Sake oor Sweeds

Sake

Vertalings in die woordeboek Turks - Sweeds

Sake

Sake, ruhların varlığına reaksiyon gösterir.
Sake reagerar naturligt vid en anden närvaro.

sake

Vertalings in die woordeboek Turks - Sweeds

sake

Dinleyin, çocuklar bildiğiniz gibi evimde alkola izin vermiyorum bu yüzden onun yerine sake içmek zorunda kalacaksınız.
Jag tillåter ju inte att man dricker alkohol här, så ni får sake i stället.

voorbeelde

Sonra Tokuemon, sake üreticisi Ushitora' nın tarafında
Tokuemon, bryggaren, stöder Ushi-Tora

McGee, Kate hiç sake bombası içmemiş.
McGee, Kate har aldrig testat sakebombning.

Bu gece Sake House'ta buluşuyoruz o zaman.
Sake House I kväll.

Koy bakalım bir " sake ".
Saketa i backarna.

Üstüne sake dökerek tatlılığı ve umami'yi ortaya çıkarırsınız.
Genom att hälla sake på toppen, drar man ut sötma och umami.

Seninle son bir bardak sake içmeyi çok isterdim.
Jag skulle gärna ta ett sista glas sake med er.

O gevrek, sulu eti elde etmek için binchotan ve sake kullanmanız gerekir.
För att få det knapriga, saftiga köttet ska man använda binchotan - kol och sake.

Hayır, sakeyi unut!
Låt sakén vara!

Güzel sake.
God saké.

Oh hayır, sake severim.
Jag tycker om sake.

Fıçıda sake varmış.
Krukan innehöll saké.

Mai tai ya da sake' i yememeliydim
Sen måste det ha något att göra med vad jag drack

Filtresiz sake, nigori.
Vi fixar lite mat.

Bütün sake akıp gidiyor!
Det är slutet!

Sake, ruhların varlığına reaksiyon gösterir.
Sake reagerar naturligt vid en anden närvaro.

Sake de içebiliriz.
Vi kan dricka saké.

Aslında sake Japon içkisi.
Saké är Japanskt, faktiskt,..

" Sake " le beni, Leo.
Saket och gjort, Leo.

" Bu sabah Göl Tanrısı'na, bir fıçı sake adanmıştır. "
En kruka saké offrades till sjöguden i morse.

Ve tek düşünmeniz gereken şey akşam yemeğinde 17 çeşit sakemizden hangisini isteyeceğiniz.
Fundera på vilken av våra 17 Niigata - sakéer ni vill dricka till er middag.

Hay aksi! Sake içmiş bir geyşa gibiyim.
Jag skakar som en geisha på skull.

Sake Japon içkisi mi?
Är Saké Japanskt?

Birisi bu evi satın almadan önce, ona bu sakeyi içirmelisin.
Innan någon köper huset, få dom att dricka av den här saken först.

Kobayashi çok fazla sake içiyor.
Kobayashi drack för mycket sake

Aramızda kalsın ama birileri sakeyi fazla götürmüş galiba.
Oss emellan, kapten, så tror jag att de gick åt sakén ganska hårt.