Yemen oor Portugees

Yemen

eienaam

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

Iémen

naamwoord manlike

Yemen hakkında ne derseniz diyin, ama reçeteler konusunda çekinmiyorlar.
Digam o que disserem sobre o Iémen, eles não se coíbem de nos dar medicamentos.

Iêmen

eienaam manlike

Yemen halkının kanatları kırık küçük kuşlar olduğunu mu düşünüyorsun?
Você acha que o povo do Iêmen são passarinhos com asas quebradas?

iemenita

naamwoord

Geleneksel Yemen adetleri. Hep birlikte müzikle eğleniyorlar.
O costume tradicional iemenita no qual uma música avisa toda a comunidade.

yemen

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

iémen

Yemen hakkında ne derseniz diyin, ama reçeteler konusunda çekinmiyorlar.
Digam o que disserem sobre o Iémen, eles não se coíbem de nos dar medicamentos.

voorbeelde

Genelde burada bir hatunla yemem.
Não estou acostumado a vir aqui com uma mulher.

Kıçına tekmeyi yemeden git
Dê o fora daqui!

Daha çok spagetti yememiz lazim.
Nós precisamos comer mais spaghetti.

N'olmuş, dayak yemeye alıştım zaten.
Raios, adoro que me chutem.

Sonunda arkadaşları onu yemek yemeye ikna edebildiler.
Por fim, seus amigos conseguiram persuadi-lo a comer.

Çizilmiş bir elmaya bakmaktansa gerçek bir elmayı yemeyi yeğliyor.
Prefere comer uma maçã que ver uma pintada... tem mais satisfação.

Seninle akşam yemeği falan yemeyi çok isterim.
Queria jantar ou sair com você.

“Hiç misket yemem madam,” diye yanıt verdi Monte Cristo, sanki aralarında bu konuda hiçbir sorun olmamış gibi.
— Eu jamais como moscatel, senhora — respondeu Monte Cristo, como se o assunto entre os dois fosse aquele.

O boktan şeyi yemem.
Não, não como essa merda.

Bunun için onları yemem gerekiyor.
É por isso que tenho que comê-las.

Yemen'deki yatırım olanakları hakkında.
Isso trata de oportunidades de investimentos no Iêmen.

iptal edersen, akşam yemeği yemeyi düşünür müsün?
Se cancelar, estaria interessado em jantar?

Annem şekerli gevrek yememe izin vermezdi.
A minha mãe não me deixava comer cereais com açúcar.

Yemeyi, koklamaya tercih ederim
O gosto é bem melhor que o cheiro

Yemeden ve içmeden bir hafta boyunca rahatlıkla dayanabiliyoruz.
Nós podemos passar até uma semana sem comer ou beber, sem problema nenhum.

Dedi ki: " Ailemize ölü fili yemeye başlamalarını söyle.
Mandou dizer à família para ir comendo o elefante.

Bebek annesinin izleyerek onları yemeyi öğreniyor.
O bebê aprende o que comer observando sua mãe.

Yemek yemen lazım mı?
Está com fome?

Dayak yemeyi seviyordu ve zavallı salak ben, neden olduğunu bilmiyordum.
Ela amava uns tapas, e eu, pobre coitado, não sabia por quê.

İnsanlar, bir şekilde değiştirilmiş olan gıdaları yemeye alıştılar.
As pessoas estão acostumadas a ingerir alimentos que foram alterados de uma forma ou de outra.

Şimdi karides kokteyli yemeye gidebilir miyiz?
Agora Podemos ir buscar alguns coquetéis de camarão?

Oradaki Adoo haydutlarıyla, yani Yemen'den kaçan adamlarla sorun yaşıyorlar.
Eles estão tendo problemas com bandidos Adoo lá, homens que estão fugindo do Iêmen: um negócio tipo Lawrence da Arábia.

Ama artık yemek yemem lazım.
Mas eu tenho que comer agora.

Paran olmaması, kötü yemek yemen için bir neden değil.
Não ter dinheiro não é razão suficiente para comer mal.

Bu gece dışarıda yemeye ne dersin?
O que você diz de comer fora esta noite?