sürdürülebilirlik oor Hongaars
sürdürülebilirlik
Vertalings in die woordeboek Turks - Hongaars
fenntarthatóság
Bu bir kadın trendi, sürdürülebilirlik trendi, ve bu trendler ileride karşılaşacağımız en ilginç yatırım fırsatlarını beraberlerinde getirecek.
A feminin trend és a fenntarthatóság trendje fogják a legizgalmasabb befektetési lehetőségeket létrehozni az elkövetkező években.
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Sadece şunu eklemek istiyorum, bu yöntemi bir çok dünya problemine uygulayarak okulu bırakanların sayısını değiştiriyoruz, bağımlılıkla savaşıyoruz, gençliğin sağlığını güçlendiriyoruz, gazilerin travma sonrası depresyonlarını zaman benzetmeleriyle --mucize gibi-- iyileştiriyoruz. sürdürülebilirliği ve korunmayı teşvik ediyoruz, yüzde 50 bırakma oranı olan fiziksel rehabilitasyonu azaltıyoruz, intihar teröristliğine başvurmayı kesiyoruz, ve zaman-bölgesi çatışmaları sonucunda oluşan aile çatışmalarını düzeltiyoruz.
Hát én megbolondulokted2019 ted2019
Bizim için sürdürülebilirlik çok önemli, hem sosyal hem de çevresel ve ekonomik değerleri bir araya getirmeli.
Régen mindig ezt csináltadQED QED
Ve bence birçok şekilde dayanıklılık fikri sürdürülebilirlik fikrinden daha yararlı bir kavram.
Csak a kabinunkba megyünk, köszönjük!QED QED
Eğer bir iş dünyası lideriyseniz, eğer hâlâ iş modelinizin tam kalbine sürdürülebilirliği işlemiyorsanız, hemen yapmanızı tavsiye ederim.
Szenátor úr...... már van is egy önkéntesünkted2019 ted2019
Lütfen mevcut proje sürdürülebilirliğini ve değerlendirilmesini sağlamak üzere gerçekleştirilen önlemleri açıklayınız.
Pompás ötlet, menjünk!EAC EAC
Evet, büyük kısmı bu yüzden Bana sürdürülebilirliğin Listesinde bir numara bir şey karlılık olmalıdır.
a litván intervenciós hivatal birtokában lévő árpa kivitelére irányuló folyamatos pályázati felhívás megnyitásárólOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Merkez kubbenin etrafını saran araştırma merkezleri,...... tüm topluluğun sürdürülebilirliği üzerine...... araştırmaların yapıldığı yerlerdir.
Jó beszédet fogok tartani, megígéremQED QED
Gerçekten iyi sürdürülebilirlik stratejisine sahip olan Nike, Patagonia, Timberland, Marks & Spencer gibi şirketler var.
Ember, jobb ha visszajösszted2019 ted2019
Bu riskler doğrudan bu ülkenin sürdürülebilirliğini ve devamlılığını etkiler .
Egy bivaly és egy tehénted2019 ted2019
Diğer şirketlerin sürdürülebilirlik stratejileri var.
Van valami elképzelése, hogy ki akarhatott ártani a szüleinek?ted2019 ted2019
" Sürdürülebilirliğin başladığı yer. "
Az EU vasúthálózatának hossza kb. 213.000 km, amire becslések szerint úgy 900.000 liter vegyszert locsolunk szét évente.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Oh, sürdürülebilirlik.
Konzultációs eljárásOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ve getirdiğimiz bu değerler çevresel problemler hakkında olabilir, sürdürülebilirlik hakkında, daha az enerji tüketimi hakkında.
Gump, ezeket a didkókat lesd meg!QED QED
Sürdürülebilirliği çekici yapmama yardım edin.
Mennem kellted2019 ted2019
Özetle, toplumun sosyal olarak negatif özellikleri sanayinin pozitif yönde ödüllendirildiği girişimler haline geldi ve problem çözmeye yönelik herhangi bir ilgi veya çevresel sürdürülebilirlik ve koruma doğası gereği ekonomik sürdürülebilirliğe ters düştü.
A#.#.#. norma – Fedélzeti panasztételi eljárásOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Daha da iyisi, sözümona en yüksek sürdürülebilirlik standartlarına uygun olarak bir çiftlikte yetiştirilmişti.
Valaki a kasszát!QED QED
Sürdürülebilirlik bir rekabet meselesi olmalı.
Mire kell egy autó?- Be akarsz hajtani egy italboltba?ted2019 ted2019
Öyleyse, #. yüzyıl başlarındaki bilimsel...... verileri dikkate alırsak...... ana hedefimiz olan " maksimum sürdürülebilirlik " ilkesini...... tüm insanlığa yaymak için...... çalışmalarımıza nereden başlamalıyız?
állandó tartózkodásra jogosult a másik tag területén, ha a tagnakopensubtitles2 opensubtitles2
Sürdürülebilirlik.
aggodalommal állapítja meg, hogy a Számvevőszék éles kritikával illeti a Bizottság által végrehajtott pénzügyi korrekciókat, amelyek nem teszik lehetővé a hibák megelőzését, illetve időben történő feltárását és helyesbítését; és nem veszik kellőképpen figyelembe a feltárt hiányosságokat az alapul szolgáló műveleteknél, azaz a végső felhasználó szintjén, és nem ösztönzi[k] a tagállamokat arra, hogy intézkedéseket tegyenek a szabálytalanságok megelőzésére, vagy javítsák az irányítási és kontrollrendszereiket (a Számvevőszék éves jelentésének #.#. és #.#. pontjaOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yani söylediğimiz şey şudur: ölçeklendirme sürdürülebilirliğin düşmanı haline gelmemelidir
De Vadim szeretett volna egy Hong Kongi üzletet nyélbe ütniQED QED
Benim işim uzun süre eğitimle alakalıydı, insanlara sürdürülebilirlik için pratik beceriler öğretmek, kendi yiyeceklerini yetiştirebilmeleri için nasıl sorumluluk alınacağını öğretmek, yerel ürünler kullanarak nasıl yapılar inşa edileceğini ve kendi enerjilerini nasıl üretebileceklerini vb. öğretmek.
És tuti, hogy büdösted2019 ted2019
Sürdürülebilirlikle ilgili komik şey, onu devam ettirebilir olmanız gerektiğidir.
Drexl- el akarok beszélnited2019 ted2019
Sürdürülebilirlik için, 75 lira per - 2 lira
A panaszban szereplő információk alapján az említett vállalatok termelése körülbelül # millió egység (a #-es naptári évreOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Nespresso'yu yaratan Nestlé, animasyon filmlerine giren Lego, hibritleri yaratan Toyota, sürdürülebilirliğe girişen Unilever -- bir sürü örnek var ve faydaları çok büyük.
Mind meghalunk?ted2019 ted2019
Fakat yıllarca çalışmam küreselleşmiş büyüme modeline bakarak, bir taraftan gelenlerle diğer taraftan çıkanları hesaplamak üzerine kurulmuş olan sürdürülebilirlik fikrine odaklanıyordu.
Chung So testvér, Leung úr és a mi mesterünk ugyanazt az iskolát tanulták; így az ő stílusát sem lehet " vadhajtásnak " tekinteni az eredetihez képestQED QED
90 sinne gevind in 6 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.