Deniz kuşu oor Portugees

Deniz kuşu

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

Ave oceânica

deniz kuşu

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

ave oceânica

voorbeelde

Büyük martı ve deniz kuşu sürüleri en yakın açık sulardan...... millerce süren buz üzerinde uçuyor
Enormes bandos de mergulhões voam através de muitos quilômetros de gelo para as águas abertas

Sanırım ben ve Jackie de " kuş gözleme " ye gideceğiz.
Estou a pensar que se calhar eu e a Jackie também vamos " observar pássaros ".

Kuşbilimcilere göre, en azından 400.000 deniz kuşu –denizpapağanları, batağanlar, sümsükkuşları ve özellikle dalıcımartılar– öldü.
Segundo os ornitólogos, pelo menos 400.000 aves-marinhas — papagaios-do-mar, mergulhões, gansos-patolas e principalmente airos-d’asa-branca — morreram.

Evet, ikimiz de kuş vurmayı çalışmadık.
Pois, nenhuma de nós fez a iniciação em espantar pássaros.

Şimdi de kuşla kaynaştın demek öyle mi?
Você adora esse pássaro.Não é mesmo?

Ha, bir de kuşun vücudundan iki tane de el çıkıyordu.”
E depois saíram duas mãos do corpo do pássaro.

Ne kaplumbağalar gibi sert bir zırhımız ne de kuşlar gibi kanatlarımız var.
Não temos uma carapaça como as tartarugas, nem asas como os pássaros.

Hem kaplumbağamız hem de kuşumuz olabilir mi?
Podemos ter tartarugas e pássaros juntas?

Ve ben de kuşlarla ilgilenmiyorum!
E não estou interessado em pássaros.

Yavru deniz kuşları içinde en büyüğüdür.
É o maior filhote de todas as aves marinhas.

Ve de kuş yuvası yapmadığımdan.
Não fiz uma casa de pássaros.

Bu kayalıklarda yüz binlerce deniz kuşunun yuvası var.
Neste penhasco estão centenas de milhares de ninhos de aves marinhas.

Ama, belki de kuşlar ondan hoşlanıyordu.
Mas, de alguma forma, os pássaros gostavam dele.

Bıraktıkları izlerde deniz kuşları yiyecek arar.
Aves marinhas seguem o seu rastro.

Ne böcek, ne hayvan, ne de kuş var.
Não há insetos, não há animais, não há pássaros.

Bir deniz kuşu.
É uma ave marinha.

Uzak kuzeydoğuda çorak, lavla kaplanmış milyonlarca deniz kuşunun yuvası Genovesa.
Remota, abandonada, coberta de lava e o lar para 1 milhão de aves marinhas.

Yiyemeyeceği kadar çok deniz kuşu yavrusu var.
Há mais filhotes de araus do que consegue comer.

Sandviçin soğudu, ben de kuşlara verdim.
O teu cachorro quente ficou frio, por isso dei-o aos pássaros.

İkiniz de kuşlara mı meraklısınız?
vocês dois são chegados em pássaros?

Bunun sonucunda deniz kuşları ve yunuslar gibi yırtıcılar cezbediliyor ve hatta daha büyük avcılar bile.
Que por sua vez trouxe predadores como aves marinhas e golfinhos e ainda maior predadores.

Belki de kuşları bırakırsak geri verirler.
Talvez... se libertarmos os pássaros, eles reponham a energia eléctrica.

Ve de kuşlar: Bak sen yapamıyorsun ama ben yapabiliyorum.
E os pássaros: olha para o que eu posso fazer e tu não.

Issız bir adada sadece 375 vahşi kedi yalnızca bir yılda 56.000 tavşan ve 58.000 deniz kuşu yedi.
Numa ilha isolada, somente 375 gatos selvagens consumiram 56.000 coelhos e 58.000 aves marinhas em apenas um ano.

Bir deniz kuşu için yapılanlar doğru değil!
Não é bom que tenhamos feito isso, não a uma ave marinha.