damar oor Estnies

damar

naamwoord, Noun

Vertalings in die woordeboek Turks - Estnies

veen

naamwoord

Darbelerin hiçbiri ana damar veya atardamar civarında değil.
Kumbki löök ei ole ühegi suurema veeni või arteri lähedal.

veresoon

Plaklar ve bypass ameliyatları temelde geniş damar tıkanıklıklarının tedavisinde kullanılıyor.
Arterite laiendamist ja vere möödajuhtimist kasutatakse peamiselt veresoonte ummistuste raviks.

Damar

eienaam

Soortgelyke frases

kılcal damar
kapillaar

Kılcal damar
Kapillaar

Damar tabaka
Pärissoonkest

voorbeelde

Time dergisinde yayımlanan bir haberde şöyle yazıyor: “Mutluluğun ya da ümitli, olumlu ve hoşnut olmak gibi mutlulukla bağlantılı ruhsal durumların, kalp-damar hastalığı, akciğer hastalığı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, soğuk algınlığı ve üst solunum yolu enfeksiyonu riskini ya da bu rahatsızlıkların şiddetini azalttığı görülüyor.”
„Õnn ja sellega seotud meeleseisundid, nagu lootusrikkus, optimism ja rahulolu, paistavad kahandavat riski haigestuda järgmistesse tõbedesse või leevendavat nende kulgu: südame- ja veresoonkonnahaigused, kopsuhaigused, suhkurtõbi, hüpertoonia, külmetushaigused ja ülemiste hingamisteede nakkused,” ütleb ajakirjas „Time” avaldatud raport.

Eğer yaşarsa... akrebin kanı daima damarlarında dolaşacak.
Kui ta ellu jääb... voolab skorpioni veri igavesti ta veenides.

Ray'in kanı onun damarlarında.
Ray veri jookseb ka temas.

Küçük kolesterol parçacıkları birleşerek böbrek damarlarını tıkayabilir.
Väikesed kolesterooliosakesed ummistavad neerudes olevad kapillaarid.

Damarlara zararlı ama eski alışkanlıkları bırakmak zor.
Ma tean, pole vaja mulle öelda, et see on veresoontele halb, aga vanad harjumused on visad.

Wraith teknolojisi olduğu için daha çok erişim damarları.
See on Wraithide tehnika, nii et see on rohkem nagu käivitussoon.

Dennis Öldü Phil kalıcı pankreas hasarı Sue kalıcı damar hasarı
Mälestades kaaslasi, kellest paremaid pole

Doktor bir zarar vermediğini söyledi ama eğer bir santimetre sağa veya sola girseymiş ana damarı parçalayabilirmiş.
Kahju see ei teinud, aga arst ütles, et sentimeeter paremale või vasakule ja see oleks tabanud arterit.

Hem de şöyle damardan.
Nagu ikka.

Kılcal damarlar çok ufak damarlardır ve içlerinden hava geçmesini sağlarlar, özellikle oksijen ve karbon dioksit moleküllerini aralarında geçirirler.
Kapillaarid on üliväikesed veresooned, mis lubavad õhku läbi - põhiliselt hapniku ja süsihappegaasi molekuli.

Ve bu damarlar.
Ja need veenid!

Lenf damarlarındaki herhangi bir tıkanma lenf sıvısının bu etkilenen bölgede birikmesine ve ödem denen şişliğin oluşmasına neden olur.
Kui miski blokeerib lümfitee, kuhjub lümf sellesse piirkonda ja tekib lümfiturse ehk ödeem.

Damarlarında senin kanın var, Noah, tua rabbia.
Neil on sinu veri, Noah.

Kan damarları
Veresooned

Plaklar ve bypass ameliyatları temelde geniş damar tıkanıklıklarının tedavisinde kullanılıyor.
Arterite laiendamist ja vere möödajuhtimist kasutatakse peamiselt veresoonte ummistuste raviks.

Ya aort damarından bıçaklanmıştır ya da özel gününe denk gelmiştir.
Teda kas torgati arterisse või olid tal päevad.

Damardan ilaç veriliyormuş.
Talle anti rohtu veenisiseselt.

Ve bu... bu direk damarlarına vereceğim şey.
Selle ma panen otse Sulle veeni.

Annelerinin kanları ve antikorları damarlarında dolaşıyor.
Neil on nende vanemate veri ja antikehad.

Kıpırdarsan, eli kayabilir ve kazayla şah damarını kesebilir.
Kui sa liigutad, võib ta kogemata sulle kaelaveeni lõigata.

Ve sizlere birkaç boyun damar operasyonu izletirim.
Näitan, kuidas kanüüli panna.

Damarların o kadar iyi görünmüyor.
Veresooned ei näe aga nii kuumad välja.

Şeker hastalıkları ve damar tıkanıklıkları için teşekkürler, Dexter.
Tänan diabeedi ja ummistunud veresoonte eest, Dexter.

Bu ticaret yolları ülkenin can damarları gibiydi.
Sellised reisid olid vabariigile ehtne eluvesi.

İşte bu noktada bu damar, bu boru, dolaşım sistemimizin bir parçası, bir atar damar, yani kalptan çıkan damar, olmaktan bir toplar damara dönüşür. bunun sebeide kalbe geri gitmesidir.
Ja see on see koht, kus see veresoon, see toru, osa meie vereringest, läheb arterist - kuna ta tuleb südamest - veeniks, sest ta läheb tagasi südamesse.