kavurma oor Russies

kavurma

voorbeelde

Bir ışık çakması kendi kendini ve yüz adım dahilindeki bütün kadınları kavurma riskine değer mi?”
Стоит ли вспышка света риска выжечь себя и всех женщин в сотне шагов вокруг?

Bir parçası o kokuyu içine çekmek ve onun kendisini kavurmasına izin vermek istiyordu.
Какая-то его часть хотела втянуть в себя этот запах и позволить ему поглотить себя.

Dana kavurma da alır mısın?
Можешь заказать говядину по-вьетнамски?

Bir başka değişle, bira yapımcısı filizlenmeyi, maltlaştırmayı ve kavurmayı kullanarak tohumdan lezzet çıkarmayı biliyor.
Другими словами, пивовары тоже знают, как пробудить вкус зерна с помощью проращивания, солодования и обжаривания.

Yere kapanın, şavkı sizi kör edip kavurmasın diye!”
Падите ниц, дабы его великолепие не ослепило и не испепелило вас!

Kutsal Kitap kaydı sonradan Pavlus olarak tanınan Saul’un, İstefanos’un şehit edilmesinin hemen ardından şunları yaptığını yazar: “Saul cemaati kasıp kavurmaya başlamıştı.
В Библии говорится, что сразу после того, как Стефан был побит камнями, «Савл [известный позднее как Павел]... учинил над собранием жестокую расправу.

John'un mucizesinin ülkeyi kasıp kavurmaya başlaması çok uzun sürmedi.
История о чуде, случившемся с Джоном, очень скоро потрясла всю страну.

İlk başlarda yetişmeye çalıştık haşlama, kızartma, kavurmayla geçen bir ayın sonunda " The Blob " filmindeki gibi, yumurtalara yenik düştük.
Сначала мы ели помногу, но после месяца варки и жарки мы очень от них устали.

ŞİDDETLİ bir zulüm dalgası patlak vermişti ve Saul cemaati acımasızca “kasıp kavurmaya başlamıştı” (Elçi.
ПОДНИМАЕТСЯ волна сильных гонений, и Савл учиняет над собранием «жестокую расправу» — выражение, которое на языке оригинала используется для описания крайней жестокости (Деян.

Şu kavurmaya doyamadım.
Захотелось ещё вашего мяса.

Kasıklarımdaki tüyler sökülürken az pişmiş kavurmanın tadını çıkarmak biraz zor gibiydi.
Немного тяжело наслаждаться мясом средней прожарки когда тебе с корнем выдирают лобковые волосы.

İşin püf noktası, ısının derecesini ve kavurma süresini doğru ayarlamaktır.
Важную роль в этом процессе играют скорость нагрева и степень обжаривания.

Başkan Peng tedaviyi topladı ve Çinliler için sakladı. Şimdi de virüsün mutasyon geçirmesine ve Japonya ile birlikte tüm Asya'yı kasıp kavurmasına izin veriyor.
Президент Пенг копил лекарство, прятал в Китае что позволило вирусу мутировать и прокатиться по Японии и остальной Азии

Bu sistemlerdeki güneş benzeri yöneticiler insanlığın durumunu iyileştirmek yerine ‘insanları büyük hararetle kavurmaya’ başladı.
Вместо того чтобы облегчить участь людей, эти подобные солнцу правители стали «палить людей сильным зноем».

Bir tencere kavurmayı ne kadar hızlı yapabilirsin?
А как ты быстро можешь сделать горшок жаркого?

dedi sanayici. - Sosis ve kavurma uğruna bu kadar riske girmenizi anla yamıyorum !
– Не могу постичь, как вы можете так рисковать во имя колбас и рулетов!

Biraz daha kavurma?
Хочешь еще хлеба, сынок?

İlk başlarda yetişmeye çalıştık...... haşlama, kızartma, kavurmayla geçen bir ayın sonunda...... " The Blob " filmindeki gibi, yumurtalara yenik düştük
Сначала мы ели помногу, но после месяца варки и жарки мы очень от них устали

Kavurma yerken boğul, iyi mi?
Завтра- двойная ставка

Çok geçmeden kıtlık, kenti kasıp kavurmaya başladı.
Вскоре в городе начинается голод.

İmaj, kahve kavurma ve demleme yöntemi, menü, her şeyi çaldı.
Оформление, рецепты обжарки и варки, меню, всё.

Gecenin seni kavurmasına izin verme yeter.
Не поджарься в ночи.

John ve Gerardo’nun kahve kavurma fabrikasına girdiğimizde kenarlarda çuvalların dizili olduğunu gördük.
На фабрике Джона и Джерардо вдоль стен сложены мешки с сырыми зернами, привезенными со всего мира.

6:8-14; 7:54–8:1). İlhamla yazılan kayıt şöyle der: “Saul . . . . cemaati kasıp kavurmaya başlamıştı.
Впечатленный увиденным, Савл стал преследовать христиан с еще большей яростью (Деян. 6:8—14; 7:54—8:1).