geniş oor Albanees
geniş
tr
Sağdan sola iki uç noktası arasındaki uzunluğu fazla olan.
Vertalings in die woordeboek Turks - Albanees
gjerë
tr
Sağdan sola iki uç noktası arasındaki uzunluğu fazla olan.
Kendi ülkenizde bu denli geniş çapta bir kampanya başlatma fikrinin altında yatan en önemli etken neydi?
Cila ishte çështja kryesore që ju frymëzoi për të filluar një fushatë të gjerë në atdheun tuaj?
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Dünya çapında son on yıldır sürmekte olan vahşi malî krizler ve döviz kuru krizlerinin ardından, ekonomistler arasında, gelişmekte olan piyasaların açık sermaye hesabına erken doğum yöntemi ile geçmemesi konusunda geniş bir fikirsel uzlaşı ortaya çıktı
Mbylli sytëSetimes Setimes
Davanın merkezinde, Saraybosna' nın oturmak için en güzel semtlerinden biri olan Ciglane' deki beş yatak odalı geniş bir daire yer alıyor
Kur ju grevë, mos ikni nga kjo linjëSetimes Setimes
Mercutio Hayır, yanı sıra bir o kadar derin, ne kadar geniş bir kilise kapısı olarak değil tis;: bana yarın için sorun ve bana ciddi bir adam bulmak olacaktır ancak ́yeterli tis ́ dimi hizmet.
S' duhet të frikësohemQED QED
Davanın suçlamaların doğası gereği basında geniş yer alması bekleniyor
Dhe gjaku i kujt duhet ta kryej këtë borgj?Setimes Setimes
Bu binanın büyük bir bodrum katı, geniş bir ibadet salonu ve kalacak yerleri var.
Se do të ndeshesh me ligjin?jw2019 jw2019
Dışişleri bakanlığının reformları ülkeye rehberlik etmek üzere genişlerken, Makedon diasporası cumhuriyete olan kültürel ve siyasi bağlarını koparmıyor
Do të shkosh në spital apo në varreza?Setimes Setimes
Gideon Midyanoğullarından gizli, herhalde kaya içine oyulmuş üstü örtülü geniş bir şıra teknesinde buğday dövüyordu (Hâkimler 6:11).
Nëna jote duhet të ketë qënë... e mençurjw2019 jw2019
Güçlerinin zirvesindeyken, tarihte bir bütün olarak en geniş topraklara sahip imparatorluk olmakla Kore’den Macaristan’a, Sibirya’dan Hindistan’a kadar hüküm sürdüler.
Publicitet i padëshiruar, por, deri sa te arrijë unë atje e tëra do të jet e harruarjw2019 jw2019
Avrupa Komisyonu, AB’ nin enerji güvenliği ile Birliğin, Rusya’ dan enerji ithalatına bağımlılığının azaltılmasına ilişkin altı önemli projeyi kapsayan, yeni ve geniş kapsamlı bir enerji planı açıkladı
Unë u tha atyre që ai kishte e majta, por ata kërkuar për oficer i lartëSetimes Setimes
Ayrıca bu hikayeyi anlatıyorum, çünkü bu yardımın ne olduğu ve ne olabileceği hakkında daha geniş bir bağlamsal hikaye veriyor.
Pasi të keni pjesën tuaj të Ameri- it, ti duhet të më ndihmosh mua...... të pushtojmë DelhinQED QED
Priştine medyasında geçen hafta yer alan haberlerde, ülkenin bağımsızlık ilanını Lahey' de savunmaya hazır olduğu ve Kosova dışişleri bakanlığının ülkenin ayrılmasına geniş bir destek görmeyi beklediği bildirildi
Unë kam frikë qe të mos keme më frymëSetimes Setimes
Belgrad ise bunun aksine, Kosova' ya geniş bir özerklik sağlamakla birlikte bir şekilde egemenliğini sürdürmek istiyor
Tani na thuaj diçka për shtëpinë tëndeSetimes Setimes
Misyon, operasyonun " yolsuzluk ve satın alma sahtekârlığıyla ilgili geniş çaplı bir soruşturmaya " ilişkin olduğunu belirtti
Kam shpresuar se ju mundeni me më tregueSetimes Setimes
Başbakan Ivo Sanader’ in yol inşa projesi için yeni bir ihale açma kararı geniş övgü topladı
Une s' pi cigare shoku kolonelSetimes Setimes
‘Geniş olmak’ ilk adımı atmayı da içerir.
Jam çuar në kryengritje kundër armiqve tuajjw2019 jw2019
Reference Bible adı verilen bu baskıda hem yukarıda anlatılan tüm özellikler, hem de yine indeks halinde verilen geniş kapsamlı dipnotlar da dahil daha başka birçok özellik bulunuyor.
Disa njerëzve nuk u pëlqen të shkojnë në parajsëjw2019 jw2019
Bu yıl geniş kesimler tarafından Sırbistan- Karadağ' ın AB üyelik umutları açısından önemli bir yıl olarak görülüyor
Të gjitha burimet e tij...... i ka përqendruar te ajo që ai e quan shkollave e arteve marcialeSetimes Setimes
Şimdiki politikacıları onların geniş kapsamlı 12 yönlü planlarıyla dinleyin.
Po shkëlqen, kushërireted2019 ted2019
Yeovil cemaatindeki yaşlı kardeşler, bana annem ile kız kardeşi Millie’nin, geniş kırsal sahamızı bisikletle dolaşarak Mukaddes Kitabı tetkik etmeye yardımcı Studies in the Scriptures yayınlarını nasıl gayretle dağıttıklarını anlatırlar.
Ka ujë atje brendajw2019 jw2019
Öte yandan, Sırbistan Başbakanı Zoran Zivkoviç Çarşamba günü bir açıklama yaparak, örgütlü suçlarla mücadele amacıyla Meclis' çe polise tanınan geniş yetkilerden ötürü, ülkedeki olağanüstü hâl durumunun büyük olasılıkla gelecek hafta kaldırılacağını belirtti
Nuk është asgjë.- Vetëm shikoSetimes Setimes
Geniş evlerde misafir odalarının kendi tuvaletleri vardı.
Do të drëgojmë ty në një vend të sigurtë, derisa të zgjidhet kjojw2019 jw2019
Diğer taraftan ilkelerin uygulama alanı geniştir ve geçerlilikleri sonsuza dek sürebilir.
Të lutem, jo me shenja rrugeçërishjw2019 jw2019
Hayatlarında her dalgaya cesurca dalabilecekleri bir pruvayı, motorun hiç değişmeyen ritmini ve hiçbir şey garanti etmeyen geniş bir ufku verebilir miyim?
Jo, nuk po e puthja!ted2019 ted2019
Milanovic- Blank " Bu, kısa filmleri daha geniş kitlelere ulaştırmak için seçilmiş bir yoldu
Me lini te dal jashte, jashte!Setimes Setimes
215 sinne gevind in 4 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.