çalışmak oor Baskies

çalışmak

[ʧɑ.ɫɯʃ.ˈmɑk] werkwoord

Kolaylıkla, veya arzu edildiği gibi, veya beklendiği gibi hareket etmek veya performans göstermek.

Vertalings in die woordeboek Turks - Baskies

lan egin

werkwoord

Fiziksel veya zihinsel güç kullanarak bir görevi yerine getirmek.

Ben orada çalışmak istiyorum.
Hortxe lan egin nahi dut.

behar egin

werkwoord

egin

werkwoord

Ben orada çalışmak istiyorum.
Hortxe lan egin nahi dut.

ikasi

werkwoord

Ben günden güne çok fazla İngilizce çalıştım.
Ingelesa goror ikasi nuen egunero-egunero.

Soortgelyke frases

çalışır durumda
aktibatu

voorbeelde

Çünkü onlar köyü terkederek şehirde çalışmak isterler.
Herrixka utzi nahi dutelako hirira joateko, lanpostu bila.

Anlamaya çalışmak bağışlamakla aynı şey değildir.
Ulertzen saiatzea eta barkatzea ez da gauza bera.

Bolivya'da, çalışmak için daha berbat bir yer seçemezdiniz.
Ezin zenuten toki bakartiagoa aukeratu Bolivia osoan. Nik diotsuet.

Hayır, burada çalışmak istemiyorum.
Ez, ez dut hemen lan egin nahi.

att için çalışmak ister misin?
ATTn lan egin nahi al duzu?

Onunla çalışmak çok zormuş.
Harekin lan egitea eromena zela entzuna dut.

Sizin için çalışmak istiyorum.
Nahiko nuke zuretzat lan egin.

Bay Kurtz 'evrensel bir dahi'ydi, ama bir dahi için bile, 'uygun araçlar, zeki insanlar'la çalışmak daha kolaydı.
Mr Kurtz «jenio unibertsal» bat zen, baina jenio batek ere aiseago lan egingo zuen «lanabes egokiekin: gizon argiekin.»

Ayrıca, diğer sivil hakları liderleri ile çalışmak istediğini söyleyerek bunu geçmişte yapmak istediğini fakat Elijah'ın onu engellediğini belirtti.
Honez gain, gaineratu zuen eskubide zibilen alde lanean ziharduten liderrekin lan egiteko gogoa zuela, baina ordura arte Elijah Muhammadek galerazi ziola hori.

Benden saklanmaya mı çalışmak mı?
Nigandik ezkutatzen saiatzen ari zara?

Yehova’yla birlikte bu şekilde çalışmak büyük bir ayrıcalıktır ve kutsal hizmetimizin bir kısmıdır (Me 127:1; Vh 7:15).
Jehobarekin batera modu honetan lan egitea ohore handia izateaz gain, ematen diogun adorazioaren parte da (Sal 127:1; Ap 7:15).

Ailesinin geçimi için gezici bir pazarlamacı olarak ağır bir şekilde çalışmaktadır.
Gogor lan egiten du saltzaile bidaiari bezala gurasoak eta arreba mantentzeko.

Başkalarıyla çalışmaktan hoşlanırım.
Gizakiekin lan egitea gustoko dut.

Şimdi bütün yaptığım bunu düzeltmeye çalışmak.
Orain gauza bakarra egin dezaket nire okerrak zuzentzeko.

Beni bağışlayın ama çalışmak isteyen pek çok insandan...
Barkatu, baina hainbeste gutun jasotzen ditut...

Ben 15 yıldır sizin için çalışmak ve bu ödemek nasıl?
Lan egin dut 15 urte baino gehiagoko eta nola duzu itzultzeko?

Bu yalan değil, benim hayatımı kurtarmaya çalışmak!
Ez da gezurra esatea, neure bizitza salbatzea da.

Ama sonra şüphelenmeye başladım. Bir köye gidip yaşamak, çalışmak ve neye benzediğini görmek istedim.
Eta orduan jakin-minez pentsatu nuen gustatuko litzaidakeela herrixka batera bizitzera joan, bertan lan egin eta nolakoa den ikustea.

Yaklaşan ölümü hisseden bir hayvanı, kontrol etmeye çalışmak...
Saiatu piztia bat gobernatzen berehalako heriotza sentitzen duenean.

Milli güvenlik konusunda onlarla birlikte çalışmak zorundayız.
Segurtasun nazional sailarekin elkarlana egin behar dugu.

Kim bugün çalışmak isterse sadece 10 Dinar vereceğim.
Gaur 10 dinar besterik ez dizkiot emango lan egin nahi duenari.

Çalışmak için niye bu kadar uzağa geldin?
Zergatik etorri zara hain urrutira lan bila?

Ben orada çalışmak istiyorum.
Hortxe lan egin nahi dut.

Çünkü, gerçek deliliği anlatmaya çalışmak Deliliğin ta kendisi değil de nedir?
Eroturik edo: ezen, egiazko eromena definitzeko, ez al luke batek, hain zuzen, eroturik egon behar?

Coca-Cola'yla çalışmak istemiyor musun?
Ez duzu lan egin nahi Coca Colarekin?