sureño oor Turks

sureño

adjektief, naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

güneyli

Es de una familia sureña de abolengo de buenos valores sureños.
O, güneyli değerleri olan köklü ve iyi bir güneyli aileden geliyor.

Soortgelyke frases

Toco sureño
Sarı gagalı boynuzgaga

Rock sureño
Southern Rock

voorbeelde

Un sureño aspirante a rebelde.
Güneyli asi özentisi.

He aprendido a esperar cualquier cosa de las bellas sureñas.
Güneyli dilberlerden herşeyi beklerim.

Pareces saber mucho, para ser una sureña de Nueva Orleáns.
New Orleans'lı bir bayan için çok şey biliyorsun.

Veo a ese sureño y muero por ser como él.
O filmi izledim, ve dayanılmaz bir biçimde " Elvis " olmak istedim.

¿ Se las mamaré, sureños?
Aletlerinizi ağzıma mı alacağım?

Mamá, realmente eres una chica sureña.
Tam bir güneylisin anne.

Yo no puedo creer que mamá nos comparara con demócratas sureños.
Sevgili annenin bizi Güneyli Demokratlara benzetmesine inanamıyorum.

Ella no tiene oportunidad con un viejo sureño como yo defendiéndola.
Benim gibi bir Güneyli onu savunursa, hiç şansı olmaz.

Todo esto es un ejemplo perfecto del tipo sureño
Bunların hepsi bir güneyli tipi örneği

¿ De quién, de pervertidos sureños?
Neden?Güneyli sapıklardan mı?

Muchos sureños aquí metiéndose en problemas
Bir çok Güneyli burada sorun yaratti

Es de una familia sureña de abolengo de buenos valores sureños.
O, güneyli değerleri olan köklü ve iyi bir güneyli aileden geliyor.

¿Por qué no entramos, o la hospitalidad sureña no abarca eso?
İçeri geçmeye ne dersin yoksa güneyli konukseverliği buraya kadar mı?

Supongo que a estas alturas no podrías encontrar un sureño...... ni con una puta de Ohio agarrándote del pito y llevándote
Bana öyle geliyor ki, Ohio' lu bir fahişe çükünden tutup yolu gösterse bile rakun derisinden yapılmış Güneyli şapkasının yerini bulamazsın

El dijo, " A nosotros los sureños nos gustan las superficies llanas, así que había momentos en los que no quería una confrontación. "
" Şimdi John Adams fazla dürüst " dedi. ve bu konudan devam etti.

Butch tiene un acento Sureño ahora.
Butch'un güneyli aksanı oldu.

Así que, mientras trabaje, deberás disculparme por mi acento sureño.
Yani çalıştığım sürece güneyli aksanımı mazur görmen gerekecek.

Supongo que es lo que se llama " hospitalidad sureña ".
Herhalde " Güneyli misafirperverliği " dedikleri şey bu.

Tú eres tan deprimente como un novio yanqui en una boda sureña.
Güneyli düğünündeki Yankee damat gibi bıkkınsınız.

Entonces Dios fulmina al sureño.
Tanrı bunun üzerine çomarın canını almış.

Parece un reaccionario sureño, pero ya arreglaremos eso.
Yeniden yapılanamamış bir güneyli gibi konuştunuz ama çaresine bakarız.

Después de que los demócratas sureños opuestos a inculparme fueron presionados por el Congreso
Meclis soruşturmasına karşı olan Güneydeki Demokratlara...... Komisyon Başkanı tarafından...... baskı yapıldığının kesinleşmesinden hemen sonraydı

En el corazón sureño de África, las tierras desérticas del Kalahari cubren un área de casi 400.000 millas cuadradas.
Güney Afrika'nın merkezinde 600 bin km 2'lik bir alanı kaplayan Kalahari Çölü uzanır.

Sólo sobre una base semejante podían los estados sureños de la Unión convertir el algodón en su producto principal.
Ancak böyle bir temel üzerindedir ki, Birleşik Devletler’in Güney eyaletleri, pamuğu, ana ürünleri yapabildiler.

Hasta dejé mi acento sureño aquí.
Güneyli aksanımı bile bıraktım burada.