maigreur oor Turks

maigreur

naamwoord vroulike

Propriété d'être maigre.

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

darlık

yetersizlik

naamwoord

yoksulluk

naamwoord

voorbeelde

Mais, quand je me contemple toute nue dans le miroir, la seule chose que je vois est ma maigreur.
Ancak aynadaki yansımama baktığım zaman tek görebildiğim, sıskalığım oluyor.

Dans la majorité des cas, une certaine maigreur est tout à fait normale.
Birçok genç için zayıf olmak çok normal bir şey.

Ils portent tous la même maigreur, la même misère, la même dureté et la même colère sur leur visage.
Hepsi aynı zayıflığı, aynı yoksulluğu, aynı sertliği, yüzlerinde bile aynı rengi taşıyorlar.

Il mourra de maigreur!
Zayıf ölecek!

Ce petit homme, d’une maigreur extrême, avait quelque chose de si burlesque que j’eus de la peine à m’empêcher de rire.
Kısa boylu, üflesem uçacak bu adamın öyle komik bir hali vardı ki, gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

Tu ne peux pas voir ta propre maigreur.
Kendi cılızlığını fark edemezsin.

À sa place parut un inconnu de petite taille et d’une grande maigreur, accompagné par le gigantesque centurion.
Onun yerine, kısacık boylu ve çok zayıf bir yabancı göründü, yanında da dev yapılı Yüzbaşı vardı.

Il a les bras longs et le cou d'une maigreur alarmante.
Kolları acayip uzun ve boynu aşırı derecede kısa.

La maigreur rend impossible la régulation thermique.
Fetus dokusunun ne kadar ince olduğuna ve ısı adaptasyonunu nasıl imkansız kıldığına dikkat edin.

Et je suis offensé par le commentaire sur ma maigreur.
Sırık demene de alındım.

Prendrais-tu ta maigreur pour de l’agilité?»
Davranış biçimini doğru buluyor musun?""

La maigreur n’est souvent rien d’autre qu’un effet secondaire de la puberté.
Zayıflık çoğu zaman erinlik çağının bir yan etkisinden başka bir şey değildir.

Avec quoi nourris-tu cette maigreur si bien soignée ?
KORIST Neyle besliyorsun bu bakımlı sıska vücudunu?

Bien entendu, la maladie ou un déséquilibre hormonal peuvent également causer une maigreur excessive. Dans de tels cas, il faut consulter un médecin.
Tabii, hastalık veya hormonal dengesizlik de aşırı zayıflığa neden olabilir ve böyle durumlarla doktorun ilgilenmesi gereklidir.

Aujourd’hui, dans sa maigreur excessive, elle paraissait animée d’une résolution farouche, d’une sorte de défi.
Aşırı zayıflığı şimdi onu umutsuz bir kararlılığa, bir çeşit meydan okumaya yöneltmiş görünüyordu.

Prendrais-tu ta maigreur pour de l’agilité?»
Yoksa sen de mi çocuk istiyordun?”

Avez-vous remarqué la maigreur de mes acteurs?
Oyuncularımın ne kadar zayıfladıklarını fark ettiniz mi?

Maigreur.
Zayıflık

Voyez la maigreur de ses membres : ses mollets sont moins gros que les poignets d’un Anglais.
Baldırları bir İngiliz'in el bileklerinden bile daha ince.