sağ salim oor Portugees

sağ salim

[sɑː saːlim] bywoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

sã e salva

adjektief vroulike

Şanslı olanlar sağ salim kaçanlardır.
Sortudos são os que escaparam sãos e salvos.

são e salvo

adjektief manlike

Şanslı olanlar sağ salim kaçanlardır.
Sortudos são os que escaparam sãos e salvos.

voorbeelde

Sağ salim.
Sãs e salvas.

Jaime, Tully’nin Casterly Kayası’na sağ salim varmasını tercih ederdi ama adamın ölmesi kaçmasından iyiydi.
Jaime preferiria que o Tully chegasse a salvo em Rochedo Casterly, mas antes morto do que em fuga.

Sağ salim döndüğün için çok rahatladım Wilkin.
Estou tão aliviada por teres voltado ileso, Wilkin.

Sardokar yüzbaşısı emrettiğiniz gibi sağ salim.
O capitão Sardaukar, vivo e saudável, como você pediu.

Galler Prensesi seni sağ salim ona götürebilmem için kiraladı. Kötü adam yaralansın ya da yaralanmasın sen burada kalıyorsun.
A Princesa de Gales me contratou para levá-lo com segurança, bandido ferido ou não, você ficará aqui.

Lovell, Haise ve Swigert' ın...... sağ salim dönme ihtimali çok düşük
Existe uma possibilidade mínima de que...Lovell, Haise e Swigert sobrevivam

Anakaraya sağ salim ulaşması için sessizlik ve bolca dinlenmesi gerekiyor.
Ela deve ter absoluto silêncio e descanso... Se ela quiser chegar ao continente viva.

Oyunu sağ salim atlattık.
Sobrevivemos à peça.

Stella' ya kızını sağ salim getireceğime söz verdim
Prometi a Stella que levaria sua filha em segurança

Aziz Anselm' in kayıtlarında bizi oradan sağ salim geçirecek ipuçlarını buldum!
Mas eu descobri as pistas para as passar sem perigo nas Crónicas de Santo Anselmo!

Kıyıya kadar tutarsan sağ salim inersin.
Agarra-te até ao apogeu e ficarás bem.

İyi yolculuklar, sağ salim dönün
Boa viagem e tenham cuidado na volta

Tig onu kuzeye sağ salim götürebildi mi?
O Tig levou-a para norte, certo?

" Bizim uçuşlarımızda insanlar daha fazla sağ salim yerine varıyor.
Mas mais gente chega com vida ao destino nos nossos vôos.

Seni evine sağ salim ulaştıralım.
Vamos para casa.

Ama bunun tek yolu, seni sağ salim Güney Amerika'ya ulaştırmaktan geçiyor.
Mas a única maneira de isso acontecer é se conseguires chegar em segurança à América do Sul.

Hepimiz buradan sağ salim kurtulacağız Cass bile
Vamos todos sair daqui vivos, até o Cass

Seni evine sağ salim ulaştıracağımıza güveniyor musun?
Então, confias em nós para te pormos em casa são e salvo?

Ama eğer içerse de onu eve sağ salim getiririm.
Mas se ele beber, trago-o para casa e ele fica vivo.

İki şüpheli de sağ salim yakalandı.
Com dois novos suspeitos.

Şu anda en önemli şey seni sağ salim eve ulaştırmak.
A coisa mais importante é que volte em segurança.

Onu bir daha göreceğimi sanmıyordum ama San Diego'dan sağ salim dönüp dönmediğimi öğrenmek için aramış.
Pensei que nunca mais a veria... mas ela ligou para saber se tinha chegado bem de San Diego.

Eğer siz tabuttan sağ salim çıkacağınızdan eminseniz, ben de sizi çukurdan sağ salim çıkaracağımdan eminim.
— Se o senhor tem a certeza de sair bem do caixão, da cova tiro-o eu sem dificuldade.

Ama eve sağ salim dönmek istiyorum.
Mas quero voltar vivo.

Sevgili Henri, sağ salim geri dönebilmeniz ne güzel.
Mon cher Henri, é fantástico que haja voltado são e salvo.