confiar oor Turks

confiar

/koɱ.ˈfjar/ werkwoord

Colocarse en manos de alguien para obtener protección o apoyo.

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

güvenmek

werkwoord

¿Todavía confías en él después de que haya roto su promesa dos veces?
O iki kez sözünden döndükten sonra ona hâlâ güveniyor musun?

emanet etmek

Pero tu tío te confío los secretos de su magia gay.
Ama amcan, gey sihrinin sırlarını sana emanet etti.

teslim etmek

Verb

Cuando estamos juntos en combate, confías a alguien con tu vida.
Birlikte savaşıyorken birine hayatını teslim edersiniz.

voorbeelde

Aquí hay otros indicios en los que podemos confiar.
Başka gerçek belirtiler olmalı.

Quiero confiar en ti
Sana güvenmek istiyorum

¿Cómo puedo confiar en ti cuando estás diciendo locuras?
Delice konuşurken nasıl güvenebilirim?

Debemos prestar atención al ejemplo amonestador de los israelitas bajo Moisés y no confiar en nosotros mismos [1 Cor. 10:11, 12] [si-S pág.
Gevşek bir tutum yaşamın birçok alanında korkutucu sonuçlara yol açabilir. [4, kd 1.5.96 s. 22 p.

No debí confiar en ti.
Sana güvenmemeliydim.

Quiero confiar en ti.
Senin de kanunlara uymanı istiyorum.

Pueden confiar en mí.
Bana güvenebilirsiniz.

No tengo a nadie más en quién confiar.
Güvenip sırrımı vereceğim başka kimsem yok.

No se lo confiaré a nadie más.
Bu konuda senden başka kimseye güvenmem.

Tienes que confiar en que tu padre. Si él dice que es ahora, es ahora.
Babanın zamanı doğru tespit ettiği konusunda ona güvenmek zorundasın.

Le dije a mi Comandante que dada su relación con el FBI...... debíamos confiar en usted
Üstüme sizin FBI' la bağlantınız olduğu...... için güvenebileceğimizi söyledim

¡ No volveré a confiar en ellos!
Bir daha ettikleri tek bir lafa bile inanmayacağım.

Él no creyó que fueras a confiar en mí... así que me dio su número privado para que verifiques lo que dije.
SirJason, senin bana pek güvenmeyeceğini düşündüğü için kendisine ulaşabileceğin özel bir telefon numarası verdi söylediğim her şeyi doğrulatabilirsin.

No puedes confiar en él
Ona güvenemezsin

Confiar en ti?
Sana güvenmek mi?

¿Los torturaste para torturarme solo para ver en quién podías confiar?
Sadece kime güvenebileceğini görmek için hem bana, hem onlara eziyet ettin.

¿Se podía confiar en él?
Güvenilir miydi?

Lo siento, Doctor, no puedo confiar en ninguno de ellos por la sencilla razón de que no tuve nada que ver en su selección.
Üzgünüm Doktor, ama hiçbirine güvenemem....... seçimlerinde hiçbir söz hakkım olmaması gibi basit bir nedenden dolayı.

Sólo quería destacar que, seguramente, soy más entendido que tú y que deberías confiar en mi opinión.
Bu konuda belki senden biraz daha usta olduğuma işaret etmek istedim o kadar, sen de biraz benim sözüme inanmalısın.

¿Confiar en ti?
Güveneyim mi?

No sé qué o dónde está tu yang pero quizá tus fuentes no deberían confiar en cotilleos internos.
Yang'inin ne ya da nerede olduğunu bilmiyorum ama muhtemelen kaynağın iç dedikodular konusunda sana güvenmiyor.

¿Debería confiar en ti?
Sana güvenmeli mi?

Sabía que no podíamos confiar en él.
Ona güvenemeyeceğimizi biliyordum.

No debería confiar su coche a personas distraídas, señora.
Arabanızı dalgın insanlara emanet etmeyin hanımefendi.

No se puede confiar en él.
Ona güvenilemez.