Kabza oor Portugees

Kabza

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

Empunhadura

kabza

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

punho

naamwoord manlike

Belirgin bir kabza izi yok, ve yüzeydeki pürüzlü doku yaranın içinde.
Sem marcas de punho, e o tecido está denteado na superfície e no interior da ferida.

voorbeelde

Zorölüm'ün kabzasının kılıçla buluştuğu yerden bir ışık huzmesi çıkar.
Uma luz dispara de onde vocês estão, o punho do Duro de Matar busca sua espada.

Durin hançerinin kabzasını tuttu, soğuk metal sıcak avcunu rahatlattı.
Durin colocou a mão no punho de sua adaga, o metal frio reconfortador na mão quente.

Demek kabzada çentik olduğu doğruymuş.
Então sempre é verdade o corte no copo da espada.

Yani, demek oluyor ki yalnızca kabza veya...
Então, foi só o cabo ou...

Şarjörü kabzaya takıyorsun.
Carrega pelo punho.

Eli benimkini buldu ve afallamama sebep olarak parmaklarımı bir hançerin kabzasına sardı.
Sua mão encontrou a minha e, para minha consternação, fechou meus dedos em torno do cabo de um punhal.

En son gittiğimde bir çiftlik sahibinin kafasına silahının...... kabzasıyla vurduğunu gördüm
Que, a última passagem por lá o vi atingir a cabeça de um rancheiro...... com o tambor de sua arma

Önce kabzayı.
Você primeiro.

Bir kere daha beni bölersen seni silahın kabzasıyla benzeteceğim...
Vou dar-te o caralho de um tiro se me interromperes mais uma vez.

Belirgin bir kabza izi yok, ve yüzeydeki pürüzlü doku yaranın içinde.
Sem marcas de punho, e o tecido está denteado na superfície e no interior da ferida.

Bu nedenle, ‘bıçağın ardından kabza da ete saplanmıştı.
A espada aparentemente não tinha travessa entre a lâmina e o cabo.

Oda'ya yapılan saldırı olmadan önce Saklı Kabza'daki insanlar Kouga Danjo ve Ogen-sama arasındaki ilişkiyi neredeyse kabullenmek üzereydi.
Desde o ataque de Oda, as pessoas de Tsubagakure... ao verem a relação entre Danjou de Kouga e Ogen de Iga... que podia ser permitida...

Sedef kabzadan bir şey çıktı mı?
E o cabo de pérola?

Hâlâ kabzayı tutacak kadar parmağı vardı.
Ainda tinha dedos suficientes para segurar o cabo.

Kabzasında kocaman metal bir malafat var bunun.
Tem um pintão como cabo.

Her ikinizde gerçekten Saklı Kabza'nın en iyi on kişisi arasındasınız.
eles mereciam mesmo fazer parte dos 10 igas escolhidos

Bıçağın varsa neden birini bıçaklamak için kabzadan 8 santimlik bir parça koparırsın?
Se tens uma faca, porque cortar uma pega de 7cm para esfaquear alguém?

Aynen Knorr'un söylediği gibi kabzasında çentik var.
Uma falha na guarda, como Knorr disse.

Winter, sen de kabzana bir çentik atabilirsin.
Winter, você pode marcar sua arma também.

Büyük bir ihtimalle kabzasını camı kırmak için kullanmıştır.
Provavelmente usou o manípulo para partir o vidro.

Doğruluk Kılıcı'nın kabzasını ısıtmaya vakit bulamadan ölmüş olacak.
Vai morrer antes de ter segurado a Espada da Verdade tempo suficiente para ter aquecido a pega.

Önce kabzalarla müdahale edin ama sonuç alamazsanız kılıcı saplayın.
Usem a ponta cega para começar, mas se não surtir resultados, usem as lâminas.

Kılıcın kabzasını, o tanrıyı dindarca öpmeye gelince, hayır!
E beijar devotamente a empunhadura do sabre, isso não, meu Deus!

Sör Rodrik’in parmak eklemleri bembeyaz kesilmişti ama bir an sonra elini kılıcın kabzasından çekti.
Os nós dos dedos de Sor Rodrik estavam brancos, mas, após um momento tirou a mão do punho da espada.

Bir kılıç kabzasını kıskanıyorum, diye düşündü Dany, altından yapılmış kadınları kıskanıyorum.
Estou com ciúmes de um punho de espada , ela percebeu, de mulheres feitas de ouro .