alor oor Turks

alor

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Baskies - Turks

tarla

naamwoord

Üzerinde tahıl veya sebzelerin yetiştiği, sınırlı bir toprak alan.

alan

naamwoord

Z93k fisika kuantikoaren alorrean dihardu eta fisika kuantikoa alkimia modernoa da. Subpartikula mailako alkimia, ordea.
Bak, Z93 kuantum fiziği alanında işe yarıyor ve kuantum fiziği modern simyadır fakat simya bir alt parçacık düzeyindedir.

kır

Orman ve yerleşim alanı olmayan bir arazi.

saha

naamwoord

Psikologian graduatua. Aditua bere alorrean.
Psikoloji lisansı, saha deneyimi var ve fazlasıyla iyi niyetli biri.

voorbeelde

Bidaia bat azterketa medikuaren alor txundigarrienetako batetik.
Günümüzün en ilgi çeken tıbbî araştırma sahasına.

Beste alor askotan bezala, berrikuntza handiak sartu zituen Errusiako kulturan.
Genelde, Çin İmparatorluğu içindeki önemli haberleri taşırlar.

Erosketak ez dira nire alorra, egiatan.
Aslında bu pek benim bölümüm değil.

Mutazio bidezko hazkuntza, ikerketako alor berezi moduan, bertan behera utzi zen mendebaldeko herrialdeetan.
Batı ülkelerinde mutasyon ıslahı alanındaki çalışmalara son verildi.

Masters doktorea eta biok denbora luzea daramagu alor honetan eta denok dakigu lanak eragiten duen inpaktu emozionala.
Bay Buckland, Dr. Masters ve ben yıllardır bu alanda çalıştık ve bu işin duygusal etkilerinin ortaya çıkabileceğini çok iyi biliyoruz.

Hemen paradoxa da pasa den hamarkada, seguraski, hamarkada galdua izan dela alor honetan aurre egiteko.
Buradaki paradoks geçen on yılın bu konu üzerinde gelişme sağlamak için boşa harcanmış bir dönem olması.

Hori zure alorra da.
Bu daha ziyade senin alanın Brian.

Bai, zu alor gris zabal bat zara.
Sen kocaman saydam olmayan bir alansın.

Hiru anaia gara, eta lau desiatinako alorra dugu.
Üç kardeşiz biz, dört hektar topra ğımız var.

Nire alorra da.
Burası benim bölgem.

Merton Millerrekin batera, Modigliani-Miller teorema garatu zuen enpresaren ekonomia finantzarioaren alorrean.
Bir diğer Amerikalı iktisatcı Merton-Miller ile birlikte şirket finansmanı hakkında Modigliani-Miller teoremini ortaya atmışlardır.

Lan talde bat antolatu du alor nuklearraren arriskuez.
Oradaki tehlikeler üzerine bir çalışma organize etti.

Psikologian graduatua. Aditua bere alorrean.
Psikoloji lisansı, saha deneyimi var ve fazlasıyla iyi niyetli biri.

Alex zure alor berekoa da fisika teorikoa.
Alex senin gibi kuramsal fizik alanında çalışıyor.

Badut lagun bat alor horretan diharduena.
O alanda çalışan bir arkadaşım var.

Eta albistegien alorraren autonomia zuen boteretik dator.
Haber bölümünün bağımsızlığı da sizin gücünüzden geliyor.

Unibertsoaren amaiera funtsezko gaia da kosmologia fisikoaren alorrean.
Evrenin nihai kaderi, fiziksel kozmolojinin ilgilendiği bir konudur.

Itsasoa hainbat alorretan zatitu dut, latitudeko eta longitudeko bost graduko alor laukietan.
5 derece enlemindeki okyanus alanlarını 5 boylama taksim ediyor

Zer azaltzen dute genetikaren alorrean egindako ehun urteko ikerketek?
Genetik alanındaki yaklaşık 100 yıllık araştırmalar neyi ortaya koydu?

Jainko onak Sarari ez zion... batere mesederik egin edertasunaren alorrean.
Rabbim görünüş kısmında ona lütufta bulunmamış.

Erasmo saria, urtero Erasmo Sariaren Fundazioaren batzordeak ematen duen saria da, eta kulturaren, gizartearen eta Europako zein Mundu osoko gizarte zientzien alorrean aparteko lana egin duten gizabanako eta erakundeak saritzen dira.
Erasmus Ödülü, her yıl Praemium Erasmianum Vakfı tarafından her yıl Avrupa'da ve dünyanın diğer yerlerinde kültür, sosyal hayat veya sosyal bilimlere sıradışı katkı yapan kişi veya kurumlara verilen ödüldür.

Z93k fisika kuantikoaren alorrean dihardu eta fisika kuantikoa alkimia modernoa da. Subpartikula mailako alkimia, ordea.
Bak, Z93 kuantum fiziği alanında işe yarıyor ve kuantum fiziği modern simyadır fakat simya bir alt parçacık düzeyindedir.

Haur literaturaren alorrean sari asko irabazi ditu.
Çocuk edebiyatı alanındaki kitaplarıyla çeşitli ödüller almıştır.

Nolatan sartu zinen alor honetan?
Ee, bu sektöre nasıl atıldın?