gošća oor Turks

gošća

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

misafir

naamwoord

Mada verovatno te već ima na odstrelu zbog gošće koju si primila, kako beše, Miriam?
Muhtemelen yeni misafirin yüzünden zaten hedef tahtasındasındır adı neydi, Miriam.

voorbeelde

Znaš, mogao bi da malo popustiš sa ovim uređajima, Posebno dok je naša gošća ovdje.
Bu makineye iyi davran bence özellikle de öyle bir misafirimiz varken.

Dragi, mislim da je naša gošća umorna od puta.
Konuğumuz yolculuk sonrası çok yorulmuş olmalı.

Ona je moja gošća.
Benim konuğum.

Napokon, otmena gošća.
Sonunda ağız tadı olan biri!

Sad sam gošća.
Ben bir müşteriyim.

Dolazi mi gošća.
Gelmek üzere olan bir misafirim var.

Pratim gošću do sale za predavanja. – Javi se Obezbeđenju kad završiš, molim te.
"""İşin bittiğinde Güvenlik'e haber ver, lütfen."""

I prestani da vređaš našu gošću.
Ev sahibimizi aşağılamayı kes.

Imaš gošću.
Ziyaretçin var.

Zašto nam onda gošće odlaze i idu kod Elizabet Arden?
Konuklarımız neden ayrılıp Elizabeth Arden'a gidiyor?

Našao bi gošću iz drugih gradova. Mladu, samu...
Şehir dışından gelmiş birini buluyordu. Genç yaşta, yalnız kadınları.

Baz, jesu li naše gošće rekle nešto što treba da znam?
Buzz, misafirlerimiz önemli bir şeyler söyledi mi?

'Bro veče, det. naredniče, i gošćo.
İyi akşamlar sayın dedektif, bir de sayın misafiri.

Imamo gošću.
Bizim bir misafirimiz var.

I umesto da pošalješ gavrana, ili razgovaraš lično sa mnom, odlučio si da se ušunjaš u moju zemlju i silom otmeš našu gošću?
Ancak bir kuzgun göndermek veya bizzat benimle konuşmak yerine ülkeme gizlice girip misafirimizi zorla kaçırmaya mı karar verdiniz?

Znam da sam gošća i da ne bih trebala cjepidlačiti...
Bir misafir olduğumu ve mızmızlanmamam gerektiğini biliyorum ama...

Ne vidite važnu gošću?
Çok özel bir konuğumuz var.

Danas imamo gošću.
Bugün konuğumuz var.

Imaš gošću, mama.
Anne, misafirin var.

Sljedeća gošća tražila je da pročitam ovo.
Bir sonraki konuğumuz benden bunu okumamı istedi.

Nazvaću ih da im javim da imamo posebnu gošću.
Onlara özel bir misafirimizin olduğunu söyleyeceğim.

Greg, da li bi pridržao stolicu našoj gošći?
Greg, konuğumuz için sandalyeyi tutar mısın?

Unuka direktora Federalnog Biroa Stentala i gošća u mom domu.
Stantal Federal Bürosu yöneticisinin torunu ve evimde bir konuk.

Naša gošća je jedna izuzetna žena:
Konuğumuz çok özel bir kadın:

Džuli, imaš gošću.
Julie, ziyaretçin var.