz ya da “damar sertliği” başlıca ölüm nedenlerinden biridir.
Dans de nombreux pays, l’artériosclérose (“ durcissement des artères ”) est la première cause de mortalité.

Baban meyve bahçesinde oturup, damar sertliği sıkıntıları yaşamadı.
Ton père n'écoutait pas ses artères.

Kolesterol, yüksek tansiyon, damar sertliği.
cholestérol, tension, artères.

Tahkikat sonuçları damar sertliğinden öldüğünü gösteriyor bir atardamar hastalığı.
L'enquête montre qu'il est mort d'artériosclérose, une maladie des artéres coronaires.

Damar sertliğine iyi gelir ve kan dolaşımını kolaylaştırır.
L'idiot respire mieux, son sang circule plus vite.

Böyle olmakla birlikte, en sık rastlananı koroner damarların sinsi bir hastalığı olan ateroskleroz, yani damar sertliğidir.
Toutefois, l’atteinte la plus fréquente est celle des artères coronaires par l’athérosclérose.

Pulmoner hipertansiyon ve damar sertliği.
Hypotension pulmonaire et artériosclérose.

Dengesiz bir beslenme şişmanlık, ateroskleroz (damar sertliği), yüksek tansiyon, şeker hastalığı, siroz ve çeşitli kanser türleri gibi kronik hastalıklara yol açabilir.
Une alimentation déséquilibrée peut provoquer des maladies chroniques comme l’obésité, l’athérosclérose, l’hypertension, le diabète, la cirrhose et différents cancers.

Yazar ayrıca, iyilik ve kötülüğün, ender görülen istisna durumlarda “beyinle değil, duygularla koşullandırıldığını” söyledi ve “insanlar damar sertliği yüzünden değil, yürek sertliği yüzünden suç işliyorlar” dedi.
Dorothy Thompson fait également observer qu’à de rares exceptions près la bonté et la méchanceté “ne sont pas conditionnées par le cerveau, mais par les sentiments” et que “les criminels ne deviennent pas tels par durcissement des artères, mais par endurcissement du cœur”.

Her sigara içenin akciğerlerine kansere yol açan maddelerin bir miktarı girdikten sonra kalanı havalandırma siteminden dışarı atılıyor ve atılırken de, onun içine ariosklerozun (damar sertliği) mekanik acıdan bir benzerine neden oluyor.
Après avoir déposé une partie de ses substances cancérogènes dans les poumons du fumeur, la fumée est évacuée par le système de ventilation, déclenchant dans celui-ci l’équivalent mécanique de l’athérosclérose.