kâbus oor Portugees

kâbus

[caːˈbus] naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

pesadelo

naamwoord manlike

Benim küçük erkek kardeşim o gece bir kâbus gördüğünü söyledi.
O meu irmão mais novo disse que teve um pesadelo nessa noite.

voorbeelde

" Düşlerle ve uyuşturucularla, uyandıran kâbuslarla " alkol ve sik ve sonsuz taşaklarla. "
" álcool e caralhos e intermináveis orgias. "

Gerçekten de, Şeytan’a tapınma birçok ülkede hem ana-babalar hem de çocuklar için bir kâbustur.
Realmente, a adoração satânica é um pesadelo internacional tanto para os pais como para os filhos.

En büyük kâbusum gerçek oldu.
Meu pior pesadelo se tornou real.

Anlayamadığım şey, neden yağmur kâbus görmeye sebep oluyor.
Só não consigo perceber por que razão a chuva desencadeia pesadelos.

Abartısız en berbat kâbusum.
É literalmente meu pior pesadelo.

Bir rüyaydı, kâbus.
Foi só um sonho, um pesadelo.

Kâbus görür müsün?
Você tem pesadelos?

Senin için de kâbus gibi olmalı.
Sim, acho que para você também é um pesadelo.

Yalnızca koku bile bir kâbustu.
O cheiro foi um pesadelo.

Ben kâbus değilim.
Eu não sou seu pesadelo.

Tam bir kâbus.
É um pesadelo.

Ben 5 senelik bir kâbus yaşadım.
Vivi um pesadelo de cinco anos.

Tam bir kâbustur.
Ele é um pesadelo.

Yine kâbus gördün.
Voltaste a ter o pesadelo.

Kendini bir an evvel toparlamazsan tepene kâbus gibi çökerim!
Melhor se endireitar, ou sua vida se tornará um pesadelo.

Bu ölü adam kâbusu da son bulacaktı.
O pesadelo de ser um homem morto terminaria.

Kâbus görüyor musun?
Tens tido pesadelos?

Ki bu bizim ilişkilerimiz için tam bir kâbus.
O que é um pesadelo em Relações Públicas.

Baba ben kâbus gördüm.
Pai, tive um pesadelo.

Kötü bir kâbus gibiydi, değil mi?
Foi o pior dos pesadelos, certo?

Birkaç gece önce korkunç bir kâbus gördüm. Bunu bir türlü aklımdan çıkartamadım.
Eu tive um sonho horrível há algumas noites... e não consigo tirá-lo de minha cabeça.

Kuru temizlemeci kâbustu, hepsi bu.
A lavanderia estava um pesadelo.

Neden kâbus biliyor musun?
Sabe por que é um pesadelo?

Ben onların en kötü kâbusuyum.
Eu sou o pior pesadelo deles.

Tam bir kâbus gibiydi!
É um pesadelo.