fonctions système oor Turks

fonctions système

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

sistem işlevleri

voorbeelde

Donc ce que nous cherchions c'est d'abord les appels de fonctions système, parce que nous savons ce qu'ils font.
Öncelikle baktığımız şey sistem fonksiyon aramaları, çünkü ne işe yaradığını biliyoruz.

Une fonction (ou un système fonctionnel) marche ou ne marche pas: ce sont les seules possibilités qu'il offre.
Bir işlev veya iş levsel sistem çalışır - veya çalışmaz: sadece bu iki olasılık söz ko nusu olabilir.

Si l’un des éléments ne fonctionne pas, l’ensemble du système ne fonctionne pas.
Eğer bunun bir parçası çalışmazsa bütün sistem çalışmaz.

Faire fonctionner des systèmes est la grande tâche de ma génération de médecins et scientifiques.
Sistemleri çalışır hale getirmek benim jenerasyonumdaki hekim ve bilim adamlarının büyük görevi.

Une panne fonctionnelle du système central
Bir çeşit arıza

Je vais essayer de faire fonctionner ce système
Ben bu lanetli aracın nasıl kullanıldığını bulmaya çalışacağım

Et surtout, je sais comment fonctionne le système juridique.
En önemlisi adalet mekanizmasının nasıl işlediğini iyi bilirim.

Nous avons décrit sommairement le fonctionnement du système immunitaire tel que les spécialistes le comprennent.
Yukarıda anlatılanlar sadece, bağışıklık sisteminin tahmini çalışma şeklini gösteren temel bir taslak niteliğindedir.

Laisser fonctionner le système.
Sistemi işleyişine bırakacağız.

L'excitation est une fonction du système nerveux parasympathique.
Demek istediğim uyarılma, otonom sinir sisteminin bir fonksiyonu.

L'histoire des tentatives pour remanier la fonction du système nerveux est longue et célèbre.
Sinir sisteminin işleviyle oynamak için yapılan girişimlerin geçmişi uzun ve meşhurdur.

Les caractéristiques nationales peuvent apporter des variations intéres santes au mode de fonctionnement des systèmes.
Milli karakteristikler, sistemle rin işlelyiş tarzında ilginç bir çeşitlilik (variations) sağla yabilirler.

C'est à propos du fonctionnement d'un système qui s'enracine dans la corruption, l'évasion fiscale, la pauvreté et l'instabilité.
Bu yozlaştıran, vergi kaçırtan, yoksulluğu ve istikrarsızlığı pekiştiren sistemin nasıl işlediğiyle ilgili.

Même nos meilleurs efforts n'arrivent plus à maintenir une croissance économique nécessaire au fonctionnement du système actuel;
En iyi çabalarımız bile sistemin işlemesi için gerektiği kadar hızlı büyümesine yetmiyor.

En outre, la nature des sanctions fiscales peut être fonction du système judiciaire du pays.
Vergi cezalarının niteliği aynı zamanda, o ülkenin adli sisteminden de etkilenebilmektedir.

Je jure, si je dois lire une chose de plus à propos du mauvais fonctionnement du système VoIP.
Yemin ederim, eğer bir tane daha VoIP sisteminin çalışma bozukluğuyla ilgili bir şey okursam...

Voila comment fonctionne le système.
Yani sistem bu şekilde işliyor.

Mauvais fonctionnement du système de guidage.
Yön bulma sistemi arızalı.

Tu as besoin de connaissances techniques pour comprendre comment fonctionne ce système.
Bu sistemin nasıl işlediğini anlamak için teknik bilgiye ihtiyacınız var.

C'est le fonctionnement du système fédéral.
Federal sistem böyle işliyor.

Même si nous dégradions une partie de l'environnement, nous ne changions pas fondamentalement le fonctionnement du système terrestre.
Çevremizin bazı parçalarına zarar versek bile Temelde dünyanın sistemini değiştirmiyorduk.

Rupert fut aussi aidé par sa connaissance des secrets du fonctionnement du système capitaliste.
Rupert’e aynı zamanda kapitalist sistemin işleyişindeki gizemler hakkında bildikleri de yardım etti.

Ils n'arrivent pas à faire fonctionner le système d'exploitation.
Onlar işletim sistemini çalışmaya başlatamıyorlar.