şimşek ve yıldırım oor Portugees

şimşek ve yıldırım

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

raio

naamwoord manlike

Şimşek ve yıldırımda bile mi?
Mesmo quando está há raios e trovões?

Şimşek ve yıldırım

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

raio

naamwoord

Descarga elétrica atmosférica que por vezes atinge o solo.

Şimşek ve yıldırımda bile mi?
Mesmo quando está há raios e trovões?

voorbeelde

Kudretli Thor, şimşek ve yıldırımın tanrısı çekicini kullan ve beni koru.
Poderoso Thor, deus do relâmpago e do trovão, bata o seu Martelo e proteja-me.

Şimşek ve yıldırımda bile mi?
Mesmo quando está há raios e trovões?

Şimşek ve yıldırımda bile.
Mesmo quando há raios e trovões.

Kudretli Thor, şimşek ve yıldırımın tanrısı...... çekicini kullan ve beni koru
Poderoso Thor, deus do raio e do trovão, brande o teu martelo e protege- me

Şimşek ve Yıldırım ise adamı hayata döndürür.
Aí relâmpagos e trovões devolvem a vida à pessoa.

Kudretli Thor, şimşek ve yıldırımın tanrısı çekicini kullan ve beni koru.
Poderoso Thor, deus do relâmpago e do trovão,..... ergue o teu Martelo e protege-me.

Güneş ışınlarının ve belki yıldırımların, şimşeklerin ve patlayan volkanların da sağladığı enerji sayesinde bu basit bileşimler önce ayrıştılar, daha sonra yeniden toplanıp aminoasitleri oluşturdular.
Com a energia suprida pela luz solar, e talvez por relâmpagos e vulcões em erupção, estes compostos simples se separaram e então se recombinaram em aminoácidos.

Yağmur yağacak şimşek çakacak, yıldırım düşecek ve arkadaşımın istediği bilgiyi vermezsen kafan şuradaki duvara geçirilecek.
Haverá chuva relâmpagos, trovões e sua cabeça pregada nesse muro em frente se não me disser o que meu amigo e eu queremos saber.

Ben yıldırım ve şimşeklerden bahsediyorum.
Estou a falar de trovões e relâmpagos.

Yıldırım ve şimşeğin nereden geldiğini kim söyleyecek?
Quem pode dizer de onde vêm o trovão e o raio?

Örneğin, Cymbeline'de Jüpiter "bir kartalın üzerinde oturarak, şimşek ve gök gürültüleri arasında yeryüzüne iner: bir yıldırım fırlatır.
Em Cimbelino, por exemplo, "Júpiter desce em trovão e relâmpagos, sentado em uma águia e lança um raio".

Şimşek, yıldırım, elektrik hatları, jeneratörler gibi araçlar bizleri statik ve gürültü yönünden rahatsız ederler.
Relâmpagos, linhas de transmissão, geradores — todos nos importunaram com estática e ruídos.

İnsanların yarattıkları tanrılar, güneşin, ayın, yıldızların, ağaçların, şimşeklerin, yıldırımların, dağların, hayvanların, hükümdarların, paranın, seksin, karnın ve insanların tanrılaştırmaktan hoşlandıkları diğer şeylerin suretleri ve benzerleridir.
Os deuses criados pelos homens foram criados à imagem e semelhança do sol, da lua, das estrelas, das árvores, dos trovões, dos relâmpagos, dos montes, dos animais, dos governantes, do dinheiro, do sexo, do ventre, além de qualquer outra coisa que o homem se agradasse em deificar.