arts oor Turks

arts

/aʁ/ naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

güzel sanatlar

forme de l'expression humaine, généralement influencée par la culture

Assurément, beauté et art ont leur place dans la vie.
Tabiatıyla, her evde güzel sanatlar için bir oda olması gerekir, Lordum.

ARts

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

ARts

Ça va renvoyer votre article dans Arts et Loisir
Bunun yanında senin hikayen ancak Arts & Leisure' de yayınlanır

Soortgelyke frases

information art
Enformasyon sanatı

art dégénéré
Yoz sanat

histoire des arts
Sanat tarihi

art moderne
Modern sanat

art corporel
Vucüt Sanatı

art urbain
Sokak sanatı

Metropolitan Museum of Art
Metropolitan Museum of Art

Academy of Motion Picture Arts and Sciences
Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi

art
dörüt · elişi · hüner · marifet · sanat · ustalık · zanaat

voorbeelde

Un combat au bâton ce n'est pas l'art du sabre!
" Baston kullanmak, savaş sanatı değildir.

Si John Ruskin dit, " Oui " alors le monde de l'art suit.
John Ruskin evet dediğinde, sanat dünyası onu izler.

Des étudiants turcs en gestion de l'art écoutent une présentation du co-initiateur d'Arthere Omar Berakdar.
Türk Sanat Yönetimi öğrencileri, Arthere eş-başlatıcısı Ömer Berakdar'ın bir sunumunu dinliyor.

Il enveloppe l'art et bien autre chose encore, en les empêchant de sortir du quotidien.
Sanatı ve daha başka şeyleri -gündelik hayatın dışına çıkmalarını engelleyerek- kapsar.

(Cette proposition est même vérifiée dans l'art comique.)
(Bu önerme, komik sanat için de doğrulanmıştır.)

S'il se met à citer L'Art de la guerre de Sun Tzu, je suis cuit.
Eğer Sun Tzu'nun Savaş Sanatı'na girerse, battım demektir.

Son travail récent – de grands portraits aux riches couleurs – faisait partie des dessins et peintures exposés à Arthere lorsqu'un groupe d'étudiants turcs en gestion de l'art de l'Université Bilgi sont venus visiter avec leur maître de conférences Derya Yücel le 1er décembre 2016.
Son çalışmasına – zengin tonlardaki büyük portreler – Arthere'de gösterilen çizimler ve resimler arasında Bilgi Üniversitesi'nden bir Türk Sanat Yönetimi öğrencisi ve öğretim görevlisi Derya Yücel 1 Aralık 2016 gününde ziyarete geldi.

C’est alors qu’un Témoin âgé, lui aussi dans le monde des arts traditionnels, m’a demandé pourquoi je pensais devoir abandonner mon métier.
Bununla birlikte, kendisi de geleneksel Japon eğlence türlerinden biriyle uğraşmış yaşlıca bir Şahit, ayrılmayı neden zorunlu bulduğumu sordu.

Dans un musée d'art, c'est une sculpture.
Sanat müzesine konursa, bir heykel olur.

Je suis l'Artie Shaw des harpistes.
Ben harpçıların Artie Shaw'ıyım.

T'y connais rien en art, pas vrai?
Sen sanat hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.

Sauf pour les œuvres d'art, faut les garder pour le peuple : la cathédrale ne brûle pas
Yalnız sanat eserlerini ayırmalı halk için: katedrali yakmaca yok

Jeremiah Hook, voici Bea Watson, journaliste d'art.
Bea Watson. Sanat muhabiri.

Vous ne pouvez pas penser que la violation est d'Artie ou Myka.
İhlalin Artie veya Myka olduğunu düşünüyor olamazsınız.

Comment t'es-tu intéressé à l'art ?
Sanata nasıl ilgi duymaya başladınız?

Ta mère dit que l'irresponsabilité est un art chez moi.
Annen ve ben sorumsuzluğu sanat haline getirdik.

L'art dramatique?
Dram mi?

Pour l’artiste, la pensée et le langage sont les instruments d’un art.
Sanatçı için düşünce ve dil sanatın araçlarıdır.

Sans lui, l'art turc serait incomplet, la Turquie ne serait pas ce qu'elle est.
Onsuz Türk sanatı eksik kalır, Türkiye bugünkü Türkiye olamazdı.

Apparemment, des pièces d'art comme celle-ci atterrissent rarement dans les mains de leur propriétaire.
Belli ki bu tür çalıntı eserler sahiplerinin ellerinde durmuyor.

Parce que nous pourrions facilement être victimes des manœuvres de Satan, qui est passé maître dans l’art de faire paraître désirable ce qui est mauvais, comme il l’a fait avec Ève. — 2 Corinthiens 11:14 ; 1 Timothée 2:14.
Çünkü Şeytan’ın sinsi oyunlarına kolayca yenik düşebiliriz; o, Havva’yı ayartırken yaptığı gibi, yanlış şeyleri hoş bir şeymiş gibi göstermekte ustadır (2. Korintoslular 11:14; 1. Timoteos 2:14).

Il m'a aussi initié à l'art de la fellation à Oxford.
Aynı zamanda, Oxford'da öğrenci iken bana oral seks sanatının inceliklerini öğretti.

L’art de bien s’occuper des enfants
Başarılı Çocuk Bakımı

La nouvelle prof d'arts est belle-mère.
Yeni resim öğretmenimiz bir üvey anne.

Ma plus jeune fille, Kenna, quand elle était enfant, c'était une maître dans l'art d'effrayer les gens.
en genç kızım, Kenna, küçük bir çocukken, insanları korkutmakta ustaydı.