Sürat oor Arabies

Sürat

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

سرعة

naamwoord
Sizin de anlayacağınız gibi Bo tek bir sürat bilir.
في حالة أنكم لا تستطيعون القول ، يعرف بو أن السرعة واحدة.
wikidata

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

sürat

Noun

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

سرعة

naamwoordvroulike
Sizin de anlayacağınız gibi Bo tek bir sürat bilir.
في حالة أنكم لا تستطيعون القول ، يعرف بو أن السرعة واحدة.
GlosbeResearch

سرعت

werkwoord
ar
(Ar. sur‘at) Çabukluk, hızlılık, hız: Buldu bir âşık-ı harâbe-güzin / Ki arar sür’at-i helâke muin (Muallim Nâci). Elinin ve dilinin süratine hayrandım (Rûşen E. Ünaydın). Fakat süratini azaltmayarak koşuyor (Refik H. Karay). ѻ Sürat katarı: Ekspres tren. Sür’at-i intikal: Anlayış, kavrayış çabukluğu: Feylesof, meşhur olan hâfızasının şiddet-i fevkattabîiyyesine fedâ olan sür’at-i intikāliyle her saati kendisine 5 lira getiren bu muktedir ve muhterem genci sıktığını anladı (Ömer Seyfeddin). Sür’at-i seyr: Gidiş hızı. ● Süratle zf. (Araç hâli ekinin kalıplaşmasıyle) Çabucak, hızla: Herkes süratle dışarıya uğrar (Nâmık Kemal). Ben süratle oradan uzaklaştım (Reşat N. Güntekin). Sür’atle nasıl değişti hâlim?... / Almaz bunu havsalam, hayâlim (Abdülhak Hâmit).
Uğur Akıl

سُرْعَة

Sizin de anlayacağınız gibi Bo tek bir sürat bilir.
في حالة أنكم لا تستطيعون القول ، يعرف بو أن السرعة واحدة.
Glosbe Research

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

Soortgelyke frases

durgun su sürat yarışı
كانو-كاياك
Sürat pateni
تزلج سريع

voorbeelde

Advanced filtering
Kısa adım, çok sürat ve çok adım demek.
خطوة أقصر يعني المزيد من خطوات ووقت أسرع.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Süratle giden bir arabanın camından dışarı çıkıp, arabanın üstünde ayakta durarak yapılan “araba sörfü” ya da hareket halindeki bir asansörün veya hızla giden bir metronun üstünde ayakta durmak birçok gencin ölümüne yol açmıştır.
وأحد هذه الالعاب التي تتسبب بمصرع عدد من الاحداث هو «ركوب ظهر السيارات»، اي الخروج من نافذة سيارة مسرعة وركوب ظهرها والوقوف عليه فيما السيارة تتابع طريقها. وهنالك ايضا الوقوف على ظهر مصعد متحرك او قطار نفقي مسرع.jw2019 jw2019
1964 Olimpiyat Oyunlarında 200 metre sürat koşusundaki zaferinden sonra Henry Carr şunları söylemiştir: “Olimpiyat Köyüne geri dönerken, kazandığım altın madalyaya ilk kez gerçekten baktım ....
بعد فوزه في سباق الجري لمسافة ٢٠٠ متر في الألعاب الأولمپية لسنة ١٩٦٤، اوضح هنري كار: «اذ ركبت عائدا الى القرى الأولمپية، ألقيت نظرتي الحقيقية الاولى على الميدالية الذهبية. . . .jw2019 jw2019
Ancak bu hep kısa sürmüş ve normale dönüş, kaçınılmazmış gibi, oldukça süratle gerçekleşmiştir.
ولكنها كانت دومًا قصيرة المدى وسرعان ما عادت الأمور إلى طبيعتها، مثل حقيقة مؤكدة.Literature Literature
Makinelinin sesini duyar duymaz, Son sürat koşacaksın..
و حالما تسمعهم يطلقون قم بالجري مثل اللوطيينOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Beş dakikada hepimiz buradan son sürat kaçabiliriz.
خمس دقائق كافية لجعلنا مثل " بيز " و " باز "OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Benzer şekilde Eylül 1992’de, Fransa’nın güneydoğusundaki Ouvèze Nehri taşıp, Vaison-la-Romaine ve çevresindeki 15 yerleşim merkezini harap ettiği zaman, Şahitler süratle harekete geçtiler.
وعلى نحو مماثل، في ايلول ١٩٩٢، عندما فاض نهر أُوڤيز Ouvèze في جنوبي شرقي فرنسا وخرَّب ڤيزون-لا-رومان Vaison-la-Romaine و ١٥ منطقة محيطة بها، تجاوب الشهود بسرعة.jw2019 jw2019
Radarlar dün gece bir sürat teknesinin gemiyi terk ettiğini tespit etti.
" الرادار إكتشف قارب سريع غادرالسفينة ليلة أمس "OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sürat motoru mu aldın?
شراء قارب رياضي ؟OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Uygunsuz, kahverengi bir sürat teknesi.
في قاربِ بُنيّ سريع غير ملائم للمكانOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Oh, ayrıca ilgileniyorsan A.J sürat tekneleri ve sigara dolu araçlar da satıyor.
أوه, إذا أنت مهتمة " أيه جيز " يريد أن يبيع زورق ومركبة مليئة بالسيجارOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Beni son sürat bu metal yığını ile sahada ittiğini düşün.
تخيل انك تدفعني بكومة المعدن هذه في الملعب بأقصى سرعةOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
İyi giyimli bir adam, São Paulo’daki (Brezilya) evinin önünde Antônio’nun* başına tabanca dayayarak, arabanın anahtarlarıyla ruhsatını istedi ve araba ile süratle uzaklaştı.
صوَّب رجل حسن اللباس مسدسا الى رأس انطونيو* امام منزله في سان پاولو، البرازيل، طلب مفاتيح وأوراق سيارته، وبسرعة قاد السيارة مبتعدا.jw2019 jw2019
Hatırladığım son şey, Chow'un sürat motoruna binişimiz.
آخر ما أتذكّره ، هو النزول عن قارب ( تشاو ) السريع.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ne süratle gittiğine dair bir fikrin var mı?
قلي حضرة الشرطي بتعرف اديش السرعة اللي كنت ماشي فياOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Vardiya Subayı, sürat 8 mil olsun.
ضابطة السفينة أتجهي إلى 2 / 3 عقدةOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
4 mil süratle sakınma manevrası da yapamayız.
بسرعة 4 عقد ، لن يكون لدينا القدرة على المناوره لتفاديها.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sürat teknesi mi yelkenli mi tercih edersin?
هل تفضل ان تمتلك مراكب شراعيه ام سريعه ؟opensubtitles2 opensubtitles2
30 mil süratle ilerliyorlar.
رصدت ذلك القارب عند 30 عقدةOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sanırım bir hata var. Sürat yapıyor olabilirim...
أعتقد أن خطأ ما حصل ربما كنت مسرعاًOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Biz denizcilerle sürat tekneleri konuşmamalısın Dan.
أنت لا تُناقشُ قوة القوارب لبحّارة مثلنا ، دان.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu kadın altı ay öncesine kadar sürat şeridinde gidiyormuş.
لقد كانت هذه المرأة تعيش على الخط السريع حتى ستة أشهر مضتOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Aslında George'un sürat teknesi var.
فى الحقيقه جورج لديه زورقاً بخارياًOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Şimdi bunu alıp götürebilir -- ve size sürat oranını, değişim oranını ve bunların ne kadar hızlı gittiğini göstermek isterim.
والآن دعونا نترك هذا-- و أريد أن أعرض عليكم معدل السرعة و معدل التغير, مدى سرعتهم في التغيير.ted2019 ted2019
Efendim, sürat artırmazsak bandı aramıza alamayacağız.
سيدي ، لن نستفيد من وضع المنخفض بيننا الآن مالم نزيد سرعتناOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
202 sinne gevind in 8 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.