onde gravitationnelle oor Turks

onde gravitationnelle

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

gravitasyon dalgası

kütleçekim dalgası

Kütle çekimsel dalga

oscillation de la courbure de l'espace-temps

voorbeelde

Une onde gravitationnelle?
Yerçekimi dalgası mı?

Onde gravitationnelle anormale.
Anormal yerçekimi dalgası...

Les ondes gravitationnelles passent à travers le fer comme si c'était du verre totalement transparent.
Yer çekimsel dalgalar cammışcasına demirden geçerler -- tamamen saydam.

Une onde gravitationnelle est une ondulation dans l'espace-temps.
Yer çekimsel dalga, uzay zaman içindeki küçük dalgalanmadır.

Ces ondes gravitationnelles dans la structure de l'espace-temps sont totalement invisibles pour ainsi dire.
Uzayın yapısındaki bu kütleçekimsel dalgalar tüm uygulamalı denemelerde bütünüyle görünmezdir.

C'est un spécialiste des études des pulsars et des ondes gravitationnelles.
Kütleçekim dalgaları ve pulsar çalışmalarında uzmandır.

Mais le problème avec les ondes gravitationnelles, c'est qu'elles sont très faibles, ridiculement faibles.
Yer çekimsel dalgaların sorunu çok zayıf olmaları; saçma bir biçimde zayıflar.

Les ondes gravitationnelles sont une conséquence directe de la théorie d'Einstein.
Yerçekimi dalgaları, Einstein'ın teorisinin doğrudan bir sonucudur.

Les ondes gravitationnelles fournissent des informations complémentaires à celles fournies par d'autres moyens.
Kütle çekimsel dalgalar, diğer araçlar tarafından kullanılan tamamlayıcı bilgiler sağlar.

Ondes gravitationnelles
YERÇEKİMİ DALGALARI

Leur sensitivité extrême en fait des candidats pour détecter les ondes gravitationnelles dans les futurs détecteurs spatiaux.
Aşırı hassas olduklarından gelecekte yer çekimsel dalgaları algılayan uzay dedektörlerinde kullanılabilirler.

Plusieurs propriétés font des trous noirs les sources les plus prometteuses d'ondes gravitationnelles.
Kara delikleri, yerçekimsel dalgaların en umut verici kaynakları yapmak için birkaç özellikleri vardır.

Nous essayons de distancer une onde gravitationnelle anormale.
bu yüzden bizde hızlanmak zorundayız.

Avec les ondes gravitationnelles, nous devrions pouvoir voir tout jusqu'à l'origine.
Yer çekimsel dalgalarla başından sonuna kadar görebileceğiz.

De la même façon, si une étoile était violemment “secouée”, des vagues ou ondes gravitationnelles pourraient apparaître et se propager dans l’espace.
Aynı şekilde uzayda da bir yıldız aniden yerinde şiddetle “ileri geri oynatılsa”, uzayda dalgalanmalar, ya da yerçekimi dalgaları meydana gelebilecektir.

Et si vous regardez – c’est un peu vague -- mais si vous regardez les ondes rouges qui émanent, ce sont des ondes gravitationnelles.
Ve eğer görebilirseniz -- biraz soluk gibi -- ama kırmızı dalgaların dışarı çıktığını görebilirseniz, bunlar yerçekimsel dalgalardır.

Et si vous regardez - c'est un peu vague -- mais si vous regardez les ondes rouges qui émanent, ce sont des ondes gravitationnelles.
Ve eğer görebilirseniz -- biraz soluk gibi -- ama kırmızı dalgaların dışarı çıktığını görebilirseniz, bunlar yerçekimsel dalgalardır.

Elle est vice-présidente de la Commission d'astrophysique des ondes gravitationnelles de l'Union astronomique internationale et membre du Comité international de la gravitation. ↑ l’Italie
Uluslararası Astronomi Birliği'nin Yerçekimsel Dalga Astrofiziği Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Yerçekimi Komitesi üyesidir. . ^

Ensuite, elle a déménagé à l'Institut de technologie de Californie, où elle a connu son mari, Jan Harms, physicien allemand et spécialiste des ondes gravitationnelles.
Daha sonra eşi Jan Harms, bir Alman fizikçi ve yerçekimi dalgası uzmanı ile tanıştığı California Teknoloji Enstitüsü'ne taşındı.

Elle a rejoint le projet international LIGO / Virgo où elle a étudié la physique des ondes gravitationnelles et les signaux électromagnétiques associés aux sources de signaux gravitationnels.
LIGO / Virgo adlı uluslararası projeye, yerçekimsel dalgaların fiziğini ve yerçekimsel sinyal kaynakları ile ilişkili elektromanyetik sinyalleri incelediğinde katıldı.

Or, on constate une lente diminution du temps mis par les deux astres à accomplir leur orbite, ce qui confirme la théorie d’Einstein sur l’émission d’ondes gravitationnelles.
Onların bulgularına göre, Einstein’ın yerçekimi dalgalarının yayılma teorisi ile uyumlu olarak onun yörünge zamanları yavaş yavaş kısalmaktadır.

Aux systèmes binaires, il s'ajoute d'autres sources potentielles : Les supernovae génèrent des explosions d'ondes gravitationnelles de hautes fréquences qui pourraient être détectées par le LIGO ou le Virgo.
İkililere ek olarak, bazı potansiyel kaynaklar da vardır; Süpernovalar, LIGO ya da Virgo tarafından tespit edilebilir yüksek frekanslı yerçekimi dalgası patlamaları oluşturur.

Au niveau de la terre, le tressaillement produit par les ondes gravitationnelles de la supernova du 24 février n’aurait été de l’ordre que du millionième du diamètre d’un atome d’hydrogène.
Bu süper nova’nın yaratacağı yerçekimi dalgaları dünyada, sadece, bir hidrojen atomunun çapının milyonda biri kadarlık bir titreme yaratacaktı.

Mais plus tôt, lorsque l'univers était en train de produire ses dernières lueurs, les ondes gravitationnelles ont produit des petites déformations dans la structure de la lumière que nous voyons.
Ama daha önceleri, evren bu son kalıntıyı oluşturma aşamasındayken, kütleçekim dalgaları, gördüğümüz ışığın yapısına küçük girdaplar koydu.

En mai 2016, la collaboration dans son ensemble, et en particulier, Ronald Drever (en), Kip Thorne et Rainer Weiss, ont reçu le prix de physique fondamentale pour l’observation des ondes gravitationnelles.
Ronald Drever, Kip Thorne ve Rainer Weiss Mayıs 2016'da, tam bir işbirliği sonucu, özellikle de yerçekimi dalgalarının gözlemi için, temel Fizikte Özel Atılım Ödülü aldı.