uyuşmazlık oor Grieks

uyuşmazlık

Noun

Vertalings in die woordeboek Turks - Grieks

διαμάχη

naamwoordvroulike
Eğer ortada evlilikle ilgili bir uyuşmazlık varsa Underwoodlar bunu kabul etmek istemeyeceklerdir tabii ki.
Λοιπόν, αν υπάρχει συζυγική διαμάχη οι Άντεργουντ δεν θα το παραδεχτούν.
GlosbeWordalignmentRnD

ασυμφωνία

naamwoordvroulike
Sanırım elimizde bir uyuşmazlık var diyebilirim.
Θα έλεγα, κύριε, πως αντιμετωπίζουμε μια ασυμφωνία.
ro.wiktionary.org

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Milletler, BM’in barış prosedürlerini gözardı etmekle kalmamış, fakat BM’in uyuşmazlığın çözümü ile ilgili aldığı kararlara da aldırış etmemiş ve açıkça karşı koymuşlardır.
Το Χοπσάκερjw2019 jw2019
Yazar mali problemler, bir eşin diğerine hâkim olma isteği, zina, sarhoşluk, kişilik farklılıkları, aile hayatına ilgi noksanlığı, kültürel farklılıklar, olgun olmama, akrabaların etkisi ve cinsel uyuşmazlıktan söz etti.
Σε ό,τι αφορά τις εκ των υστέρων αξιολογήσεις, κατέστη δυνατό να ληφθούν υπόψη μόνον οι αξιολογήσεις σχετικά με τα έργα της περιόδου #-#, καθώς, κατά το χρόνο του ελέγχου του Συνεδρίου, η υλοποίηση των έργων της περιόδου #-# δεν είχε ακόμη ολοκληρωθεί και, επομένως, δεν είχε ακόμη πραγματοποιηθεί η εκ των υστέρων αξιολόγησή τουςjw2019 jw2019
Ve bu, kız arkadaşımla aramda çok büyük bir uyuşmazlık olmasına neden oldu.
Ναι, είμαι μια χαράOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
İman kardeşlerimizle uyuşmazlıklar en iyi şekilde, özel olarak ve sevgi ruhuyla ele alınır.
Είσαι ο διάβολος!jw2019 jw2019
Üç sene önce başarısız bir yatırımdan sonra oluşan 2,6 milyon dolarlık bir uyuşmazlık.
Παρασκευάσματα για τον αρωματισμό ή την απόσμηση των χώρων, στα οποία περιλαμβάνονται και τα ευώδη παρασκευάσματα για θρησκευτικές τελετέςOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
İkisi arasında herhangi bir uyuşmazlık olursa kasa kendi kendine kilitlenir.
Ερώτηση αριθ. # του κOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Kısmen demir, kısmen kilden ayaklar ise, Anglo-Amerikan dünya gücü hüküm sürdüğü sırada yaşanan siyasal ve toplumsal uyuşmazlıkları simgeler.
Μην ξεχνάς ότι το παραδάκι πρέπει να πέσει με την παράδοσηjw2019 jw2019
Uzun bir süredir, Einstein, iki temel fizik kuralı arasındaki uyuşmazlık ile uğraşıyordu.
Μίλησες για κάποιον πόλεμοted2019 ted2019
Bir uyuşmazlık olduğunu biliyorum
Στον τομέα της κατάρτισης, η Γαλλία συνέβαλε σε ένα σεμινάριο με θέμα τα μέτρα ασφαλείας των αποθεμάτων όπλων και πυρομαχικών, το οποίο διοργάνωσε στην Αιθιοπία, από τις # Ιανουαρίου μέχρι τις # Φεβρουαρίου #, μια πολυεθνική ομάδα MSAG υπό την αιγίδα του Ηνωμένου Βασιλείουopensubtitles2 opensubtitles2
Uyuşmazlık, Equinox'un araştırma laboratuarında.
Να δει εάν... είναι ικανόςOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Gerçek şu ki, insan hükümetleri dünyadaki uyuşmazlıklar için geniş kapsamlı ve sürekli bir çözüme sahip değil.
Κύριε... θα χρειαστείjw2019 jw2019
Aslında eğer herhangi bir yaralanma sonucunda anneninkiyle ceninin kanı karışırsa, daha sonra sağlık sorunları ortaya çıkabilir (Rh veya ABO uyuşmazlığı).
από # ασθενείς συνέχισαν τη θεραπεία με Humira # mg κάθε δεύτερη εβδομάδα για # μήνεςjw2019 jw2019
Patrick, Mukaddes Kitabı Şahitlerle birlikte incelemesi sayesinde insanların anlaşmazlık ve uyuşmazlıklarına gerçek çözümün ne olduğunu görmeye başladı.
Ήθελες τους ανιχνευτές σαν όπλοjw2019 jw2019
Miami-Dade yöneticisiyse listede bariz uyuşmazlıklar olduğundan şikayetçi.
Πρέπει να προβλέπονται κατάλληλες διατάξεις για να λαμβάνονται υπόψη οι ιδιαίτερες προϋποθέσεις ασφαλείας εντός των σηράγγων μεγάλου μήκουςOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sadece ölümcül bir uyuşmazlık yaşadığımızı söyleyelim.
Ναι, θυμάμαι.Να στείλω έναν αστυνομικό σπίτι σαςOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Birinci Dünya Savaşı' nın aksine, her iki taraftaki bu uyuşmazlık herhangi bir özel açıklamayı gerektirmez.
Κατάφερες πολλά μ' αυτή την ιδιότηταLiterature Literature
Koca şunları söyledi: “Ne kadar küçük olursa olsun, uyuşmazlıkları halletmeden uyumamayı öğrendik.”
Η συνολική συχνότητα αγγειακών εγκεφαλικών επεισοδίων ήταν #, # % για την ομάδα της ρετεπλάσης και #, # % για την ομάδα της αλτεπλάσηςjw2019 jw2019
[İrtidat etmiş] Hıristiyanlık, karşılıklı, uyuşmazlık ve bölücülükle başladı ve böyle devam etti.
Οι γυναίκες με ιστορικό νόσου των σαλπίγγων βρίσκονται σε κίνδυνο έκτοπης κυήσεως είτε εάν η κύηση έχει επιτευχθεί με αυτόματη σύλληψη ή κατόπιν θεραπείας υπογονιμότηταςjw2019 jw2019
Olması gerekenle, var olan deliller arasında uyuşmazlıklar var.
Συγγνώμη.ΕντάξειOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Dahası, metadata'da belli bir uyuşmazlık yüksek ihtimalle değiştirildiğini gösteriyor.
Κατά τη διάρκεια της αγωγής με το IntronA ή και μέχρι # ημέρες μετά το πέρας της αγωγής μπορεί να εμφανισθεί υπόταση, και ενδέχεται να απαιτήσει κατάλληλη υποστηρικτική θεραπείαOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Siz katranlı kumların gelişimi, Keystone'la ilgili uyuşmazlık ve Enbridge boru hattı hakkında çok şey duymuşunuzdur fakat, bunlar kuzey Kanada'nın yabani ülkesinin tümünü ortadan kaldıran endüstriyel kalkınmanın tsunamisinin bazı parçalarıdır.
Η συγκέντρωση του πλάσματος που απαιτήθηκε για να επιτευχθεί μια κατά # % μείωση των αιμοπεταλίων από την τιμή αναφοράς σε ενήλικες κυνομολόγους πιθήκους ήταν περίπου # με # φορές υψηλότερη από τις μέγιστες αναμενόμενες συγκεντρώσεις ορούQED QED
(Bu arada, annenin kanıyla bebeğin kanı arasında bir ABO uyuşmazlığı olduğunda hafif bir sarılık görülebilir, fakat bu genellikle ciddi değildir.)
Του τη σπάει που τα κατάφεραjw2019 jw2019
Pek çok uyuşmazlık söz konusu.
ζητεί να κληθεί εκ νέου να γνωμοδοτήσει σε περίπτωση που το Συμβούλιο προτίθεται να επιφέρει σημαντικές τροποποιήσεις στην πρόταση της Επιτροπής·OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Gördüğümüz gibi, diğer gökadaların uzaklıkları konusundaki uyuşmazlıklar, son zamanlarda evrenin yaratılışına ilişkin ortaya atılan büyük patlama modeli konusunda hararetli tartışmalara yol açtı.
Με λίγη τύχη, θα βρούμε το ενεργό συστατικόjw2019 jw2019
Aralarında uyuşmazlık ya da rekabet yoktu; bunun yerine, karşılıklı güven içinde Korintos’taki sorunları çözmek üzere işbirliği yaptıkları açıktır.
Και άλλαξε όλες τις ρυθμίσεις σε " Αποδοχή "jw2019 jw2019
203 sinne gevind in 8 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.