helal oor Frans

helal

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

halal

adjektief

Eğer helal yemek sipariş etmek istiyorsan,... turnayı gözünden vurmuş olman gerekir.
Si t'avais commandé halal, t'aurais eu le tiercé gagnant.

Helal

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

Halal

" Helal yemeklerden zehirlendik. " deriz.
On dira que ça vient de la viande halal.

voorbeelde

Adını bilmiyorum ama eminim ki Finska Sokağı'nın helal kasabı Najab'ın dükkanında çalışıyor.
Je ne connais pas son nom, mais je crois qu'il travaille chez Najab, la boucherie halal, rue Finska.

Helal sana.
Félicitations!

Al, eğer helal besleneceksen domuz pastırması yiyemezsin.
Pas de bacon si tu manges casher.

Helal süt emmiş bir kız getir.
Ramène-moi une belle-fille.

Hayvan, bu Naziler helal süt emmemişler.
Ces Nazis, c'est du poison!

Hakkını helal et Seyit Ali bana.
Renonce à tes droits.

Helal olsun Greg.
Bravo, Greg.

Helal olsun.
Bien joué!

Helal olsun vallahi.
Vraiment bien joué.

Helal olsun baba.
Bravo, papa.

Koşer ya da helal yemek isteyen var mı?
Quelqu'un mange kasher ou halal?

Helal olsun Phil.
Bravo, Phil.

Niçin Bio-Helal'e çevirmiyorsun?
Pourquoi tu ferais pas plutôt du " Hallal-bio "?

Helal olsun.
Félicitations!

Helal olsun size, Majesteleri.
Bien joué, Majesté!

Normalde şiddete karşıyım ama, helal be aslanım.
Normalement j'exècre la violence, mais bien joué, Howard.

Helal sana.
Tu gères.

Helal olsun.
Bien joué.

Helal olsun bacım.
Je t'en prie ma sœur.

Helal olsun, Hocam.
Tant mieux pour vous, hadji

Meğer oğlan izci kampındaki her şey helal değilmiş.
Apparemment tout n'est pas kosher, dans le camp Scout.

Helal bana.
Hourra pour moi.

Eğer haram malları atarsan, sana camiden helal sertifikası veririz.
Si vous jetez ces produits haram, la mosquée vous donne un certificat.

O Jambonu yeme şeklin herkese helal kılar
À te voir faire, il y a de quoi manger kasher

Benden sonra giren adam " Helal be! " demişti.
Le mec qui ait passé après moi était genre: " Bravo! "