çalışmak oor Bosnies

çalışmak

[ʧɑ.ɫɯʃ.ˈmɑk] werkwoord

Kolaylıkla, veya arzu edildiği gibi, veya beklendiği gibi hareket etmek veya performans göstermek.

Soortgelyke frases

çalışır durumda
operativan · оперативан

makina arızasız ve çalışır durumda teslim edilmiştir
mašina je isporučena bez greške i u ispravnom stanju

voorbeelde

Çalışmaktan iyidir
Bolje nego da radiš

Seninle çalışmak için sabırsızlanıyoruz.
Spremni smo raditi sa tobom.

Louis ile Greely'i öldürenleri bulacaksak bu işte birlikte çalışmak zorundayız!
Moramo surađivati ako mislimo naci tipove koji su ubili Louisa i Greelyja.

Çalışmak berbat bir şey.
Raditi je sranje.

.. ve o da, ofiste çalışmak.
Raditi u uredu!

Belki de evcil hayvan dükkanında çalışmaktan biraz daha fazlasını amaçlamalısın.
Mozda bi trebalo da ciljas malo dalje od posla u prodavnici kucnih ljubimaca?

Ben ve Adrian'a çalışmak için neden bu kadar isteklisin?
Zašto si uporna da radiš za Adriana i mene?

Neden Majestelerinin hükümeti için çalışmak istiyorsunuz?
Zašto želite da radite za vladu njegovog visočanstva?

Önümüzdeki üç saat boyunca onu yerden kazımaya çalışmak istemiyorsan tabii.
Ne ukoliko sljedeća tri sada ne želite provesti skidajući ga sa plafona.

Çok önemli bir proje üstünde çalışıyoruz ve, gece yarılarına kadar çalışmak zorundayız.
Nas projektni biro ima specijalno narucen posao tako da cak i nocu radimo.

Bir tecavüz davasında çalışmak istemiyorum.
Ne želim raditi na slučaju silovanja.

Hayır, burada çalışmak istemiyorum.
Ne, necu da radim ovde.

att için çalışmak ister misin?
Zanimalo bi te raditi za ATT?

Onunla çalışmak çok zormuş.
Kažu da nije bilo lako raditi s njom.

Yapamam, çalışmak gerek.
Ne mogu, imam posla.

Gübre üreten bir tesiste çalışmak zorundayım, onlar da bunu biliyor.
Moram raditi u tvornici koja proizvodi gnojivo.

O karada çalışmak demek.
To znači raditi na kopnu.

Buna rağmen yine de benim için çalışmak istemesinin sebebi nedir?
Zašto i dalje radi za mene?

Bilin bakalım dev uzay lazeri projesinde çalışmak için güvenlik onayını kim alamadı?
Čik pogodite ko nije dobio odobrenje za rad na gigantskom svemirskom laseru?

Binbaşı, seninle çalışmak bir zevkti.
Uživao sam radeći sa vama Bojnice.

O beni New York'a taşınıp, Birleşmiş Milletler için çalışmaktan asla vazgeçirmezdi.
Nismo razgovarali otkad se preselio u New York da radi za UN.

Üreticiyi saptamaya çalışmak anlamsız.
Nema svrhe pokušati identifikovati proizvođača.

Onlarla çalışmak istiyorum, Dr. Ryan.
Htjela bih raditi sa njima, doktore Ryan.

Kuzey 3'te gönüllü çalışmakla.
Volontirati u " 3-sjever ".

Sizin için çalışmak istiyorum.
Zelio bih raditi za vas.