Sureste Asiático oor Turks

Sureste Asiático

Región geográfica de Asia, al sur de China, al oeste del Océano Pacífico Sur, al norte del Océano Índico, al este de la bahía de Bengala y del subcontinente indio, incluyendo la península de Indochina, la península de Malaya, los archipiélagos de Indonesia y Filipinas y países como Brunei, Camboya, Indonesia, Laos, Malasia, Myanmar Filipinas, Singapur, Tailandia y Vietnam.

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

Güneydoğu Asya

eienaam

Menos los 2 años que pasó en la Marina, en el sureste asiático.
Donanmayla Güneydoğu Asya'da bulunduğu iki yıl hariç.

sureste asiático

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

güneydoğu asya

Friendster ahora solo es popular en el sureste asiático.
Friendster şu an sadece güneydoğu Asya'da popüler.

Soortgelyke frases

Asociación de Naciones del Sureste Asiático
ASEAN

voorbeelde

Las guerras se producían en las selvas del Sureste Asiático.
Savaşlar Güneydoğu’nun ormanlarında olurdu.

Van Leur no quiere ver más que pedlars en la economía del Sureste Asiático.
C van Leur güneydoğu Asya ekonomisinde pedlarlardan başka bir şey görmek istememektedir.

Prefieren la India y el sureste asiático.
Hindistan ve Güneydoğu Asya'yı tercih ediyor.

El alto índice de casos de cáncer oral entre adultos del sureste asiático parece confirmar las sospechas.
Güneydoğu Asya’daki yetişkinler arasında ağız içi kanserinin yüksek oranda görülmesi bu düşünceyi destekliyor.

Menos los # años que pasó en la Marina, en el sureste asiático
Donanmayla Güneydoğu Asya' da bulunduğu iki yıl hariç

Mañana por la mañana, el consulado aloja una conferencia del sureste asiático
Yarın sabah konsoloslukta Güneydoğu Asya konferansı var.

Creía que estaba en su gira de masajes por el sureste asiático.
Onu Güney Asya'da masaj turunda sanıyordum.

El guar es un ungulado del sureste asiático, en peligro de extinción.
Guar, nesli tükenmekte olan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan bir toynaklı hayvandır.

Friendster ahora solo es popular en el sureste asiático.
Friendster şu an sadece güneydoğu Asya'da popüler.

La mayoría procedía de la región, pero una parte importante venía del sureste asiático y de más lejos.
Göçmenlerin çoğu bu bölgeden, ancak büyük bir kısmı Güney Asya’dan, hattâ daha da uzaktan geliyordu.

Menos los 2 años que pasó en la Marina, en el sureste asiático.
Donanmayla Güneydoğu Asya'da bulunduğu iki yıl hariç.

Dirigía operaciones encubiertas en el sureste asiático en los 70.
70'lerde Asya'daki gizli operasyonlardan sorumluymuş.

Los simios que salieron en ese entonces, terminaron en el Sureste Asiático, se convirtieron en los gibones y orangutanes.
Afrika'dan ayrılan maymunlar Güneydoğu Asya ulaştı evrimleşerek jibon ve orangutan oldular.

Como en Camboya al sureste asiático donde se recolectan gigantescas tarántulas se fríen y se venden en los mercados.
Asya'nın güneydoğusundaki Kamboçya'yı ele alalım, kocaman tarantulalar toplanır, kızartılır, ve pazarda satılır.

Fue creada en 1978, lanzada en 1980 y es vendida en Asia Oriental, Sureste Asiático, Medio Oriente y Sudamérica.
İlk olarak 1980 yılında tanıtılmış olup günümüzde Doğu Asya, Güneydoğu Asya, Orta Doğu ve Avustralya'da satılmaktadır.

Y el se asemeja, cercanamente, a gente con moderada pigmentación que vive en Africa del Sur, o el Sureste asiático.
Ve o, Güney Afrika ya da Güneydoğu Asya'da yaşayan orta dereceli pigmentasyonlu insanlara çok yakından benziyor.

En el sureste asiático, el 36% de las muestras analizadas resultaron ser falsificaciones, y en el África subsahariana, el 20%.
Güneydoğu Asya’da test edilen ilaç örneklerinin yüzde 36’sının taklit olduğuna karar verildi, Sahraaltı Afrika’da da ilaç örneklerinin yüzde 20’si taklitti.

En particular, las economías del Sureste asiático mantenían altas tasas de interés que atraían inversionistas extranjeros en busca de altas tasas de retorno.
Özellikle Güney Asya ekonomileri yüksek faiz politikası izleyerek yüksek kar elde etmek isteyen yabancı yatırımcıları kendilerine çektiler.

Podría decir que mi vida como misionera ha sido como el batik: llena de coloridas experiencias entre muy variadas culturas del sureste asiático y el Pacífico sur.
Kutsal Kitaptaki hakikati insanlara duyurma işinde yoğun şekilde çalışan biri olarak, aslında benim de yaşamım bu batik kumaşlar gibi renkliydi; Güneydoğu Asya’da ve Güney Pasifik’te çeşit çeşit kültürden insanlarla karşılaşmak yaşamımı zenginleştirdi.

Esta criatura de carácter pacífico y solitario vive en la espesura de las selvas de Borneo y Sumatra, dos de las islas más grandes del sureste asiático.
Yalnızlığı seven bu uysal hayvanlar Güneydoğu Asya’nın en büyük adalarından Borneo ve Sumatra’daki sık ormanlarda yaşarlar.

Muy poco después se embarcó rumbo a Asia, pasando por Batavia (actual Yakarta, Indonesia), entonces el centro administrativo de la Compañía Holandesa de las Indias Orientales, en el sureste asiático.
Kısa süre sonra daha 14 yaşındayken Endonezya’nın Batavia kentine (şimdiki adı Cakarta) giderek Asya’ya geçmeye karar verdi. Bu kent o zamanlar Güneydoğu Asya’daki Hollanda Doğu Hindistan Kumpanyası’nın idari merkeziydi.

“La gran demanda de aceite de palma en Europa produjo la tala de vastas extensiones de bosque tropical en el sureste asiático y el abuso de fertilizantes químicos en la región.”
“Avrupa’da palmiye yağına artan talep, Güneydoğu Asya’daki yağmur ormanlarının devasa kısımlarının yok edilmesine ve orada kimyasal gübrelerin aşırı kullanılmasına neden oldu.”