bebé oor Turks

bebé

/be.'βe/ naamwoord manlike

Niño de menos de un año.

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

bebek

naamwoord

Ser humano muy pequeño, de entre el nacimiento y un año.

El bebé que duerme en el cochecito de bebé es tan lindo como un ángel.
Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.

Bebek

primera etapa de desarrollo del ser humano

El bebé que duerme en el cochecito de bebé es tan lindo como un ángel.
Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.

meme çocuğu

süt çocuğu

En nuestro país, de cada mil niños... 162 mueren de bebés.
Memleketimizde doğan her bin çocuktan 162'si daha süt çocuğu evresinde ölür.

Soortgelyke frases

Monitor de bebé
bebek telsizi

voorbeelde

Como la cabeza de un bebé.
Bebek kafası kadar.

Ramón mató a su marido, asesinó a su bebé enfermo, utilizó el cadáver del bebé para esconder cocaína, y luego la violó.
Ramon kocasını öldürmüş ve hasta bebeğini öldürdükten sonra cesedini gümrükten kokain kaçırmak için kullanmış ve ona tecavüz etmiş.

Va a ir Chris con su esposa y su bebé.
Chris de eşi ve çocuğuyla gelecek.

Creo que hemos identificado al padre del bebé.
Sanırım Sofia'nın bebeğinin babasını bulduk.

Y no quieres que ese bebé crezca con una asesina como madre, ¿no?
Ve içindeki bebeğin bir anne olarak bir katille büyümesini istemezsin, değil mi?

¿Te gusta el nuevo amigo de mamá, bebé?
Annenin yeni arkadaşını sevdin mi, yavrum?

También era tu bebé.
O, senin de bebeğindi.

Bebé B y yo vamos a estar conjuntados todo el tiempo.
Bebek B ve ben artık hep aynı şekilde giyineceğiz.

El'águila bebé del desierto', es una cosita práctica.
Baby Desert Eagle, kullanışlı küçük bir şey.

E incluso si fuera posible, eso no es algo que una madre haga con la cabeza de su bebé.
Doğru bile olsa bir kadın çocuğunun başında böyle bir şey istemez.

Y seguiré haciendo esto por Patricia, mi tocaya, una de las primeras tapires que capturamos y cuidamos en el bosque atlántico hace muchos, muchos años; por Rita y su bebé Vincent en el Pantanal.
Bunu adaşım Patrícia için yapmaya devam edeceğim, çok yıllar önce Atlantik Ormanı'nda yakalayıp izlediğimiz ilk tapirlerden biriydi; Pantanal'daki Rita ve yavrusu Vincent için.

Logró encontrar un bebé nacido sin vida en un hospital al norte de Luisiana.
Sehir disindaki bir Louisiana hastanesinden dogmadan olmus bir bebek bulmus.

Un bebé cuesta dinero, Abe.
Bebek masraflı olur Abe.

Sue, creo que hay otro bebé aquí.
Sue, galiba bir bebek daha var.

Es posible que el buque nodriza visite a su bebé, para ver que esté seguro.
Anne bebeğini kontrol edebilir, güvenli olup olmadığını.

Si no podemos devolver al bebé...
Biz güvenle bebek iade edemiyorsanız...

Si te sirve de consuelo, tal vez no era el bebé de Dode.
Bir teselli olsaydı, muhtemelen bu, Dode'un çocuğu olmazdı.

El mercado negro está lleno de dientes de bebé y de líquidos asquerosos
Çünkü karaborsa sadece bebek dişleri ve garip sıvılardan oluşuyor

Esa manchita de ahí, eso es nuestro bebé.
Şuradaki minik nokta bizim bebeğimiz.

Ugh. Es hora del coranzoncito de bebé.
Minik bebeğe kalp takma zamanı.

Bueno, desde que estoy embarazada, tengo el presentimiento de que este bebé no es sólo mío.
Hamile kaldığımdan beri bebeğin sadece benim olmadığını hissediyorum.

Para el momento en que hayamos acabado, esa escoria estará llorando como un bebé.
Onunla işimiz bitince o alçak bebek gibi ağlayacak.

Tú has tenido un bebé?
Bebeğin mi var?

Bebé, necesitamos hablar.
Bebeğim, konuşmamız gerek.

Tan pronto llegué allí, mi primera meta fue conseguir un apartamento, para así poder traer a mi esposa y mi nueva bebé, Melanie, y reunirnos en Idaho.
Oraya vardığımda ilk amacım bir daire bulmaktı, böylece eşimi ve yeni doğmuş bebeğim, Mealnie'yi, Idaho'ya benimle birlikte olmaları için getirebilecektim.