fond de teint oor Turks

fond de teint

naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

fondöten

naamwoord

Je pense qu'on est assez viril pour admettre qu'on met un peu de fond de teint, là.
Sanırım ikimiz de biraz fondöten sürdüğümüzü kabul ediyoruz.

temel

naamwoord

Fondöten

Quoi, tu ne mets même plus de fond de teint maintenant?
Fondöten kullanmayı tamamen bıraktın mı artık?

voorbeelde

Je vais ressortir le fond de teint ultra couvrant.
Sonra o kapatıcıyı süreriz. Pahalı olan.

Retrouver toutes les femmes avec un fond de teint plus clair serait un sacré travail.
Aşağı yukarı şehrin her tarafı hafif makyaj yapan kadınlarla dolu.

Vous utilisez du fond de teint pour le cacher?
Gizlemek için bronzlaşma kremi mi kullanıyorsunuz?

J' ai trouvé du fond de teint qui cache les bleus
Çürükleri örten bir makyaj malzemesi buldum

Beaucoup de fond de teint, non?
Makyajı biraz fazla kaçırmış, değil mi Jimmy?

C'est quoi, tout ce fond de teint?
Bayan Stupaine, gözünüze olan şey neye dayanıyor?

Peg, vous avez du fond de teint?
Peg, pudran var mı?

Quoi, tu ne mets même plus de fond de teint maintenant?
Fondöten kullanmayı tamamen bıraktın mı artık?

Robin, tu aurais du fond de teint?
Robin yanında kapatıcı var mı?

J'avais oublié mon fond de teint.
Orada unuttuğunu söyledi.

On a retrouvé du fond de teint sur la chemise du Dr Howard.
Öldüğünde Dr. Howard'ın gömleğinde bronzlaşma kremi vardı.

Ça vous embêterait que je vous mette un peu de fond de teint?
Hafif bir makyaja itirazınız olur mu?

C'était sûrement votre dernière vente de fond de teint.
Artık daha fazla allık satmayacaksın.

Vous devez aimer le fond de teint.
Cilt bakımını iyi yapmışlar.

Nous avons une nouvelle ligne, aux couleurs plus douces, fonds de teint, rouges à lèvres.
Size daha yumuşak renklere sahip yeni özel allık, fondoten ve ruj serimizi göstermek istiyorum.

À mon avis, tu as besoin de plus de fond de teint
Bence sana daha fazla fondöten lazım

Tu verras l'absence de fond de teint, tu changeras d'avis.
Tabii.. bu yüzü makyajsız gördüğünde, bunu tekrar düşünmek isteyebilirsin.

Sheila paraissait un rien incertaine; ses cheveux noirs étaient ébouriffés; son fond de teint craquelé par endroits.
Sheila’nın zihni biraz dağılmış gibi bir hali vardı; siyah saçları dağınıktı; yüzüne sürdüğü pudra kalıp gibi duruyordu.

Alors vous avez fait tout ça avec de la cire et du fond de teint?
Onu erimiş mum ve pudrayla mı yapmıştın?

Nous avons une nouvelle ligne, aux couleurs plus douces, fonds de teint, rouges à lèvres
Size daha yumuşak renklere sahip yeni özel allık, fondoten ve ruj...... serimizi göstermek istiyorum

Fond de teint ou poudre?
Kapatıcı ve pudra?

J'ai trouvé du fond de teint qui cache les bleus.
Çürükleri örten bir makyaj malzemesi buldum.

Avez - vous pris mon fond de teint, dans l'avion?
Uçaktan fondötenimi getir.

Faîtes diminuer le gonflement, emprunter du fond de teint à Riley, rendez-vous présentable.
Şişliği indir Riley'den kapatıcısını ödünç al, daha eli yüzü düzgün ol.

Ils n'ont plus de fond de teint foncé depuis 3 mois.
Ben 3 ay koyu renkte fondöten alamamıştım.