Castilla oor Turks

Castilla

/kaș.ˈti.ʎa/ eienaam

Castilla (región histórica)

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

Kastilya

Castilla (región histórica)

Indigno también de ocupar el trono de Castilla.
Kraliçenin sevgisine ve Kastilya tahtına layık değil o.

castilla

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

kastilya

Indigno también de ocupar el trono de Castilla.
Kraliçenin sevgisine ve Kastilya tahtına layık değil o.

Soortgelyke frases

Isabel I de Castilla
I. Isabel

Castilla-La Mancha
Kastilya-La Mancha

Castilla y León
Kastilya ve Leon

manzanilla de Castilla
papatya

voorbeelde

Eche un vistazo ahí abajo, a los pies del castillo.
Aşağıya, şatonun alt tarafına bak.

EI Castillo de Aaargh.
Aaargh Şatosu.

–Dile que pase por la espada a los prisioneros y prenda fuego al castillo, por orden del rey.
“Tutsakları kılıçtan geçirmesini ve kaleyi ateşe vermesini söyle, kralın emriyle.

¿Es este un bonito castillo?
Güzel bir kale oldu mu?

El año pasado, Amabella tuvo un castillo inflable y un mago.
Geçen yıl Amabella'nın oyuncak kalesi ve sihirbazı vardı.

El castillo de If es una prisión del Estado destinada solamente a los culpables políticos graves.
İf Şatosu sadece önemli siyasi suçlulara ayrılmış bir devlet hapishanesidir.

El Kremlin es más bello que ese castillo o convento allá abajo al pie de la montaña...
Kremlin, oradaki dağın eteklerindeki şatodan çok daha güzel.”

Si vino a reclamar mi castillo, llegó demasiado tarde.
Geliş amacınız kaleyi almaksa Baron geç kaldınız.

¡ Entonces también todo hombre, mujer y niño de este castillo!
O zaman bütün insanların ölecek!

Lo hallaron cerca del castillo de donde vino Hannibal.
Hannibal'ın geldiği kalenin yakınında bulundu.

Bienvenida a tu castillo, mi princesa
Sarayına hoş geldin, Prensesim

Lo mejor es la guardia del castillo.
En muhteşemi saray muhafızlarıymış.

El ejército Tokugawa ha quemado el castillo Okabe.
Tokugawa ordusu Okabe Kalesi'ni yaktı.

Se podría intentar saciarlos con el oro, pero si quieres mi consejo de lord canciller, necesitas refuerzos para defender el castillo.
Onları altına gömmeyi deneyebilirsin ama Lordlar'ın kamara başkanı olarak önerimi istersen kaleyi savunmak için takviye birliklerine ihtiyacın var.

No regresaremos al Castillo Negro.
Kara Kale'ye dönmeyeceğiz.

Vamos a construir un castillo con ramas y monedas aplastadas.
Eğri dallardan bir saray yapacağız. Ve düzlenmiş bozuk paralardan.

El primer castillo solo costó catorce mil dólares y tardaron en hacerlo un total de cinco semanas.
İlk şato sadece 14.000 dolara mal olmuş ve beş hafta içinde tamamlanmış.

He encontrado estos dibujos un tanto austeros del castillo.
Bu şatonun bayağı sade resimlerini buldum.

" Soy el rey del castillo!
" Benim kalenin kralı!

¿Irrumpir en su castillo?
Kalesine saldıralım.

Marius me llevará a Austria para estar en su castillo esa semana.
Marius beni Avusturya'ya uçakla götürecek o hafta kalesinde beraber takılmak falan istiyormuş.

Admito que sentía curiosidad y que no era partidario de liquidarlo en cuanto pusiera un pie en el castillo.
Merak ettiğimi kabul ediyorum ve onu, şatoda aptal bir durumda olduğu sırada öldürmeye o kadar da hevesli değildim.”

Y aquí en el castillo vecino.
Kalenin hemen yanı başında.

—¿Entonces el castillo está cerrado?
Saint Aubert: - Şato hala kapalı mıdır?

Los ladrillos con los que se edificó el castillo son de un tipo medieval de gran tamaño, a veces llamado ladrillo de monjes.
Şatonun tuğla tertipi ortaçağ tip büyüklüğü üzerinde olup bazen rahip tuğlaları olarak adlandırılır.