vestido oor Turks

vestido

/beș.ˈti.ðo/ adjektief, naamwoord, werkwoord manlike

vestido (de vestirse)

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

elbise

naamwoord

Ayúdame a elegir un suéter que combine con mi nuevo vestido, por favor.
Lütfen bana, yeni elbiseme uyan bir süveter seçmede yardım et.

giysi

naamwoord

Me gusta la sencillez del vestido de ella.
Onun giysisinin basitliğini seviyorum.

giyim

naamwoord

Fue tratada de forma hostil por su manera de vestir.
Ona düşmanca davranıldı çünkü bu kadınlar onun giyim şeklinden hoşlanmıyorlardı.

giyecek · kostüm · takım elbise

Soortgelyke frases

por lo visto
anlaşılan

vestido de baño
mayo

Vista Semana
Hafta görünümü

vista Moderador
Sunucu Görünümü

vestido de novia
gelinlik

tierra a la vista
kara göründü

voorbeelde

Dejé los vestidos arriba.
Takım elbiseleri üst katta bıraktım.

Quiero decir, ¿cómo vas a conseguir sacar licor de malta y manchas de sangre de un vestido rentado?
Veda gecesi elbisemden bira ve kan lekesini başka türlü nasıl çıkarabilirdim?

¡ Y no quiero usar perfume y vestidos de fiesta!
Ve parfüm sürüp kokteyl elbisesi giymek de istemiyorum.

¡ Mi vestido de novia!
Düğün elbisem.

Me hizo ponerme un vestido ridiculo me encerro en una jaula y me corto el brazo con un hacha.
Bana tüyden bir elbise giydirdi... ve bir kafesin içine tıktı... ve elimi de bir baltayla kesti.

Ella apenas comió el almuerzo para evitar derramar algo en su nuevo vestido.
Yeni elbisesine dökülür korkusuyla yemek bile zar zor yemişti.

Me estaba muriendo por saber si se presentará con su vestido de tarlatana rosa —dijo Adolph.
Pembe içetekliğinizi giyip giymeyeceğinizi görmek için meraktan ölüyorum,” dedi Adolph.

¿ Dónde está el vestido, Danielle?
Neden bahsettiğini bilmiyorum

Katy y yo llevábamos esos vestidos estúpidamente iguales, de pie en los asientos, mirándolo todo, apuntando a esto y a aquello.
Katy'yle aynı kıyafetleri giymiş, koltukta ayakta durarak her yere bakıyor parmakla her şeyi birbirimize gösteriyorduk.

Y usted es un tipo vestido de payaso que va a ser asesinado.
Ve sen de palyaço kılığına girmiş, öldürülmek üzere olan genç bir adamsın.

[398) ¿Por qué serán tan bellas las viudas jóvenes vestidas de luto?
[375] 55 Yas tutan genç dullar niçin o kadar güzeldir?

Estamos aquí parados, vestidos sólo parados, sin hacer nada.
Burada kıyafetlerimizle dikilmiş hiçbir şey yapmıyoruz.

No importa, mi vestido está al revés.
Orasını boşver, elbiseyi ters giymişim.

Todo lo que hice fue elegir algunos de sus vestidos... pintar sus uñas y hacerle un facial.
Tek yaptığım ona birkaç kıyafet seçmek oje sürmek ve yüz bakımı yapmaktı.

Por supuesto, la clave está en el vestido de la joven.
Anahtar, kızın kostümünde tabi.

Bonito vestido.
Hoş elbise.

Y que su foto esté colgada en The Paradise, con el vestido.
Ve giydiği o elbiseyle resmi çekilip Paradise'te asılır!

Su madre le hizo un vestido nuevo.
Onun annesi ona yeni bir elbise yaptı.

Sigga y yo nos hicimos uno cada una, un vestido de faena, azul y sencillo, con la tela que nos dio Natan.
Sigga’yla birlikte, bir ona bir bana, Natan’ın verdiği mavi kumaştan basit bir iş elbisesi...

Yo iré vestida como la Mujer del Aseo.
Ben de Bath Hanımı olacağım.

Tienes que ayudarme a encontrar un nuevo vestido para la cena del Sr. Chambers.
Bay Chambers'ın akşam yemeği için bana kıyafet bulmalıyız.

Porque este vestido es mortífero.
Çünkü bu elbise ölümcül.

¿Las ratas del callejón nos darán vestidos de baile?
Sokaktaki sıçanlardan bize abiye mi yapacaksın?

¿Una mujer con un vestido azul con estrellas?
Üzerinde yıldızlar olan mavi bir elbise giymiş bir hanım değil miydi?

Estoy corriendo de un lado a otro en un vestido de novia con algo que se siente como un barril de cerveza lager bajo mi falda
Üstümde bir gelinlikle koşuyorum ve...... eteklik kısmı mengene gibi sıkıyor