sürdürülebilirlik oor Arabies

sürdürülebilirlik

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

استدامة

Ve dediğim gibi sürdürülebilirlikten daha yararlı bir kavram.
واعتقد انها مفيدة أكثر من مفهوم الاستدامة ، كما قلت.

Sürdürülebilirlik

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

استدامة

Sürdürülebilirlik bir rekabet meselesi olmalı.
الاستدامة يجب أن تكون قضية أولى من التنافس بين المنتجات.

voorbeelde

Sadece şunu eklemek istiyorum, bu yöntemi bir çok dünya problemine uygulayarak okulu bırakanların sayısını değiştiriyoruz, bağımlılıkla savaşıyoruz, gençliğin sağlığını güçlendiriyoruz, gazilerin travma sonrası depresyonlarını zaman benzetmeleriyle --mucize gibi-- iyileştiriyoruz. sürdürülebilirliği ve korunmayı teşvik ediyoruz, yüzde 50 bırakma oranı olan fiziksel rehabilitasyonu azaltıyoruz, intihar teröristliğine başvurmayı kesiyoruz, ve zaman-bölgesi çatışmaları sonucunda oluşan aile çatışmalarını düzeltiyoruz.
أنا فقط أريد أن اقول أننا نطبق هذا علي كثير من مشاكل العالم، تغيير معدلات رسوب الأطفال فى المدارس، محاربة الإدمان، تحسين صحة المراهقين، علاج المحاربين القدامي من الصدمات باستخدام أوصاف زمنية -- أتت بشفاءات مذهلة-- الترويج للبقاء والحفاظ، التقليل من إعادة التأهيل البدني حيث معدل الانسحاب يصل لـ 50%، تغيير رغبة الإرهابيين في المحاولات الإنتحارية، وتعديل الخلافات العائلية كتصادمات بين المناطق الزمنية.

Ve bence birçok şekilde dayanıklılık fikri sürdürülebilirlik fikrinden daha yararlı bir kavram.
وأعتقد ، في نواح كثيرة ، أن فكرة المرونة هي مفهوم أكثر فائدة من فكرة الاستدامة.

Eğer bir iş dünyası lideriyseniz, eğer hâlâ iş modelinizin tam kalbine sürdürülebilirliği işlemiyorsanız, hemen yapmanızı tavsiye ederim.
إذاً إن كنت مدير عمل، إن لم تكن أصلاً تجعل الاستدامة في قلب نموذج عملك، إنني أحثّك على فعل ذلك.

Merkez kubbenin etrafını saran araştırma merkezleri,...... tüm topluluğun sürdürülebilirliği üzerine...... araştırmaların yapıldığı yerlerdir.
في محيط القبة المركزية لديك مراكز الأبحاث مراكز تعمل في مواضيع تتعلق بديمومة المجتمع برمته. وكلما ابتعدنا عن مراكز البحث

Sürdürülebilirliği sadece önemli olarak değil, şirketin başarısı için de kritik olarak görmeye başladılar.
فقد بدأوا بالنظر إلى الاستدامة على أنها ليست فقط مهمة ولكنها حاسمة لضمان نجاح العمل.

Gerçekten iyi sürdürülebilirlik stratejisine sahip olan Nike, Patagonia, Timberland, Marks & Spencer gibi şirketler var.
بالنسبة لوضع استراتيجيات استدامة جيدة جداً، هناك شركات كـ نايك و باتاغونيا و تيمبرلاند و ماركس & سبنسر.

Adil bir soru da şu olur, peki ya bütün bu sürdürülebilirlik riskiyle ilgili şeyler abartılmışsa, büyütülmüşse, acil değilse, dürüst tüketiciler veya hayat tarzı seçimi için olan bir şeyse?
والآن هذا سؤال عادي، ماذا لو أن مخاطر الاستدامة مبالغ فيها، مغال فيها، وغير مستعجلة، بل هي فقط أمر يخص المستهلكين الصالحين أو مجرد طريقة عيش يختارها البعض؟

Bu riskler doğrudan bu ülkenin sürdürülebilirliğini ve devamlılığını etkiler .
هذه المخاطر, تؤثر تأثير مباشر علي بقاء هذة الامة و استمراريتها.

Diğer şirketlerin sürdürülebilirlik stratejileri var.
إن الشركات الأخرى لديها استراتيجيات استدامة.

" Sürdürülebilirliğin başladığı yer. "
إنّه بداية الاستدامة وفقًا للنشرات الإعلانية التي وجدناها.

Green Cross International EU Business School'ndan 2014 Sürdürülebilirlik Ödülü'ne layık görüldü.
وقد حصلت غرين كروس إنترناشيونال على جائزةٍ من الجامعة الأوروبية سنة 2014.

Darwin'in kuramına göre, hakkımızdaki her şeyin, biyolojimizin her ayrıntısının, evrimsel sürdürülebilirliğimiz için bir önemi vardır.
يُلمّح ( داروين ) أنّ كلّ شيئ يخصّنا, وكلّ تفصيل بعلم البيئة خاصّتنا, له أهميّة لبقاءنا المُتنامي.

Pazarlamada çok kullanılır ve bence sürdürülebilirlik hakkında konuşurken çok kullanılır ve bu kelime biyobozunurluktur.
انها تستخم في مجال التسويق انها تستخدم كثيرا في محادثاتنا عندما نتكلم عن الاستدامة البيئية , و هذه الكلمة هي التحلل البيولوجي

Ve getirdiğimiz bu değerler çevresel problemler hakkında olabilir, sürdürülebilirlik hakkında, daha az enerji tüketimi hakkında.
التي تخلق في نهاية المطاف قيمة أكبر. و القيم التي نأتي بها

Sürdürülebilirliği çekici yapmama yardım edin.
ساعدوني في العمل على نشر الأماكن الخضراء. دعونا نجعل الاستدامة أمراً منتشراً

Özetle, toplumun sosyal olarak negatif özellikleri sanayinin pozitif yönde ödüllendirildiği girişimler haline geldi ve problem çözmeye yönelik herhangi bir ilgi veya çevresel sürdürülebilirlik ve koruma doğası gereği ekonomik sürdürülebilirliğe ters düştü.
و لهذا السّبب كل مرّة تلاحظ إرتفاع الناتج المحلي الإجمالي في أي دولة ستشهد إرتفاعًا في الإحتياجات

Sürdürülebilirlik bir rekabet meselesi olmalı.
الاستدامة يجب أن تكون قضية أولى من التنافس بين المنتجات.

Dünyadaki genel müdürlerin yaklaşık yüzde 80'i sürdürülebilirliği inovasyonda artış ve endüstrilerinde rekabet avantajına erişmenin kaynağı olarak görüyor.
يرى حوالي 80% من الرؤساء التنفيذيين العالميين أن الاستدامة أصل النمو في مجال الابتكار وتؤدي إلى ميزة تنافسية في صناعاتهم.

Sürdürülebilirlikle ilgili komik şey, onu devam ettirebilir olmanız gerektiğidir.
والمضحك في شأن الاستمرارية: أن الشيء يجب أن يستمر.

Fakat yıllarca çalışmam küreselleşmiş büyüme modeline bakarak, bir taraftan gelenlerle diğer taraftan çıkanları hesaplamak üzerine kurulmuş olan sürdürülebilirlik fikrine odaklanıyordu.
نموذج عالميّ للنموّ الاقتصادي وتقدير ما يلزم لتحقيقه من جهة ، وتقدير نتائجه من جهة أخرى.

Dolayısıyla, projemin ekonomik sürdürülebilirliği sözkonusu ise, Sorduğum başlıca soru: Kim kar edecek?
لذا عند الحديث عن الاستدامة الاقتصادية في مشروعي سؤالي الرئيس هو من يحصل على الربح؟

En tepeye, sürdürülebilirlik girişiminin zirvesine, ulaşmak için, 2020'yi hedef yılımız olarak tespit ettik.
وحددنا عام 2020 ليكون عام بلوغنا إلى هدفنا ليكون عام وصولنا إلى قمة جبل الاستدامة

Yani eğer sürdürülebilirlik bugün finansal olarak önemli ise ve tüm belirtiler gelecekte daha önemli olacağını gösteriyorsa, özel sektör bu konuya dikkat ediyor mu?
فإذا كانت الاستدامة اليوم تحوز على الاهتمام في ما يتعلق بالجانب المالي وكل الدلائل تشيرإلى زيادة هذا الاهتمام في المستقبل، فهل يولي القطاع الخاص الأمر اهتماما كافيا؟

Sürdürülebilirliği şüpheli mi?
الإستمرارية المشكوك فيها ؟

Herkesi masaya toplayıp, kapsamlı planlamanın her yerde konuşulabileceğinde ısrar ederek sürdürülebilirliği demokratikleştirmeme yardım edin.
والإصرار على أن التخطيط الشامل يمكن مواجهته في كل مكان