carrelage oor Turks

carrelage

naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

taş döşeme

naamwoord

voorbeelde

Tu as vérifié le carrelage et le modèle?
Rezevuar ve klozeti kontrol ettin mi?

Il tendit les mains pour amortir sa chute, mais il ne réussit qu’à égratigner le carrelage blanc et froid du sol.
Kendini dengelemek için ellerini öne uzattı ama sadece yerin soğuk, beyaz parkelerini tırmalamakla yetindi.

Et regarde le carrelage.
Fayanslara bak.

Pour le carrelage de l' appart de sa mère
Annesinin evine fayans bakmak için

C'est une entreprise de carrelage, pas un Starbucks.
Kaplama şirketi burası, Starbucks değil.

J'étais sur le sol, je ne sentais pas le carrelage, car j'étais allongée sur quelque chose, du plastique.
Yerde yatıyordum,... ama plastik bir şeyin üzerinde yattığım için zemini hissedemiyordum.

Si elle n'aime pas les miroirs, on devrait choisir un carrelage clair.
Ayna istemiyorsa açık renkli fayanslar seçebiliriz.

Votre femme dit que le carrelage n'est plus en stock.
Karınız fayansın kalmadığını söyledi.

On voit même plus la couleur du carrelage!
Parkelerin rengini göremiyorum!

Cette femme nettoie des joints de carrelage pour vivre.
Bu kadın, kendini geçindirmek için yerleri temizleyen birisi.

Mon père y a posé tout le carrelage.
Babam, oranın mozaik işlerinde çalışmıştı.

C'est le même carrelage que dans la salle de bain de notre appart.
Dairemizdeki banyoda aynı fayans var.

Brandy est toujours étalée sur le sol de carrelage froid, tout au sommet de Capitol Hill à Seattle.
Brandy, Seattle’daki Capitol Hill’in tepesindeki bir banyonun soğuk fayansları üzerinde yatmaya devam ediyor.

Un message en lettres de sang sur le carrelage ?
Banyo karolarına kanla yazılmış bir mesaj?

Chéri, c'est un carrelage d'époque.
Tatlım bunlar orijinal karolar.

Vous faites tomber du sucre sur mon carrelage.
Şerif, her yere toz şeker döküyorsun.

Il faut du carrelage, pas un tapis.
Buraya halı değil fayans döşenmeli.

Je pensais que tu vendais du carrelage.
Banyo seramiği sattığını sanıyordum.

C' est plus facile d' enlever de la cendre sur du carrelage sur le tapis
Külü, fayansın üzerinde süpürmek daha kolaydır sonra da orayı halısız bırakmak

Quelque chose sur le carrelage.
Yer döşemesinden bir şeyler bulduk.

Les vestiaires étaient en blocs de verre et de carrelage.
Soyunma odası, cam ve kiremit kaplıydı.

le carrelage est arrivé.
Fayanslar geldi.

Les tables et le carrelage, ça doit pas être dur.
Zor olmamalı.

Ce carrelage est trop dur.
Bu zemin çok sert olur.

Il faut changer le carrelage
Fayansları değiştirmeniz gerekecek