maîtresse de maison oor Turks

maîtresse de maison

naamwoord vroulike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

ev hanımı

Mlle Webster sera la maîtresse de maison jusqu'à la fin de la guerre.
Torquil, bu genç bayanın yakında senin evinin hanımı olacağını biliyor muydun?

ev kadını

Ce n'est pas la parfaite maîtresse de maison.
Mutlu ev kadını ödülünü kazanamayacağı belli.

ev sahibesi

La maîtresse de maison trayait la vache.
Ev sahibesi ineği sağıyordu.

karı

naamwoord

Soortgelyke frases

maître de maison
ev sahibi

voorbeelde

Je parlerai à la maîtresse de maison.
Evin hanımefendisiyle konuşacağım.

Va saluer le maître de maison.
Gidip konukları karşıla.

Et il a transformé la pauvre Maggie en une triste maîtresse de maison.
Ve zavallı Maggie'i nedensiz yere dışlamıştı ama o olup biteni anlamayan bir ev kadınıydı.

Roger se leva, souhaita une bonne nuit au maître de maison et se retira dans sa chambre.
Roger ayağa kalktı, ev sahibine iyi geceler dileyerek odasına çekildi.

Et pour la maitresse de maison de faire de son mieux pour le calmer.
Ve eşinin de onu yatıştırmak için tüm gücünü sarf etmesi.

À quel problème le maître de maison est- il confronté ? Comment décide- t- il de le régler ?
Örnekteki adamın başına ne geldiğini ve sorunu nasıl çözdüğünü anlatın.

Je dois d’abord parler au maître de maison.
“Ben evin erkeğiyle konuşmak zorundayım.”

Je ne me lève pas de table avant la maîtresse de maison.
Ev sahibi kalkmadan masadan kalkmam.

La maîtresse de maison se tenait très droite au milieu de la table.
Konut sahibi bayan masanın ortasında dimdik oturuyordu.

" Lors du dîner, le majordome doit présenter la chaise à la maîtresse de maison.
" Misafirler yemek salonuna geçtiklerinde kahya alışıla gelmiş şekilde evin hanımının sandalyesini tutar.

Mais encore est-il que le maître de maison n'est pas là ».
"Ama yine de ev sahibi ""orada değildir""."

Le maître de maison est-il là'?
Evin sahibi buralarda mı?

Après tout, je suis le maître de maison.
Neticede, evin reisi benim.

Tu connais la maîtresse de maison?
Evsahibesiyle tanışmak ister misin?

Sa mère est la maîtresse de maison.
Annesi ev hanımı.

La maîtresse de maison trayait la vache.
Ev sahibesi ineği sağıyordu.

La maîtresse de maison est là-haut à l’étage qui enfile sa robe de chambre bleue.
Evin hanımı yukarıda, mavi elbisesini giyiyor.

«Elle doit venir ce soir, je l'ai vue cet après-midi, ajouta la maîtresse de maison.
"""Bu gece mutlaka gelecek, öğleden sonra gördüm kendisini,"" diye ekledi ev sahibesi."

Les repas étaient préparés de façon à laisser la maîtresse de maison faire le service elle-même.
Yemekler öyle bir biçimde hazırlanıyordu ki servisi ev sahibesinin yapması en doğal şey oluyordu.

Mlle Webster sera la maîtresse de maison jusqu'à la fin de la guerre.
Torquil, bu genç bayanın yakında senin evinin hanımı olacağını biliyor muydun?

Le maître de maison dit à Albert : — Voudriez-vous appeler une ambulance ?
"Ev sahibi Albert'a dönüp sorar: ""Bir ambulans çağırabilir misin?"""

Tu cherches la maîtresse de maison?
Evin hanımını mı arıyorsun?

Pour la maîtresse de maison.
Evin hanımı için.

La maîtresse de maison.
Evin hanımı.

Quelle mauvaise maîtresse de maison.
Garsonluğun evde de berbat.