sevk etmek oor Portugees

sevk etmek

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

repassar

werkwoord

levar

werkwoord

Bu deneyimimiz bizi imkan bulduğumuzda tıka basa yemeye ve hayatta kalmak için besleyicileri depolamaya sevk eder.
Essa experiência nos leva a devorar quando podemos e a estocar nutrientes para a sobrevivência.

voorbeelde

Onun işi her ay Chicago'dan Meksika'ya, milyonlarca dolar uyuşturucu parası sevk etmek.
As operações dele movimentam milhões em drogas de Chicago para o México a cada mês.

Başka koyunlardan oluşan büyük kalabalık, kendilerini Tanrı’nın kanunlarını bozmaya sevk etmek isteyenlerden korunmalıdır.
Os da grande multidão de outras ovelhas têm de ser protegidos contra os que tentariam induzi-los a violar as leis de Deus.

Senato yeniden yapılanma için başkanı yüce divana sevk etmek istiyor.
O Senado quer contestar o Presidente pelas reformas.

İnsanlarla, onları muhakemeye sevk etmek için, ek bir gayret sarf edecek kadar ilgileniyordu.
Seu interesse por elas era suficientemente forte para induzi-lo ao empenho adicional que isso exigia.

Tutuklusun onları tehlikeye sevk etmekten ve çocuk istismarından.
Está preso por corromper crianças e por abuso infantil.

Sanki insanüstü bir güç, insanlığı kendi kendini yok etmeye sevk etmektedir.
É como se alguma força sobre-humana dirigisse o homem para a sua autodestruição.

Onları ziyaret ederek Yehova’ya sevk etmek gerekmektedir.
Elas precisam ser contatadas no ministério e encaminhadas para a organização de Jeová.

Takdirle yanan yüreklerimiz bizi böyle değerli bir fırsatı benimsemeğe sevk etmektedir.
Nosso coração, emocionado pelo apreço, induz-nos a aproveitar essa preciosa oportunidade.

Ama sizi şunu düşünmeye sevk etmek isterim ki:
Embora peço-lhe a considerar o seguinte:

İlerde Hizmet Toplantısı Programımız ilgi gösterenleri teşkilata sevk etmekle ilgili buna ek teklifler de verecek.
Futuros números do Nosso Ministério do Reino delinearão sugestões adicionais, incluindo o uso da brochura As Testemunhas de Jeová no Século Vinte, para encaminhar os interessados para a organização.

Bizi sevk etmekte, neden vicdan kurallardan daha güçlüdür?
Por que pode a consciência motivar-nos mesmo além do que as regras possam conseguir?

Ben düşmadan sevk etmek için bir cevap hazırlıcam.
Estou tendo resposta das naves inimigas.

Kimseyi paniğe sevk etmek istemem ama bilmen gerektiğini düşündüm.
Não quero colocar ninguém em pânico, mas achei que deveria saber.

Polis suç işleyenleri yakalayıp mahkemeye sevk etmektense, asılsız suçlamalar nedeniyle Şahitleri tutukluyor.
Em vez de agir contra os criminosos, a polícia prende os irmãos sob falsas acusações.

Kimseyi paniğe sevk etmek istemedim.
Não queria alarmar ninguém.

FBI' ı soruşturma başlatmaya sevk etmekte kullanmamalıydın
Não devias ter usado isso para fazer com que o FBI iniciasse uma investigação

Etkileri, yalnızca onları başka yöne sevk etmek için çok geç olduğunda hissedilen, tepkilere rehberlik eder.
Pode orientar reações cujos efeitos são percebidos somente quando é tarde demais para desviá-los.

Seni iyi yola sevk etmek için, ha?
Lhe colocou no caminho certo, hein?

4 İnsanları, Tanrı’nın teşkilatıyla tanıştırıp oraya sevk etmek için diğer bir olanağı “Seri” kitapları sağlıyor.
4 Outro modo excelente de encaminhar pessoas para a organização de Deus é mediante A Sentinela e Despertai!.

Halim ruhlu olanları hakikate sevk etmek için “kılıç”ı doğru tarzda kullanma faaliyetine yoğun şekilde iştirak edelim.
Participe plenamente em manejar a “espada” de modo certo para encaminhar os mansos à verdade.

Para aklama makinesinin içinden 2 milyar dolarlık fonu Singapur'a sevk etmek.
De dentro da máquina, saem US $ 2 bi em fundos enviados para Cingapura.

Ev sahibini sohbet etmeğe sevk etmek üzere ne gibi sorular sorulabileceğini, ayetlerde nasıl bağlantı kurulabileceğini göster.
Mostre-lhes como se pode fazer perguntas para envolver o morador, e como interligar os textos com eficácia.

18 Tanrı’nın hizmetçilerinin bütünlüğünü bozmak konusunda Şeytan’ın başvurduğu belki hiçbir yöntem, ahlaksızlık işlemeğe sevk etmek kadar başarılı olmamıştır.
18 Talvez por nenhum outro meio Satanás tem sido tão bem-sucedido em minar a integridade dos servos de Deus como por induzi-los a cometer fornicação.

Politikacılar artık hayalleri sevk etmek yerine bizleri kâbuslardan korumak için söz veriyorlar.
Em vez de nos oferecerem sonhos, os políticos agora prometem nos proteger de pesadelos.

Onu hastaneye sevk etmek için imzalı bir emrim var.
Tenho ordem assinada para levá-lo ao hospital.