hensynsløs oor Turks

hensynsløs

Vertalings in die woordeboek Noorse Bokmål - Turks

acımasız

adjektief

Fønikerne var dyktige handelsfolk, men de kunne være hensynsløse.
Fenikeliler başarılı tüccarlar haline gelmişlerdi, fakat acımasız olabiliyorlardı.

ahlâksız

vicdansız

Den verdensomfattende narkotikahandel har frembrakt hensynsløse narkotikahaier og drapsmenn.
Uyuşturucu ticareti vicdansız patron ve katiller meydana getirdi.

Soortgelyke frases

De hensynsløse
Rezervuar Köpekleri

voorbeelde

(Mika 6: 8) Beskjedne mennesker innser sine begrensninger og unngår å bli offer for den voldsomme ærgjerrigheten og den hensynsløse konkurransen som preger mange utdanningsinstitusjoner.
(Mika 6:8) Mütevazı kişiler sınırlarının farkındadırlar ve birçok eğitim kurumunda açıkça görülen yoğun hırsa ve amansız rekabete kendilerini kaptırmazlar.

(Efeserne 5: 28, 29) En hensynsløs, dominerende eller urimelig mann bringer ikke bare freden i sitt eget hjem i fare, men han undergraver også sitt forhold til Gud.
(Efesoslular 5:28-30) Kaba, baskıcı ya da mantıksız bir erkek evinin huzurunu tehlikeye sokmakla kalmaz, Tanrı ile ilişkisini de yavaş yavaş zayıflatır. (I.

Jesu ambassadører er omgitt av hensynsløse motstandere som ikke viser noen skånsel, og som nådeløst går til angrep på apostlene straks anledningen byr seg.
İsa’nın elçileri, resullere anlayış göstermeyen ve en küçük fırsatta üzerlerine merhametsizce çullanan amansız muhalifler arasındadır.

Det at salmisten mediterte over hva som vil skje med dem som oppnår velstand ved hjelp av hensynsløse eller tvilsomme metoder, fikk ham til å forstå at han befant seg på den rette vei.
Mezmur yazarı kuşkulu yöntemlerle refaha kavuşan çıkarcı kişilerin davranışlarının sonuçları üzerinde düşününce, doğru yolda olduğunu anladı.

Kall meg umoden, hensynsløs, arrogant.
Bana isterseniz çocuk, isterseniz küstah deyin ama...

De hensynsløse oppdagerne slaktet ned tusener av innfødte i trefninger i Mexico og Mellom- og Sør-Amerika.
Acımasız kâşifler, Meksika, Orta ve Güney Amerika’da karşılaştıkları binlerce yerliyi katlettiler.

De vil ikke drive noen hensynsløs nedslakting av dem, men vil igjen forvalte jorden på en ansvarsbevisst måte og ta godt hånd om dyrene.
Onları nedensiz yere katletmektense, sorumluluk duygusuyla, yeryüzünün ‘kâhyalığını’ üstlenerek onlara en iyi şekilde bakacaklar.

Den verden som han hersker over, er kald, hensynsløs og tvers igjennom fordervet. — 2. Korinter 4: 4.
Yöneticisi olduğu dünya, duygusuz, acımasız ve bütünüyle bozuktur.—II. Korintoslular 4:4.

Ren hensynsløshet.
Sheer duyarsız.

Tusken-folk går som menn, men de er onde, hensynsløse monstre.
Tuskenler insana benzer ama hepsi de kötü ruhlu, akılsız canavarlar.

Den tid er nær da Jehova Gud skal gå til handling for å rense verden for all selviskhet og korrupsjon og for all hensynsløs utnytting av jorden.
Yehova Tanrı’nın dünyayı tüm bencilliklerden ve yolsuzluklardan temizlemek ve yerin kötüye kullanılmasına son vermek üzere harekete geçeceği zaman yakındır.

Akkurat når de trenger all den kjærlighet og beskyttelse de kan få, må disse barna lære å overleve i storbyen og beskytte seg mot hensynsløse personer som prøver å utnytte dem.
Böyle çocuklar, sevgiye ve korunmaya en çok ihtiyaçları olduğu sırada, kendilerini acımasız saldırganlardan korumayı öğrenmeliler.

Bill Rawls er den mest hensynsløse jævelen i hele avdelingen.
Bill Rawls'gibi departmanın en yavşak adamıyla karşı karşıya geleceksin...

Han ble offer for Jesabels grusomme og hensynsløse plan.
O, İsrail Kralı Ahab’ın karısı İzebel’den korkunç bir haksızlık gördü.

Du har alltid vært sta, men du har aldri vært hensynsløs med andres liv.
Ancak başkalarının hayatına asla pervasız kalmadın.

Dan Thrapp sier: «Det fantes mektige og hensynsløse krefter som ikke ønsket fred med apasjene, for hvis det ble fred, ville strømmen av midler som ble brukt av militæret, tørke inn.»
Thrapp şunu belirtiyor: “Barış gelirse askeriyeden gelen para kaynakları kuruyacağından, Apaçilerle barışı istemeyen güçlü ve vicdansız çıkar grupları vardı.”

De er kanskje dumme tyver og tom. narkotikamisbrukere men ikke hensynsløse attentatmenn som har terrorisert landet vårt.
Belki onlar küçük işler çeviren... budala birer hırsız, hatta esrarkeş olabilirler... ama aylardır İngiltere'ye dehşet saçan acımasız bombacılar değiller.

Den er et utslag av egoisme, ofte ledsaget av hensynsløs materialisme.
Bu terimle tanımlansın ya da tanımlanmasın, “önce ben” tutumu çoğunlukla akılsızca bir maddeciliğin eşlik ettiği bencilliğin açık bir göstergesidir.

Asiaweek forklarer: «Tobakkseksportørene har drevet sine hensynsløse salgsframstøt med de amerikanske myndigheter i ryggen. . . .
Asiaweek dergisi bunu şöyle izah etmektedir: “Tütün ihracatı, A.B.D. hükümetinin desteğiyle ilerlemiştir . . . .

Jeg antar at du måtte lete over hele kontinenter for å finne en som er like grusom og hensynsløs som deg.
Kendin kadar zalim ve barbar birini bulabilmek için başka kıtaları da araştırmışsın anladığım kadarıyla.

Dyrene vil ikke lenger bli gjenstand for menneskers hensynsløse nedslakting.
Artık hiçbir hayvan sebepsizce yapılan katliamlara kurban gitmeyecek.

Jeg synes at Alonzo er en skitten, hensynsløs vato.
Alonzo acımasız, pislik bir vato.

Djevelen har satt sin representant Hitler ved styret, en mann som har et sykelig sinn, som er grusom, ondsinnet og hensynsløs . . .
Şeytan, temsilcisi Hitler’i, yani sağlıksız bir zihin yapısına sahip, zalim, şirret ve acımasız bir adamı başa geçirdi . . . .

Den verdensomfattende narkotikahandel har frembrakt hensynsløse narkotikahaier og drapsmenn.
Uyuşturucu ticareti vicdansız patron ve katiller meydana getirdi.

Hensynsløse oppsynsmenn som driver dem framover med lærpisker.
Acımasız idareciler onları ham deriden yapılma kamçılarla döverek, zorla çalıştırıyordu.