muhakkak oor Bosnies

muhakkak

/'muhakkak/

Vertalings in die woordeboek Turks - Bosnies

nepogrešiv

voorbeelde

Muhakkak ki, biraz sonra söyleyeceklerim size olan sevgimin... ve Müttefiklere duyduğum sadakatin en büyük delilidir. Sizi haberdar etmek isterim ki o pek güvendiğiniz Diello bir Alman casusudur.
Ne mogu pružiti veći dokaz ljubavi prema vama i odanosti savezničkoj stvari nego da vas obavestim da je Dijelo nemački špijun.

Her ne yaparsan yap muhakkak bir çıkış yolu bulur.
On će preživeti bez obzira na sve.

Muhakkak.
Za sigurno.

Muhakkak bir şey yaptın.
Mora da si joj nešto uradio.

Oylamayı kaybederseniz ardından savaşın geleceği muhakkak.
A ako izgubiš glasova, rat će sigurno slijediti.

Muhakkak ki dikkat çekiyorsun.
Lepo ste zapazili, da se zna.

O ve kardeşi mükemmel renkli kişilerdi muhakkak.
Braća Džems su sigurno bili upečatljivi likovi!

Şimdi muhakkak beni terk edip gideceksin.
Sada ćeš me sigurno ostaviti.

Burayla Houston arasında korumana ihtiyacım olduğu muhakkak.
Sigurno sam je trebao odavde do Houstona.

Onları Hindistan'a iade edersek muhakkak hapishaneye geri dönerler.
Vratimo li ih u Indiju, sigurno će u zatvor.

Kendin gibi davrandığın taktirde, daha mutlu olacağın muhakkak.
Zar te ne bi usrećilo samo da budeš ono što jesi?

Karım muhakkak haberleri izliyordur.
Moja supruga uvijek gleda vijesti.

Krizden önce muhakkak bir şeyler almıştır.
Vjerojatno je uzela nešto prije nego što je pobješnjela.

Onu muhakkak yanında bulundurmanı söyledi dedem.
Kaže da je siguran da ćeš ga negde okačiti.

Bölgeye girersek muhakkak tanımlanırız.
NE MOZEMO UCI U TO PODRUCJE NEOPAZENI.

En zoru da geçecek bir yol bulmak. Çünkü baktığınız her yerde muhakkak penguenler oluyor.
Najteže nam je bilo pronaći prolaz, jer su pingvini apsolutno svuda.

Bu durumda Bayan Ashley sürüyü kendi güdüyor muhakkak.
Pretpostavljam da ju onda Lady Ashley sama goni.

Birbirimize güvenmeliyiz muhakkak.
Sigurno moramo da verujemo jedan drugom.

Ama muhakkak izne çık. Artık suratını görmeye bile tahammül edemiyorum.
Slobodno... Uzmi slobodan dan jer ne mogu više gledati tvoj lik.

Eric e muhakkak ceza vermen gerektiğini düşünüyorum.
Pa, sigurno se nadam da si kaznila Erica.

Muhakkak Mary'nin hasta bakıcılık yaparak gençliğini heba etmesini istemezsiniz.
Zasigurno ne želite da Mary protraći mladost izigravajući njegovateljicu.

Tedavisi vardır muhakkak.
Sada postoje lekovi.

Muhakkak eski Sahibe size gölü göstermiştir!
Sigurno stara ljubavnica ste pokazali jezero!

Eğer kalırsak, bu sefer bizi Ruslar muhakkak öldürecektir.
Ako ostanemo, sredit ce nas Rusi.

Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir." yazar ve kelime-i şehadet getirerek idam edilir.
Istinu je rekao Allah, dželle šanuhu, u Kur’anu: "A onaj ko okrene glavu od Knjige Moje, taj će teškim životom živjeti."