çok az oor Portugees

çok az

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

pouco

naamwoord manlike

Isıtma ve pişirme için çok az yakıtları vardı.
Eles tinham pouco combustível para se aquecer e cozinhar.

um pouco

bywoord

Çok az Almanca konuşurum.
Falo um pouco de alemão.

voorbeelde

Çok az tanıyorum.
Eu mal conheço ele.

Bu tarz programların olduğu günler çok az
Não tem nada na TV hoje em dia

Buna rağmen kadınlar hakkında çok az şey biliyorsun.
E no entanto, sabe muito pouco sobre as mulheres.

Çok az kaldı.
Está chegando.

Çok azı aptaldır.
Poucos deles são loucos.

Saphira'nın incelemesine başını çevirmeden dayandı ki bu, çok az insanın yapabileceği bir şeydi.
Ele agüentou o escrutínio sem se virar, coisa que pouca gente era capaz de fazer.

Ortaya çıkardığımız şey bizi koruyacak çok az yasa olduğu ve olanların da tam anlamıyla uygulanmadığıydı.
Descobrimos que há poucas regras que nos protejam e as que temos não estão a ser devidamente impostas.

Hiçbir şey olmadı, ya da çok az oldu.
Nada aconteceu, ou quase nada.

Yaşlılık ya da hastalık nedeniyle bazıları iyi haberi duyurmaya çok az zaman ayırabiliyor.
Fatores como idade e doenças podem limitar bastante o tempo que alguns dedicam à pregação das boas novas.

Çok az vücut yağı var, ve bir hayli susuz kalmış.
Muito pouca gordura corporal e muito desidratado.

Çok az değeri olan bir pul karşılığında müşteri iki serçe alırdı.
Com uma moeda de pequeno valor, a pessoa comprava dois pardais.

Bu çorak, kurak arazide çok az bitki yetişebilir.
Poucas plantas conseguem vingar nesse ambiente ralo e seco.

Bu ikisi arasında gerçekleşen şeylerin çok az anlamı vardır.
O que acontece durante, de pouco vale.

Klingonlarla çok az zaman geçirdi.
Ele está tendo uma pequena chance de passar um tempo com Klingons.

Babam ve ben onları çok az kullandık.
Eu e o meu pai mal os usámos.

" Beta " ve istekleri hakkında çok az şey biliyoruz.
Sabemos pouco sobre Beta, sobre sua real intenção.

Şükürler olsun ki, evin yolunu tutabilecektik ve bu kabusun bitmesine çok az kalmıştı.
Felizmente, estávamos na reta final, e o pesadelo estava quase acabando.

Tüm bunlar çok az tanıdığın bir kadın için neden yapıyorsun?
Por que fazer tudo isso por uma mulher que mal conhece?

Yani, çok az vaktimiz var, sadece son birkaç saniye şansımız olacak.
Esticado assim, só vai durar poucos segundos.

Çok az bir süreliğine.
Só por pouco tempo.

Çok iyi bir yüzücü olmalı, çünkü zamanı çok azdı.
Ele deve ser um ótimo nadador, porque ele teve pouquíssimo tempo.

Çok az yağ, üç kusma için yeterli
Só um pouco de lubrificante, o suficiente para três regurgitações

Yakın dost olduğumuzu düşünürüm ama tanışmamızdan önceki hayatıyla ilgili çok az şey bilirim.
Eu considero sermos bons amigos, mas sei pouco da sua vida antes de nos encontrar-mos.

Ve şunu çok iyi biliyorum ki...... benim bu olayda...... çok az bir katkım var
E saberei que representei uma pequena parte em tudo isto

Çok azımız aşktaki sanatı görebilme fırsatını yakalarız.
Raramente temos a oportunidade de testemunhar... a arte de amar.