sevecenlikle oor Russies
sevecenlikle
Vertalings in die woordeboek Turks - Russies
нежно
[ не́жно ]
ru
выражая или проявляя нежность
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Görüyorsunuz ya, dedi Bay Conairee sevecenlikle dönerek, her şeyi düşünüyorum.
Я нашла это у тебя в сумкеLiterature Literature
Sevecenlik, sevgi ve duygu birliği, çok güzel duygu deneyimleridir ve genellikle de böyle oldukları kabul edilir.
Мы познакомились на День благодарения, # года назадLiterature Literature
İşte, saf sevecenlik ve sevgiyle, çırıpçıplak doğa diye düşündü Kaptan Delano hoşnutlukla.
Очень хорошоLiterature Literature
Bu pek ender gülen adam kendisine her zaman sevecenlikle davranmıştı.
Нет, нет, Мистер Фарбэр, спасибо!Literature Literature
Babanın insanlara sevecenlikle gösterdiği özen ve cömertlik Oğlun hayatında da görüldü.
И ты сделаешь их все до одногоjw2019 jw2019
Mary ona sevecenlikle gülümsedi ama bir şey söylemedi.
Я вижу моего бога в тебеTatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Büyük bir sevecenlik doldurdu Agafya İvanovna’nın yüreğini.
Давай, чувакLiterature Literature
Hastalarına karşı sevecenlik duyguları beslememeye çalışırdı hep, ama hiçbir zaman başaramazdı.
Два дня назад он прибыл из Новой Зеландии... ну корабле Рангатира... и мне сказали приехать сюда, чтобы провести его через таможнюLiterature Literature
Celia gelince birbirlerini sevecenlikle selamladılar.
А здесь никого, осталась только одеждаLiterature Literature
Maçoluğun yerini sevecenlik alıyor.
Например, если мне срут на голову, я делаю вид, будто все класс и все заранее спланированоOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ölümü ailesi ve benim için derin bir acı olduysa da, bu olayda hiç unutmayacağım bir sevecenlik ve güzellik vardı.
Полагаю, я могу делать всё что пожелаюLiterature Literature
"B: ""insanlara sevecenlik göstererek yardım ettiğin anlamına da gelebilir, batıl, duygudaş araçlarla da."""
Но у женщин столько чувств, и они только и делают, что выражают ихLiterature Literature
Dünden bu yana yalnızca sahip olmadığı kitaplara karşı sevecenlik vardı içinde.
Насчёт руки- это нормальноLiterature Literature
Kendisiyle kaba biçimde konuşmuş olan kör adama sevecenlikle bakıp, varlığından ötürü ona içinden teşekkür etti.
Богатые так верят в эффективность маленьких денегLiterature Literature
Soğukluğa karşılık vermek çok kolaydı, çünkü beni sevecenlik kadar incitemiyordu.
Здесь всюду была водаLiterature Literature
Tom Mary'ye sevecenlikle "Çiburaşka'm" der.
Они такие ангелочки когда спятTatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Bizi karşılıklı sevecenlik göstermeye teşvik etmeli; bu da, bizi ‘birbirimiz için dua etmeye’ yönelten bir niteliktir.
Этот раздел позволяет определить местоположение нижних колонтитулов и страницы, на которых он будет печататьсяjw2019 jw2019
Biyoloji ba kımından ortalama herkeste kendi çocukları için sevgi ve sevecenlik duygusu elbette vardır.
Ты знаешь, я был шафером на свадьбе твоих родителейLiterature Literature
Nadya beni, yaşının sevecenliği ile düşünüyordu.
Я помнил, ведь эта поездка в доме на колесах была у меня в списке под номеромLiterature Literature
Oğluna bak tı, duru bir sevecenlikle gülümsedi.
Это повышение заставило меня осознать цель, которую я еще не успел достичьLiterature Literature
Yine de bu Batı Afrika ülkesinin asıl güzelliği halkında gizli; buradaki insanların sevgisi ve sevecenliği sayesinde yabancılar bile burada kendilerini evlerindeymiş gibi hissedebiliyorlar.
Маленькие голографические создания, бегающие вокругjw2019 jw2019
Ellerini sevecenlikle omuzuma koydu.
Касание перчаткамиLiterature Literature
Tamina'nın sevecenliğinin sırrı, onun kendi kendisiyle konuşmak istemeyişidir.
Я хочу ещё выпить!Literature Literature
Öyle sinirliydi ki onun elini tutmayı unutuyor, onu öpmeyi ve sesine sevecenlik vermeyi unutuyordu.
Я получил звонок от акционеров по второй линии, это ВасLiterature Literature
Sersemlediğini hissetti, onun sesindeki sevecenlikle yetinmeye karar verdi.
Ты был закрыт, МакLiterature Literature
107 sinne gevind in 9 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.