nevesta oor Turks

nevesta

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

gelin

naamwoord

Evlenecek olan veya yeni evlenmiş kadın.

Iako je zima, nevesta koja bude nosila ovo, moći će da zamisli sebe u prolećnoj bašti cveća.
Bunu giyecek olan gelin, mevsim kış olmasına rağmen kendini bahar mevsiminde çiçekli bir bahçede hayal edebilir.

невеста

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

gelin

naamwoord

Evlenecek olan veya yeni evlenmiş kadın.

Била би најлепша невеста.
Senden çok güzel bir gelin olurmuş.

voorbeelde

Za Sina svoga nevestu on pripremi
Oğlu için bir gelin bile seçiyor;

Našli smo upravnika sa nevestom u naručju.
Komutanın yatağında gelin yok muydu?

Poljubi svoju nevestu.
Gelinini öp.

ZAMISLITE da ste u potrazi za nevestom a da ste pri tome veoma kratkovidi a pored toga odgovarajuće devojke se odvaže da izađu samo nakon što padne mrak.
DİYELİM, bir eş arıyorsunuz; ancak, gözleriniz aşırı derecede bozuk, üstüne üstlük size uygun gelin adayları da sadece hava karardıktan sonra dışarı çıkıyor.

Ja sam Hristova nevesta.
Ben İsa'nın geliniyim.

Haris, koji je ostavio mladu nevestu, ubijen.
Harris arkasında yeni evlendiği karısını bırakarak öldü.

„Skoro da se osećam kao da nisam u braku“, kaže Mina, mlada nevesta iz Indije.
Hindistan’da yaşayan genç gelin Meena, “Sanki evli değilmiş gibiyim,” dedi.

# Evo naše neveste...
İşte gelin geliyor.

Gde ti je nevesta?
Senin manita nerde?

Ali su čuli za vaš dolazak, i odmah se glasina proširila, da ste vi moja nevesta iz srednje Engleske.
Fakat senin gelişini duyulunca bir anda senin İngiltere'den benim için yollanan gelin olduğun söylentisi yayıldı.

Pošto je proglašena dostojnom da hodi s Hristom, klasa njegove neveste koju sačinjavaju pomazanici, biće odevena u svetlo, čisto, fino laneno platno kojim su predstavljena pravedna dela Božjih svetih (Otkrivenje 19:8).
Mesih’in, meshedilmiş kişilerden oluşan gelin sınıfı, onunla birlikte yürümeye layık sayılanlar olarak, Tanrı’nın kutsal olanlarının doğru davranışlarını simgeleyen parlak, temiz, güzel keten giysiler giyecekler.

Ne dopuštam da se venčanje nastavi... osim ako nevestu ne predam ja.
Tabii... gelini ben teslim etmediğim sürece.

Ja i Markova misteriozna nevesta.
Ben ve Marco'nun getireceği esrarengiz kız.

Ahmed, došla ti je nevesta...
Ahmet, nişanlın gelmiş.

Vi ste Hristova nevesta.
İsa'nın karısısın.

Ja sam izabrao moju nevestu.
Eşimi seçtim.

Još 1918. razred neveste je počeo propovedati poruku koja je naročito uključivala one koji bi mogli živeti na Zemlji.
Daha 1918’lerde bile gelin sınıfı, özellikle yeryüzünde yaşama imkânına sahip olabilecek kişileri ilgilendiren bir mesajı vaaz etmeye başladı.

Iako je zima, nevesta koja bude nosila ovo, moći će da zamisli sebe u prolećnoj bašti cveća.
Bunu giyecek olan gelin, mevsim kış olmasına rağmen kendini bahar mevsiminde çiçekli bir bahçede hayal edebilir.

Da, biti razuman u dogovoru oko cene neveste doprinosi porodičnoj sreći.
Evet, başlık görüşmelerinde makul olmak ailenin mutluluğuna katkıda bulunur.

Još dva leta ćemo pričekati da možemo nevestom je zvati.
İki yaz gururla solup gitsin de Kızımız gelinlik çağa geldi diyelim biz de.

Mislim za nevestu.
Gelin olarak.

" Neveste iz Koreje "?
Koreli Gelinler mi?

Neće biti drečavoga lišća da se nadmeće sa nevestom.
Dolayısıyla gelinle yarışan süslü yapraklar olmayacak.

Oni koji predstavljaju klasu neveste postojani su u svojoj odanosti.
Gelin sınıfının üyeleri asla sarsılmayan ve zayıflamayan bir bağlılığa sahipler.

Pogledajte sedam nevesta.
İşte yedi gelin.