Yağmurluk oor Russies

Yağmurluk

Vertalings in die woordeboek Turks - Russies

дождевик

[ дождеви́к ]
naamwoord
ru
разновидность водонепроницаемой верхней одежды
Yağmurluk giysen iyi edersin, çünkü kız, kısa değil.
Лучше надень дождевик, она ведь немаленькая.
wikidata

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

yağmurluk

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Russies

дождевик

[ дождеви́к ]
naamwoordmanlike
ru
непромокаемая одежда
Ve muhtemelen yağıyor ama görüyorum ki, yağmurluk giymiyorsun.
И дождь идёт, наверное, но что-то я не вижу на тебе дождевика.
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

плащ

naamwoordmanlike
Sarı yağmurluk giyen kız kim?
Что это за девушка в жёлтом плаще?
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Hatta yağmurluğumu bir kraliçe için çamura sermemi isteyen bile olmuştu.
Почему ты не стреляла?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yağmurluğun hala üzerinde baba.
Нет, я понимаюOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ooh, Dışarı çıkıp yeni yağmurluğunu deneyebilirsin.
Но сколько мне придется ждать, пока этот человек не появиться?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Fakat alamayacağımdan, sadece bir yağmurluk istiyorum.
Нет, это частный инвесторOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Katil yeşil bir yağmurlukla sivri bir kapüşon takıyormuş.
Ну и что, Фрэнсис лучше работает в критической ситуацииOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
" Tanrıya şükür su geçirmez yağmurluk giymişler " diye düşündü.
И в это Кольцо он вложил| свою жестокость, злобу... и свое желание повелевать| всем на светеOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yağmurluğu yazdın mı?
Завтра он даст мнеOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ayrıca bir yağmurluk taşıyordu.
Вы хотите что- нибудь приобрести?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sen de dahil müsait olan herkesi yağmurlukla ve şapkayla bu sahnede istiyorum
Меню Справкаopensubtitles2 opensubtitles2
Üstünde yağmurluk vardı.
Над браком надо работатьOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Üstümde o kırmızı yağmurlukla beni bulmaları güç olmadı.
Я читал статью, это очень опасноOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ama yağmurluğum iyi değil.
То есть если бы я не работал на правительство и мог официально принять такую награду?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ablan şu yağmurluğunu getirmemi istedi.
Многовато мишурыOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Tom yağmurluğunu çıkardı.
Ты можешь сама устроить ей разносtatoeba tatoeba
Temmuzda yağmurluk...
Мистер Шу, я хочу детей от вас!OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yağmurluk diye çöp poşeti giyiyorsun be sen.
Когда мьl напали на вашу планету,..... все ваши войска со своей совершенной технологией...... смогли лишь девять минут сопротивляться нам,..... прежде чем погибнутьOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
En güzel korniş yağmurluklarıydı.
Мать действительно * там *, не так ли?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bir yağmurluk giysen iyi olur.
Да, он уже может немного двигать пальцами ногtatoeba tatoeba
Çıktığında sokaklar yağmurdan parlıyordu, iyi ki giymişti eski kahverengi yağmurluğu.
Ммм, а он оставлял тебе сообщение?Literature Literature
Yağmurluğunu giymeden dışarıya fırlamasına mı izin verirsiniz?
Ты видела, какую короткую юбку ты надела на меня на тот концерт?jw2019 jw2019
(Burayı diğer taraftan, Amerika Şelalesi’nden ziyaret edenler için yağmurluğun rengi sarıdır.)
Ты с самого начала приносишь мне несчастья!jw2019 jw2019
Evet, Miss Kilman sahanlıkta duruyordu, yağmurluk giymişti ama nedeni vardı.
И, то, что ты делаешь- много значит для КикиLiterature Literature
Bu benim yağmurluğum!
вчера, я съел девять баллончиков со взбитыми сливкамиOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
▪ Sağlam ve rahat ayakkabılar ile yağmurluk
Мы уже встречалисьjw2019 jw2019
Yağmurluk giymiş büyük bir kaplumbağa gibi gözüküyordu.
Ну, лютик, пора вставатьOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
132 sinne gevind in 9 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.