aceite de bacalao oor Turks

aceite de bacalao

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

balık yağı

aceite de hígado de bacalao

Soortgelyke frases

Aceite de hígado de bacalao
Balık yağı

voorbeelde

Bien... ¿tienen pescado fermentado con aceite de bacalao?
Tamam, sizde balık yağında fermente edilmiş balık var mı?

Aceite de bacalao.
Morina yağı.

Te hace pensar en una sala lleva de viejas vestidas de negro dándoles aceite de hígado de bacalao a los niños
Çocuklarına balık yağı yediren...... siyah elbiseli kadınlar canlanıyor gözümün önünde

Te hace pensar en una sala lleva de viejas vestidas de negro dándoles aceite de hígado de bacalao a los niños.
Çocuklarına balık yağı yediren siyah elbiseli kadınlar canlanıyor gözümün önünde.

Con sus garras en forma de hoz trepan por la piel de sus madres para succionar su rica y cremosa leche, con sabor a aceite de hígado de bacalao.
Tadı balık yağı gibi olan besince zengin ve kaymaklı sütünü emmek için orak şeklindeki pençeleriyle annelerinin postuna tırmanırlar.

Mi abuela se crió en Glasgow, en las décadas de 1920 y 1930, cuando el raquitismo era un verdadero problema y se introdujo el aceite de hígado de bacalao.
Büyükannem Glasgow'da büyüdü, 1920'lerin sonlarında ve 30'larda, raşitizmin ciddi bir problem olduğu ve balık yağının satıldığı zamanlarda.

"'Oye, Marky, no olvides tomar tu aceite de hígado de bacalao. "'
Hey Marky, balıkyağı içmeyi unutma!

Carne roja, fruta, aceite de hígado de bacalao.
Kırmızı etle, meyveyle, balık yağıyla beslenmeye yani.

Bart, mi cielo, ¿quieres más aceite de hígado de bacalao?
Bart tatlım, biraz karaciğer yağı ister misin?

¿Trajiste tu aceite de hígado de bacalao?
Balıkyağı kapsüllerini getirdin mi?

«La niña tiene agotamiento» dijo, y me suministró aceite de hígado de bacalao.
“Çocuk bitip tükenmiş,” dedi ve bana balık yağı verilmesini buyurdu.

Tenia algún interés en el aceite de higado de bacalao de Cabo Bacalao.
Cape Cod'da balıkyağı çıkarma işine merak sardım.

Aceite de hígado de bacalao.
Balık yağı.

Aceite de hígado de bacalao
Balık yağı

Lo colocó en una caja y lo alimentó con camarones, calamares, aceite de hígado de bacalao y vitaminas.
Yavruyu bir kutuya koyup karides, kalamar, balık yağı ve vitaminlerle beslemiş.

Pide a la señora Perrin que te dé aceite de hígado de bacalao.
Bayan Perrin'e söyleyin, size balık yağı versin.

Dile a la Sra. Perrin que te dé aceite de hígado de bacalao.
Bayan Perrin'e söyleyin, size balık yağı versin.

Vitamina A: aceite de hígado de bacalao, hígado, huevos
A vitamini : Balıkyağı, karaciğer, yumurta

Y aceite de hígado de bacalao.
Ve balık yağı.

Aceite de hígado de bacalao.
Biraz balık yağı içsen iyi olur belki.

El aceite de hígado de bacalao se ha empleado por mucho tiempo.
İnsanlar balıkyağının faydasını uzun zamandır biliyor ve kullanıyor.

Los niños odian el aceite de hígado de bacalao.
Çocuklar morino karaciğeri yağından nefret ederler.

Y, por ejemplo, el aceite de hígado de bacalao se conoce desde hace mucho tiempo, como pueden atestiguar las personas mayores.
Ayrıca birçok yaşlının doğrulayacağı gibi, morina yağı da uzun süre yaygın şekilde kullanılmıştır.

Veintitrés barriles de bacalao en escabeche, dieciocho jarras de aceite de pescado, un tonel de sal...
Yirmi üç kasa tuzlu balık, on sekiz kavanoz balık yağı, bir varil tuz...”

" Que los sioux aguanten el sabor horrible del aceite de hígado de bacalao... por la onza de alcohol contenida en la botella... es, para mí, toda su experiencia resumida ".
Bu Siyu'ların, balık yağı şişesinin içerisindeki her bir damlayla katlandıkları ezâ, bana kalırsa yaşadıkları onca şeyin yanında devede kulak kalır.