yaşıyor oor Russies

yaşıyor

voorbeelde

Bonner kardeşlerle biraz sıkıntı yaşıyorum.
У меня небольшие трудности с братьями Боннер.

Annesi yaşıyor mu?
У неё есть мать?

O burada yaşıyor.
Он живёт здесь.

Senin içinde yaşıyor.
Он живёт в тебе.

Tom Mary'yle kedi köpek gibi yaşıyor.
Том и Мэри живут как кошка с собакой.

Kızımı öldüren adam hâlâ yaşıyor.
Убийца моей дочери еще жив.

Nerede yaşıyorsun, Tom?
Где ты живёшь, Том?

Zaten yaşıyoruz.
Ах, они уже у нас есть...

Bu sırların birleştiği yerlerde yaşıyor ve ölüyoruz.
Мы живем и умираем попав в эту паутину.

Paris'te mi yaşıyorsunuz?
Вы постоянно живёте в Париже? Да.

Şu an hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum.
Самое время вернуться на сцену.

Zaten orada yaşıyorduk annenle ayrılmadan...
Мы жили там вместе, пока твоя мама и я...

Bayan Baird ölmemiş, ve Boston'da yaşıyor.
И Миссис Бэрд жива, впорядки и живет в Бостоне.

Suçlu olanlar hala yaşıyor.
Настоящий виновник все еще жив.

Acısı orada yaşıyor.
Вот где живет ее боль.

Bir rüyada yaşıyor gibiyim.
Я будто живу мечтой.

Öfkenizi kontrol etmekte sorun yaşıyor gibisiniz Bay Strauss.
Похоже, у вас проблемы с самоконтролем, мистер Стросс.

Ov, ben bodrumda yaşıyorum.
А, я все это время жил в подвале.

Hangi yüzyılda yaşıyorsun?
В каком веке вы живете?

Evet, sen dünyada sadece yaşıyorsun.
Да, ты просто приспособился.

Biz senin sayende yaşıyoruz.
Мы живы благодаря тебе.

Kızımın burada yaşıyor olabileceğini duydum. Ve nerede olduğunu bulmaya çalışıyordum.
Услышала, что моя дочь может жить здесь, и пыталась выяснить, где она может быть.

İstatistikler gösteriyor ki biz nispeten barış içinde bir çağda yaşıyoruz.
Статистика показывает, что мы живём в относительно мирное время.

Bugün Bihar bile bir dönüşüm yaşıyor ve dışa açılıyor yönetimi şeffaf, erişilebilir ve yoksullara karşı duyarlı kılan kararlı bir liderliğin izinde ilerliyor.
В наши дни даже Бихар меняется к лучшему, благодаря самоотверженным лидерам, превращающим местную власть в открытый, близкий к населению и внимательный к бедным орган.

Ama şimdi iki aydır kırsalda yaşıyordu ve ne yapacağını kesinlikle bilemiyordu.
Но вот в деревне он жил второй месяц и решительно не знал, как ему быть.