livada oor Turks

livada

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

çayır

Ako me pustiš odavde, znam livadu gdje borovnice čekaju da ih se ubere.
Eğer bana yardım edersen, toplanmayı bekleyen yabanmersinleriyle dolu bir çayır biliyorum.

ливада

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

çayır

Умрла је цела ливада!
Bütün çayır birden soldu.

Çayır

Умрла је цела ливада!
Bütün çayır birden soldu.

voorbeelde

Senke drveća Zelena polja i livade...
Ağaçların gölgeleri, yamaçların dereleri.

Imaju sliku prokletog zeca kako trčkara po livadi.
Yeşillikte zıplayan geri zekâlı bir tavşanın resmini koymuşlar.

Ajk kreće ka uzvišenoj livadi gde su njegovi skeneri otkrili novi signal.
Ike araştırmasına radarının yeni bir ses tespit ettiği yüksek bir çayırlıkta devam ediyor.

Nove livade.
Fırsatlar dünyası.

" Ova livada, " rece starac, " je izvor reke. "
" Bu çayır, " dedi yaşlı adam, " nehrin kaynağıdır. "

Misliš da nemam ništa pametnije da radim od smrzavanja na sred livade?
dışarı çıkıp, takımlarımı dondurmaktan başka yapabileceğim daha iyi bir şey yok mu?

Ustade i osvrnu se ka šumi; pažljivo pogleda po livadi, ispitujući svaku senku i svako drvo.
Ayağa kalkıp ağaçlıklara baktı, çayıra dikkatle baktı, gölge gölge, ağaç ağaç.

Sjahala je i pustila konja da luta po livadi i pase.
Attan indi ve atı otlaması için...... bıraktı.

Vratimo se na livadu.
Dışarıya çıkalım.

Muzički program održan je na dve bine, nazvane Biodizel i Livada za ples
Müzik programı, Biyodizel ve Dans Çayırı adındaki iki ayrı sahnede gerçekleştirildi

Krv mučenika će zaliti livade Francuske!
Şehitlerin kanı Fransanın dullarını ıslanacak!

Rekao je da moje oči izgledaju kao irske livade nakon tople kiše.
Gözlerimin yağmur sonrasındaki İrlanda taşrasına benzediğini söyledi.

Zvončica je ušla u malu kućicu na livadi i nije mogla izaći van
Tinker Bell çayırdaki küçük bir eve girdi ve oradan çıkamadı

Ne mogu da shvatim šta je Nikolas tražio na toj livadi?
Anlamadığım, Nicholas neden o tarladaydı?

Sud smatra Delića odgovornim za zločine koje je počinio odred El Mudžahed u selu Livade i u logoru Kamenica u centralnoj BiH u julu i avgustu # godine, kada je # zarobljenih vojnika bosanskih Srba pretrpelo razne vrste torture
Mahkeme Deliç' i El Mücahit birliğinin Temmuz ve Ağustos # te # tutuklu Bosnalı Sırp askerinin çeşitli işkenceler gördüğü BH' nin orta kesimindeki Livade köyü ve Kamenica kampında işlediği suçlardan sorumlu tuttu

Nekada davno, ovde je bila prelepa cvetna livada.
Uzun zaman önce burası çiçeklerle bezeli bir yerdi.

Kompletna kompozicija vlaka na tračnicama, zajedno sa čudnom zelenom livadom i gomilom konja.
Rayları üzerinde gerçek boyutta bir tren belirmiş. Etrafını saran tuhaf yeşil alanda atlar varmış.

Što ste odustali od pasa i livada?
Köpeklerin ve çayırların olmadığı bir tablo.

Kao psi na livadi.
Bahçedeki iki köpek gibi.

Zapravo, možete ih naći u vašem dvorištu, livadama u svim temperaturnim zonama sveta.
Zaten onları dünyanın ılıman iklim kuşağındaki bütün bahçelerde... arsalarda ve tarlalarda bulabilirsiniz.

S livadama.
Birkaç da tarlası.

Svakoga dana, oblaci preplave ove visoke livade, podstičući cvetanje na plodnom glacijalnom tlu.
Bulutlar bu yüksek otlakları her gün yıkıyor, ve eriyen buzullar toprakta yeni tohumlar yeşertiyor.

Zakopao sam ga u livadi, pokraj pruge.
Onu demiryolunun kenarında bir çayırlığa gömdüm.

Livada sync by speedy
" Burada ter atmaya çalışıyorum. "

Sada je njegova livada neplodna.
Şu an toprak çorak.