iç savaş oor Portugees

iç savaş

Noun

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

guerra civil

naamwoord vroulike

Adalet ve tolersans için halkını iç savaşa sürükleyeceksin.
Em nome da justiça e da tolerância, você levará seu povo à uma guerra civil.

İç savaş

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

guerra civil

naamwoord

Amerika Birleşik Devletleri'nin İç Savaşı dört yıl sürdü.
A guerra civil dos Estados Unidos durou quatro anos.

voorbeelde

En büyük oğulları, savaşta Mussolini'yi desteklemek için savaşa katıldı.
O filho mais velho retornou para lutar por Mussolini.

İki koloni arasında bir iç savaş çıkmıştı.
Fomos pegos no meio de uma guerra civil entre duas colônias de meia distância.

Kamuya duyurulan bütün barış çabalarına rağmen, her yerde yığınla iç savaş, etnik ve kabile çatışmaları yaşanmaktadır.
Apesar de seus bem divulgados empenhos pela paz, há muitas guerras, sejam civis, étnicas ou em comunidades.

Onun için savaştım ama izin vermediler.
Eu lutei por ela, mas não me deixaram adotá-la.

Benim için savaştın.
Você lutou por mim.

Ondan sonra iç savaşta tekrar hayatımı tehlikeye atmamı istediniz. O kadar aptalım ki, yine kabul ettim.
Depois de tudo, você teve a coragem de pedir que me arriscasse outra vez durante a guerra civil e, eu estúpida, fiz novamente.

Olaylar çok hızlı gelişti. Sen de resmen hayatın için savaş veriyordun.
Tudo aconteceu tão rápido, e você vive numa correria.

Caulderwood hisseleri için savaşı zorluyor.
Ele está a forçar a guerra por causa do quinhão do Caulderwood.

Bir avuç dolusu mücevher için savaş mı çıkaracaksınız?
Você vai entrar em guerra por um punhado de gemas?

Halkın bir iç savaşa gücü yetmez, Nemos.
O povo não pode tolerar outra guerra civil, Nemos.

Şimdi de bir çeşit iç savaşın ortasında gibiyim zaten.
Bem, eu meio que estou em uma Guerra Civil.

Tüm ana ordu elemanlarıyla bir saat içinde savaş odasında görüşmek istiyorum.
Quero um encontro com todos os líderes militares em 1 hora.

Aynı durumda olan subaylar, altını veya toprağı tercih ettiler, ama benim için, savaşın en büyük ödülü sanattır.
Nossos colegas oficiais podem preferir ouro ou terras, mas, para mim, o maior prêmio da guerra é a arte.

Bana inandın ve benim için savaştın. Bütün dünya bana karşıyken sen yanımda durdun.
Acreditou em mim e lutou por mim e ficou do meu lado quando todo o resto do mundo estava contra mim.

Tobolsk'ta, iç savaş söylentileri var.
Há boatos de guerra civil em Tobolsk.

Yanılıyor olabilirim fakat... sanırım çeşitlilik, iç savaş döneminde kullanılan... eski bir tahta gemi
Eu posso estar enganado, mas acho que Diversidade era o nome de um navio do tempo da guerra civil

İlk günden beri. Senle Rachel 3 yıl boyunca sololar için savaştınız.
Desde o primeiro dia, você e Rachel brigaram por solos por três anos.

Ama Amerikan iç savaşı volkan gibi değildir.
A Guerra Civil Americana, não é como um vulcão.

Kral ve Ülke için savaşa gidiyorlar.
Dispensados para lutar pelo rei e pelo país.

Ona defterleri oku annesi nasıl biriydi, ne için savaştı, öğrensin.
Leia minhas anotações para ela, assim ela saberá como era a mãe e por que lutava.

6:3, 4) Örneğin, İspanya’daki iç savaş, 1930 yıllarında İspanya’nın başına kıtlık getirmişti.
(Revelação 6:3, 4) Por exemplo, a guerra civil espanhola causou fome no país na década de 30.

İngiliz iç savaşı.
A Guerra Civil Inglesa.

Öyleyse gidin, Calahorra için savaşın.
Então, lutem por Calahorra.

Bu ulus kanlı bir iç savaşı...... barış şartlarını kral koysun diye mi kazandı?
Esta nação venceu uma sangrenta guerra civil...... para que o rei pudesse ditar os termos de paz?

Kendimi toparlamak için savaştım.
Lutei e saí dessa.