cabeza oor Turks

cabeza

/kaˈbeθa/, /kaˈbesa/, /ka.ˈβe.θa/ naamwoord vroulike

cabeza (en ciertas ocasiones)

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

baş

naamwoord

Parte del cuerpo de un animal o humano que contiene el cerebro, la boca y los principales órganos sensitivos.

İnsan vücudunda beyin, ağız ve başlıca duyu organlarının bulunduğu vücut parçası.

Tengo un leve dolor de cabeza desde anoche.
Dün geceden bu yana hafif bir baş ağrım var.

kafa

naamwoord

Parte del cuerpo de un animal o humano que contiene el cerebro, la boca y los principales órganos sensitivos.

İnsan vücudunda beyin, ağız ve başlıca duyu organlarının bulunduğu vücut parçası.

Se cayó de cabeza del tejado.
Çatıdan kafa üstü düştü.

Kafa

parte superior del cuerpo

Se cayó de cabeza del tejado.
Çatıdan kafa üstü düştü.

Soortgelyke frases

dolor de cabeza
baş ağrısı · başağrısı

cabeza de puente
köprü başı

cabeza de hacha
balta tersi · dövdü

Buitre de cabeza blanca
Ak başlı akbaba

Lori de cabeza negra
Karabaş lori

cabeza de turco
günah keçisi · şamar oğlanı

Cabezas Rubias
Cabezas Rubias

Las Cabezas de San Juan
Las Cabezas de San Juan

cabeza hueca
ahmak · budala · mankafa

voorbeelde

Como la cabeza de un bebé.
Bebek kafası kadar.

¿ Una cabeza de oso polar?
Kutup ayısının kafasını mı?

Debe ser difícil no haber conocido nunca el toque de una mujer porque tienes la cabeza hinchada como una calabaza y la respiración como la comida para gatos
Bir bal kabağı gibi şişmiş bir kafan ve kedi maması gibi kokan bir ağzın...... olduğu için şimdiye kadar hiçbir kadın tarafından dokunulmamış olmak koyuyordur

Y un gran dolor de cabeza para Elmer Fudd.
Ve Elmer Fudd için büyük bir dert.

Él también sonrió e inclinó ligeramente la cabeza.
Adam da gülümsedi ve hafifçe başını eğdi.

Eliza, si yo sigo con un tremendo dolor de cabeza, usted también puede.
Eliza, ben bu feci baş ağrısıyla devam edebilirsem, sen de edebilirsin.

Tal vez hasta había llegado sin sacar la cabeza del agua.
Belki de kafasını sudan hiç çıkarmadan bunu başarmıştı.

Lo que falla es tu cabeza.
Asıl sorun sizin beyinlerinizde.

Todos los hombres que conozco son animales con solo una cosa en su cabeza
Sarıldıklarında, tanıdığım bütün adamların aklında sadece bir tek şey oluyor

E incluso si fuera posible, eso no es algo que una madre haga con la cabeza de su bebé.
Doğru bile olsa bir kadın çocuğunun başında böyle bir şey istemez.

Pero Shigezo ha perdido la cabeza.
Ama Shigezo kellesini kaybetti.

¿Te podrían dejar caer sobre la cabeza de alguien más?
Biriyle kafa kafaya falan çarpıştın mı?

Para aclarar tu cabeza.
Aklını başına topla.

¡ Teal'c, no vas a afeitarme la cabeza!
Teal'c, saçlarımı kazıyamazsın!

Me gusta que no salga y se pierda la cabeza.
Aslında dışarı çıkıp kafayı bulmaktan hoşlanmamasını seviyorum.

¿No hay precio por mi cabeza?
Benim kafaya fiyat yok mu?

Hay 1 / 4 de millón de recompensa sobre tu cabeza.
Kellene 250 bin ödül var.

Vamos, mete tu cabeza ahí.
Hadi, başını şöyle koy.

Fue horrible ver a Martin poniendo la pistola en su cabeza.
Martin'in silahı kafasına dayadığını izlemek korkunçtu.

Apenas había bebido unos sorbos de vino, pero se sentía drogada y con dolor de cabeza.
Şaraptan sadece birkaç yudum almıştı, ama hiç hali yoktu, ayrıca fena halde başı ağrıyordu.

Además, algunas cabezas cuentan más que otras.
Üstüne üstlük, bazı oylar diğerlerinden daha değerlidir.

Un gran jugador puede perder una gran mano quedarse tildado...... y perder la cabeza junto con todas sus fichas
Zeki bir oyuncu şanslı bir eli bile bükebilir, Tilt yapabilir...... onun önündeki her bir taş için adeta deliye döner

Ya lo había doblado en mi cabeza.
Kafasında ikiyle çarpmıştı zaten.

Está todo en mi cabeza.
Bunlar hep sadece kafamın içinde.

—No lo acepto —dijo el muchacho, y cruzó los brazos sobre su pecho y sacudió la cabeza con energía—.
"""Kabul etmiyorum,"" dedi oğlan ve başını şiddetle sallayarak kollarını göğsünde kavuşturdu."