hayal kırıklığına uğratmak oor Portugees

hayal kırıklığına uğratmak

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

decepcionar

werkwoord

Arkadaşlarımın burada olmamaları beni hayal kırıklığına uğrattı.
Estou decepcionado por meus amigos não estarem aqui.

desapontar

werkwoord

Zarfı sadece hayal kırıklığına uğratmak için açtı.
Ele abriu o envelope apenas para se desapontar.

voorbeelde

Sizleri hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ediyorum ama Lavernie ile kavga etmeyeceğim.
mas não vou lutar com Lavernia.

Oğlunu hayal kırıklığına uğratmak istemezsin, değil mi?
Você não quer desapontar seu filho, quer?

Ne yapmak istiyorsun?Hayal kırıklığına uğratmak mı?
Queres decepcionar a rapariga?

Bay Waters'ı hayal kırıklığına uğratmak...
O Sr. Waters ficaria muito desapontado...

Seni hayal kırıklığına uğratmak veya başka bir hata yapmak istemiyorum.
Eu não quero decepcioná-los ou cometer outro erro.

Kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemeyiz, sevilmeye çok ihtiyacımız vardır.
Não queremos decepcionar ninguém, temos uma necessidade imensa de ser amados.

Büyük Ağabey'i hayal kırıklığına uğratmak pek akıllıca olmayabilir.
Pode ser insensato decepcionar o Grande Irmão.

Bugün kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemedim.
Não queria falhar com ninguém hoje.

Onları hayal kırıklığına uğratmak istemem
Odiaria decepcioná- los

Öğretmenlerini hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu.
Não desejava desapontar estas professoras.

Meğersem o canavar, beni hayal kırıklığına uğratmak istemeyen bilinçaltı arzunun dışavurumdan öte bir şey değilmiş.
Nada verdade aquele monstro nada mais era que uma manifestação do seu desejo subconsciente de não me decepcionar.

Bu yüzden beni hayal kırıklığına uğratmak istememiş.
E não queria desapontar-me.

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
Eu não quero te deixar na mão.

Hiçbirimiz seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyor.
Nenhum de nós quer desiludir-te.

Gelecekteki çocuklarını hayal kırıklığına uğratmak için hala şansın var.
Se quiser decepcionar um futuro filho, é uma opção.

Ama o yetimler benimle o kadar gurur duyuyor ki onları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
Mas os órfãos estavam tão orgulhosos de mim, não suportaria desapontá-los.

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyor.
Ele não quer desapontar você.

Yeni tanıştık, sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama şu anda olay yerinde değil.
Odeio desapontá-los, principalmente por termos nos conhecido agora, mas ela não está no momento.

Onu hayal kırıklığına uğratmak istemedim.
Acho que não quis desapontá-la.

Senatörleri hayal kırıklığına uğratmak istemem.
Eu não quero nunca desapontar os Senadores.

Onu hayal kırıklığına uğratmak istemedim.
Só não quero que ele fique desiludido.

Şimdi neden Elsa'yı hayal kırıklığına uğratmak istemediğimi anlıyor musun?
Agora entende porque não posso desapontar Elsa?

Tek yaptığım seni hayal kırıklığına uğratmakmış gibi hissediyorum.
Eu acho que sempre vou desapontar você.

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama daha yeni başladık.
Lamento te desapontar, mas ainda mal começamos

Bilmiyorum. Kendisinin de benim gibi ailemizi hayal kırıklığına uğratmak istemiyor, sanırım.
Não sei, ela não queria desapontar nossos pais como eu fiz, acho.