tatlı
Definisie in die woordeboek Turks
tatlı
tátɫɯ
sinonieme
şirin · şirniyat · yumuşak
grammatika
tatlı ( definite accusative tatlıyı, plural tatlılar)
tatlı ( comparative daha tatlı, superlative en tatlı)
(Noun) null
tatlı (comparative daha tatlı, superlative en tatlı)
tatlı (definite accusative tatlıyı, plural tatlılar) ;; declension of tatlı
possessive forms of tatlı
predicative forms of tatlı
chr:tatlı
| singular (tekil) | plural (çoğul) | |
|---|---|---|
| nominative (yalın) | tatlı | tatlılar |
| definite accusative (belirtme) | tatlıyı | tatlıları |
| dative (yönelme) | tatlıya | tatlılara |
| locative (bulunma) | tatlıda | tatlılarda |
| ablative (ayrılma) | tatlıdan | tatlılardan |
| genitive (tamlayan) | tatlının | tatlıların |
| benim (my) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
|---|---|---|
| nominative (yalın) | tatlım | tatlılarım |
| definite accusative (belirtme) | tatlımı | tatlılarımı |
| dative (yönelme) | tatlıma | tatlılarıma |
| locative (bulunma) | tatlımda | tatlılarımda |
| ablative (çıkma) | tatlımdan | tatlılarımdan |
| genitive (tamlayan) | tatlımın | tatlılarımın |
| senin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | tatlın | tatlıların |
| definite accusative (belirtme) | tatlını | tatlılarını |
| dative (yönelme) | tatlına | tatlılarına |
| locative (bulunma) | tatlında | tatlılarında |
| ablative (çıkma) | tatlından | tatlılarından |
| genitive (tamlayan) | tatlının | tatlılarının |
| onun (her/his/its) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | tatlısı | tatlıları |
| definite accusative (belirtme) | tatlısını | tatlılarını |
| dative (yönelme) | tatlısına | tatlılarına |
| locative (bulunma) | tatlısında | tatlılarında |
| ablative (çıkma) | tatlısından | tatlılarından |
| genitive (tamlayan) | tatlısının | tatlılarının |
| bizim (our) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | tatlımız | tatlılarımız |
| definite accusative (belirtme) | tatlımızı | tatlılarımızı |
| dative (yönelme) | tatlımıza | tatlılarımıza |
| locative (bulunma) | tatlımızda | tatlılarımızda |
| ablative (çıkma) | tatlımızdan | tatlılarımızdan |
| genitive (tamlayan) | tatlımızın | tatlılarımızın |
| sizin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | tatlınız | tatlılarınız |
| definite accusative (belirtme) | tatlınızı | tatlılarınızı |
| dative (yönelme) | tatlınıza | tatlılarınıza |
| locative (bulunma) | tatlınızda | tatlılarınızda |
| ablative (çıkma) | tatlınızdan | tatlılarınızdan |
| genitive (tamlayan) | tatlınızın | tatlılarınızın |
| onların (their) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | tatlıları | tatlıları |
| definite accusative (belirtme) | tatlılarını | tatlılarını |
| dative (yönelme) | tatlılarına | tatlılarına |
| locative (bulunma) | tatlılarında | tatlılarında |
| ablative (çıkma) | tatlılarından | tatlılarından |
| genitive (tamlayan) | tatlılarının | tatlılarının |
| simple present | singular | plural |
|---|---|---|
| ben (I am) | tatlıyım | tatlılarım* |
| sen (you are) | tatlısın | tatlılarsın* |
| o (he/she/it is) | tatlı / tatlıdır | tatlılar* / tatlılardır* |
| biz (we are) | tatlıyız | tatlılarız |
| siz (you are) | tatlısınız | tatlılarsınız |
| onlar (they are) | tatlılar | tatlılardır |
| simple past | singular | plural |
| ben (I was) | tatlıydım | tatlılardım* |
| sen (you were) | tatlıydın | tatlılardın* |
| o (he/she/it was) | tatlıydı | tatlılardı* |
| biz (we were) | tatlıydık | tatlılardık |
| siz (you were) | tatlıydınız | tatlılardınız |
| onlar (they were) | tatlıydılar | tatlılardı |
| indirect / unwitnessed past | singular | plural |
| ben (I was) | tatlıymışım | tatlılarmışım* |
| sen (you were) | tatlıymışsın | tatlılarmışsın* |
| o (he/she/it was) | tatlıymış | tatlılarmış* |
| biz (we were) | tatlıymışız | tatlılarmışız |
| siz (you were) | tatlıymışsınız | tatlılarmışsınız |
| onlar (they were) | tatlıymışlar | tatlılarmış |
| *Not used, but perhaps rarely - chiefly grammatical formations. Note: Plural forms are not used with adjectives. | ||
Tatlı
voorbeelde
Advanced filtering
Oh, çok tatlı.Eğer giyme şansı bulmuş olsaydı daha tatlı olurduOpenSubtitles OpenSubtitles
Güneş, deniz, Sangria şuradaysa tatlı hayat yaşanıyor.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Tatlı Katolik kızın Müslüman olmuş.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bugün postacı senin çok tatlı hediyeni getirdi.Tatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Çok tatlılar.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Şu yapış yapış olan tatlıların adı neydi?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
O çok tatlı bir adam.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Belki yemekten sonra tatlı için getirirler.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Tatlı patates yapacağız. *OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sabır acıysa meyvesi tatlıdır.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sonra ilk mektubun geldi aldığım en tatlı şeydi.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Tatlı rüyalar.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Buradaki genç arkadaşım sizin o tatlı yüzünüzü görünce çok heyecanlandı. Ve ateşli vücudunuzu. Şey, pantolonunun içinde bir şeyler kıpraştı.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Annem şık giyinmişti, önden fiyonklu mavi elbisesiyle çok tatlı görünüyordu.Literature Literature
Küçük bir şirin gibi tatlı, değil mi?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Çok tatlı bir şey bu.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
O bu dünyanın en tatlı kız bebişi... ve siz onu hiç görmediniz.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Çok formdalardı. Kibarlardı ve çok tatlılardı.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Nağmesi artık o kadar da tatlı değildi ve bunu biliyordu.Literature Literature
Süper tatlı.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Hadi tatlı yiyelim.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Dostum tatlı tatlı, hoşgörüyle gülümsedi: “Sen de görüyorsun ya, bu koyun değil, bal gibi koç.Literature Literature
Sen ağzımdaki tatlı şarap, genzimdeki şarkı, yüreğimdeki kahkahasın.”Literature Literature
Cengizan şekerlemeleri çok tatlı olmalarından dolayı çok seviyoropensubtitles2 opensubtitles2
Bu bir zaferdi, tatlı bir zafer, uğruna dua ettiği bir başarı.Literature Literature
210 sinne gevind in 6 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.