acıktım oor Engels

acıktım

werkwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Engels

I'm hungry

[ I’m hungry ]

Phrase

I'm hungry

Karnım acıktı çünkü kahvaltı yapmadım.
I'm hungry because I didn't eat breakfast.

Soortgelyke frases

acıkmak
be sorry about · begrudge · behungry · besorryabout · bewail · feel sorry for · hunger · regret · repent · repent of · spare · think a pity · to be hungry

açlıktan ölmek, açlıktan öldürmek, kurt gibi acıkmak, açlıktan ölmek
starve

voorbeelde

(Matta 11:19) Evden eve gidenler, çok defa meleklerin kendilerini adalete acıkmış veya susamış kişilere doğru sevk ettiklerine dair kanıtlar gördüler.
(Matthew 11:19) Frequently, those going from house to house have seen evidence of angelic direction that leads them to those who are hungering and thirsting for righteousness.

Acıktın, biliyoruz.
So you're hungry.

Bunu acığa cıkartmak isteyen Tanrı, burada, her vücutta Paramatma olarak temsil edildiğini belirtmektedir.
To clarify this, the Lord says that He is represented as the Paramätmä in every body.

Sen onu düşünme, acıkınca geri döner.
He'll come back.

Birden acıktım mı?
Munchies?

Ben acıktım.
I'm hungry.

Acıktı!
She's hungry

Hadi, Bombur, acıktık.
Come on, Bombur, we're hungry.

Belki karnın acıkmıştır.
Uh, maybe you were hungry.

Acıktım ve bir şeyler yapmaya çalıştım.
I got hungry so I tried to cook something up.

Karnım acıktı.
I'm getting hungry.

Çok acıktım.
I was starved.

Acıktım...
I'm so hungry...

Belki de karnı acıkmıştır.
Maybe she's hungry.

Kurt gibi acıktım.
I'm hungry like the wolf.

Acıkmış, kızgın ve hepsi polisten nefret eder durumda.
They're hungry and pissed and they all hate cops.

Acıktım, biraz ekmek almak istedim ama Bruno olmaz deyip kafama vurdu.
I'm hungry, I wanted to buy some bread but Bruno said no and hit me in the head.

Olmaz ya diyelim ki bir ara karnın acıktı...
In the event that possibly you get hungry...

Acıkmışsınızdır.
You must be starving.

Taksimetre acık kalsın.
Keep the meter running.

Artık içinize su serptiğime göre kimler acıktı bakalım?
And now that I have put your minds to rest, who is hungry?

Sen de acıktın.
You're hungry.

Acıktım.
I'm hungry.